havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

SINIRSIZ AHLAKSIZLIK!

Değerli okurlarım son günlerde ahlakın sınırlarının zorlanmasına çokça tanık oluyoruz. Belli ki bu 'zorlama' epey prim yapıyor.

9181

 

16 yıllık AKP Döneminde genellikle özgün bir bilimsel çalışması olmayan, ama salt iktidar yandaşı olduğu için, akademik personel yapılarak ödüllendirilen “Cumhuriyet Düşmanı” bir güruh türedi, sadakatleri karşılığında hak etmedikleri akademik ünvanları öpüp başına koyan bu zat-ı muhteremler, karşılığını da Cumhuriyetimize düşmanlık yaparak ödüyorlar.

***

            Çanakkale 18 Mart Üniversitesi televizyon kanalı ÇOMÜ TV’de 20 Şubat tarihinde yayınlanan programda skandal ifadeler kullanıldı. 2. Abdülhamid’in 100. Yılı anısına gerçekleştirilen programa konuk olarak katılan ÇÖMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın konuşmasının bir bölümünde:

            “….. 12 Haziran 1924. Camiler kapatılıyor düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum Çanakkale ve Bursa’da genelev olarak kullanılan Camiler var….. “ diyecek kadar kendini bilmez bu eğitimci yalnızca Çanakkale’ye değil, ülkenin hiçbir üniversitesine asla yakışmaz.

            Sözde İlahiyatçı konuşmasının bir yerinde de:

            “….. İngiltere hala Kraliçe ile yönetiliyor. Hala Kraliçe’nin birçok sömürgesi vardır. Amerika Başkanlık ile yönetiliyor. Onun için Başkanlık Türkiye için önemli bir nokta oldu. Bunu yapanlardan Allah razı olsun…..”

            *Sözde Akademisyen Beştepe’ye de selam çaktığına göre kamuoyu tepkisini hafifletmek için ona önce ‘ihtar’ verirler, sonra da onu ÇOMÜ Rektörlüğüne atarlarsa şaşırmayın! Çünkü o makamı ‘o’ hak ediyor (!!!)

            Hele hele Tarihimizi “Mustafa Kemal kazanacağına Yunan kazansaydı” diyen fesli meczuplardan öğrenenler, sürekli kandırılmaya mahkumdur!

            Bilgiden ahlaktan yoksun bu meczuplar, acaba son 16 yılda nasıl türediler diye sorgulamak gerekmez mi? GEREKİR.

***

            Hep sonuçlar üzerine kafa yorar, nedenler üzerinde durmaz isek böyle ihanetler ve meczuplarla daha çoook karşılaşırız!

            Kurucu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e inanılmaz hakaretler yağdıranlara ‘bizdendir’ diye tepki göstermezseniz olacağı budur! Bu gibi densizleri, hadsizleri cesaretlendirir, sırtlarını sıvazlarsanız bu ‘sınırsız ahlaksızlık’ ne ilk ne de son olacaktır.

*Güya İlahiyatçı olan bu şahıs ÇOMÜ TV’de ki sözleriyle tarih konusunda tarihsel çarpıtmalarla ahkam keserek Cumhuriyet düşmanı olduğunu kanıtlamış ve Türkiye Cumhuriyetini kuranların kemiklerini sızlatmıştır.

Beyin zehirlenmesine tutulan bu akademisyenin yukarıdaki “namussuzluk abidesi” sözlerinden sonra acaba öğrencilerinin ve Çanakkalelilerin yüzüne nasıl bakabilecektir, merak etmez misiniz?

***

Sevgili OLAY Okurları ben Çanakkaleliyim… 1949 yılında Kepez’de doğdum. Hacı torunuyum, ne atalarımdan ne hısımlarından ne de komşularımdan bu sözde akademisyenin iddia ettiği “Camiden genelevi” duymadım.

Cumhuriyet Türkiye’sine bu denli kin, nifak, iftira ve yalanlar bu yobazların ruhlarına, sıfatlarına öyle yer etmiş ki nerede rastlasanız yanılmaz, tanırsınız!

Bu hainlikleri yapanları Allah bildiği gibi yapsın…

Çanakkale, Türkiye Cumhuriyeti’nin ön sözünün yazıldığı yerdir. Bir Çanakkaleli olarak bu sözde akademisyeni ve namussuzluk abidelerini nefretle kınıyor ve lanetliyorum.

İlginçtir! ÇÖMÜ Rektörlüğü akademisyeninin sözlerini önce ifade özgürlüğü olarak değerlendiriyor. 1 hafta bekliyor… Tepkiler artınca idari inceleme-soruşturma başlatıyor. İki gün önce de Sn. Rektör Acer: “Tarih bölümümüzün değerli hocaları gerçekleri kamuoyu ile paylaşacaklardır. Kamuoyu müsterih olsun… Meselenin siyasileştirilmesini arzu etmiyoruz” buyurmuşlar!

Eyyy ÇÖMÜ tepkiler artmasaydı, sesin çıkmayacak mıydı? İstersen yanıt vermeyebilirsin (!)

* Bu süreç yaşanırken acaba Çanakkale’de iktidar partisinin örgüt yöneticilerinin bu -seviyesiz- güya öğretim üyesi hakkında duyarlı tepkilerine tanık olacak mıyız? Gerçekten meraka değer…

- Peki bu süreç yaşanırken Çanakkale Valisinden ve İl Müftüsünden neden tek cümlelik açıklama yapılmadı. İlginç değil mi?

* Cumhuriyeti koruma kollama görevi verilmiş Cumhuriyet Savcılarımızı göreve çağırmaya gerek var mı? Bence YOK… Çünkü onlar kurucu değerlerimizin koruyucusu değiller mi?

Tabii ki koruyucusu… Sözde ilahiyatçı akademisyene hak ettiği hukuki işlemi elbet yapacaklardır. BEKLİYORUZ…

Yazımı Alman filozof Friedrich NIETZCHE’nin  özlü sözüyle sonlandırıyorum;

“Kutsal kitaplarda çokça adı geçen ‘Şeytan’ gerçek dünyada size ahlak dersi veren bir yobazdan başka bir şey değildir.”