Fenerbahçe'nin ve Milli Takımın yıldızı. Futbol oynadığı dönemlerde, fırtına gibi esen, tutulmaz, ele avuca sığmaz bir krampon. Futbol zekâsı üst düzeyde.
Bir sonraki pozisyonu tahmin edip, pozisyon alan bir akıl küpü. Övgü ile başladık, yergi ile bitirelim. Buraya kadar her şey güzel, ama istikrar yok. Müzmin sakat. Oynadığı zamanlarda, oyunun kaderini değiştirecek bir oyuncu. Tabi sakat olmazsa. Rıdvan Dilmen’i niye yazdık? Bir Fenerbahçeli ve Dilmen’i canlı izleyen biri olarak, futbolculuğunun üst düzeyde olduğunu belirtmek istedik. Gelelim yorumculuğuna. İşte, burada mola vermek lazım. O kadar çok bol keseden atıyor ki, sanırsınız ki, Allame-i Cihan. Şahsen, biz bu arkadaşımızın yorumlarını izlemiyoruz. Sonradan okuyoruz. Çünkü, tahammül edilebilecek gibi değil. Öyle şeyler söylüyor ki. Bu kadar biliyorsan, babanın, ananın hayrına, geç bir takımın başına da sevap işle. Eleştiri yapmak çok kolay. İşkembey-i Kübra’dan salla gitsin. Zaten millet yutuyor. Rıdvan ‘şöyle’ dedi. Rıdvan ‘böyle’ dedi. Daha önce çok kısa hocalık deneyimi olmuştu. Bir devreyi bile çıkaramadı. Çünkü, bu işler, ekranda anlatıldığı gibi olmuyor. Futbolcuları tanımak lazım. Hafta içinde, tesiste, yemekte, idmanda, doktor kontrollerinde, yanlarında olmak lazım. Futbolcuların özelliklerini bilmek lazım. Aile hayatını, maç günü ruh halini izlemek lazım.Çünkü, sahaya çıkan futbolcular Robot değiller, insanlar sonuçta. Etten, kemikten yapılmışlar. Ama, bizimki çıkar ekrana, şu ‘şöyle’ olmalıydı. Filan ‘burada oynamalıydı’,der durur. At Martini Debreli Hasan Dağlar inlesin misali. .Bir zamanlar Erman Hoca vardı.hala duruyor mu,bilemiyoruz. Al ileri Uğurcuğum ..Ver geri .Millet de bunların söylediğini, haşa Ayet zannediyor. .Ey Futbol severler.aklınızı kullanın. Bu gibilere itibar etmeyin. Şunu da unutmayın. Her iyi futbolcu, başarılı bir yorumcu,Teknik Direktör, her iyi hakem de başarılı bir eleştirmen olamaz. Yunus ne güzel söylemiş: İlim; ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin. Bu nice okumaktır. Sağlıcakla kalınız.
