havadurum

Sabiha Güler KOÇER

1594
Merdivende Üç Şair
 
Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Metin Altıok. Ortak yanları çok bu üç kişinin. Ama en başta üçü de bu toprağın haykırışlarını dizelere ustalıkla döken sanat adamları. Ve üçü de gördükçe yüreğimizin her noktasına adeta, cam parçaları batıran fotoğrafın sessiz kahramanları. Bir nefes kadar, yaklaşan ölümün karşısında ki çaresizliğin fotoğrafına her bakışımızda sanki o cam daha çok deliyor kalbimizi.
 
2 Temmuz 1993 Yer: Sivas Madımak Oteli. Pir Sultan Abdal Şenlikleri`ne (?) katılmaları için çağrılan, üç şair merdivende boşluğa (yada yokluğa diyelim) bakarak bekliyor. Birinin elinde yangın tüpü, birinin elinde bir sandalye bacağı, bir diğerinin elindeyse süpürge sopası. Amaç: Orta çağ karanlığında büyütülmüş bir güruhun, yapılan bu şenliği, kırıma çevirme girişimi ile başlayıp, ilerleyen ve sonucunda insan yakmaya kadar gelen sözüm ona başkaldırı`nın etkilerinden kendilerini ve çevrelerindekileri koruyabilmek. Aslında bu katliamı yapanlar, bu üç şair ve beraberinde yaktıkları canların en büyük silahlarının yüreklerinde büyüttükleri, ülke ve toplum sevgisi olduğunu bilselerdi, elleri gider miydi acaba ateşin o baş döndüren görüntüsünün arkasında kalan vahşeti yapmaya.
 
Fotoğrafın çekildiği o anın ve konuşmaların tanığı olan Zerrin Taşpınar merdivende bekleyen üç şairin kendi aralarında "Şayet içlerinden birine bir şey olursa, kalanların ölenler için şiirler yazacağının" şakalarını yaptıklarını anlatıyor. Sonrasında da şakayı "Ne güzel ben ölürsem Metin benim için şiir yazacak." diyerek devam ettiriyor. Adeta ölümle alay eder gibi, değil mi? Şimdi, merdivende bekleyen o üç şair için, belki Zerrin Taşpınar şiirler yazıyordur.
 
Yazarken bile sözcüklerin gerçek anlamlarını bulamadığı bu cümleler, duygularımı zorluyor. Zannediyorum ki, sözcükler, kağıda dökülmekten dolayı mahçup oluyorlar. Ellerinden ancak bu kadarı geliyor. Çünkü daha ötesi acı, göz yaşı ve keder. Kim bilir o anı orada yaşayan bir insan için, bu ne kadar zor olmuştur. Çatı katına atıp ta, gözümüzden uzak olmasını istediğimiz ne kadar çok eşyamız vardır. Ama bunları ne çatı katı alır, ne depo alır. Unutmaya da ömrü yetmez insanın.
 
Bu yıl Sivas Katliamının 20. yılı. Ve o da sonunda yapılan onca çabalar sonucunda zaman aşımına uğratıldı.!!!!!!!. Yazar ve araştırmacı Orhan Tüleylioğlu, "Merdivende Üç Şair"adlı yeni kitabıyla, tekrar karşımızda. Yazar bu kitabı yayına Sivas Katliamının zaman aşımına uğramasından sonra çıkartmış. Amacı öldürülen bu üç şair üzerinden aydın sorumluluğunu göstermekmiş. Ben, bu kitabı okurken bazı yerlerinde dayanamadım. Nefessiz kaldım sanki. Ama yine de dayanabileceklere önerimdir bu kitap. Kırmızı Kedi yayınlarından çıktı. 248 sayfa.
 
Sağlıcakla ve mutlulukla kalın.