Siyasilerden 8 Mart mesajları; "Kadın cinayetleri politiktir"

 

Son dönemde yaşanan taciz ve şiddet artışının tehlikeli boyutlara ulaştığını belirten CHP İl Başkanı Güneşhan; “Ülkemizde maalesef ki kadın cinayetlerindeki artış, iş gücündeki kadın sayısının düşüşü, erkeğin uyguladığı şiddet ve kadın cinayeti davalarındaki iyi hal indirimi bu olayların sistematik olduğunun göstergesidir ve kadın cinayetleri politiktir. Engellenmesi de sistematik ve kararlı bir mücadele ile mümkündür. Her vesile ile kadının asli görevinin çocuk doğurmak olduğunu, yerinin ise evi olduğunu ifade eden bir anlayış kadınların yaşadığı sorunlarda ciddi bir engeldir. AKP iktidarı ile birlikte 15 yıldır hiç dinmeyen ve her alanda giderek artan şiddet, eşitsizlik, işsizlik, çocuk gelinler ve kadın cinayetlerindeki artış çok tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle kadınlar politik mücadele içinde yer almalı, hayatı kadınlardan yana dönüştürmek için, eşitliği, adaleti, özgürlüğü, barışı yeryüzüne hakim kılmak için seslerini birleştirip çoğaltmalıdırlar. Biz,  Cumhuriyet Halk partisi olarak her zaman hak ihlallerinin, cinsiyetçi söylemlerin, her türden şiddetin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bu vesile ile gelecek güzel günlerin var edilebilmesi adına tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar gününü yürekten kutluyorum” dedi. 

 

Son zamanlarda kadına yönelik, cinayet, darp, taciz, tecavüz olaylarının arttığının farkında olduklarını dile getiren İyi parti İl Başkanı Dehmen; “Bu olaylardaki artışın temelinde iktidarın uyguladığı politikaların olduğunu biliyoruz. İktidar partisine mensup bazı belediye başkanlarının kadını aşağılayan sözlerini unutmadık. İstanbul`da sadece iki mahkemede sadece bir günde 55 taciz ve tecavüz davasının görülmesi bu iktidarın utanç eseridir. Sadece kot giydiği veya etek giydiği için saldırılan kızlarımıza ve saldırganların iktidar mensubu çıkması tesadüf değildir. IYI Parti olarak kadınlarımızın toplumumuzda hak ettiği yeri alması için çok önemli projelerimizin olduğunu belirtmek istiyorum. Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara vermiş olduğu seçme ve seçilme hakları ile birlikte siyasette ‘eşitlik’ ilkesiyle tanışan ve nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın ekonomik ve sosyal hayatta aktif rol almadıkları sürece toplumsal refaha ulaşılması ve sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanması mümkün değildir. İyi parti kadın erkek eşitliğini ilke edinmiş. Genel Başkanımız Meral Akşener, bizzat bütün üyeler ve görev alanlarının yan yana olacağını ifade etmiştir. Partimiz bu anlamda Kadın Kolları bulunmamaktadır. Kadın, toplumun ve ailenin mihenk taşıdır. Kadın, toplumu kalkındıran, ahlakı ve adaleti tesis edendir. İyi Parti olarak ülkemizde kadınlara yönelik ayrımcılık içeren her türlü uygulamanın ortadan kaldırılmasından yanayız. Kadınların sosyal, ekonomik, siyasal ve toplumsal alanda konumlarının iyileştirilmesi temel hedefimizdir. Emeğin, bereketin, üretimin simgesi kadınlarımızın toplumda daha fazla güçlenmesi ve kalkınmanın öznesi olmaları için gerekli tüm idari ve hukuki düzenlemeleri hayata geçireceğiz. IYI Parti olarak kadının toplumda eşit haklara sahip olmasını sınırlayan tüm engelleri ortadan kaldıracak, kadının her alanda kendisini ifade etmesi ve güçlü temsil imkanını sunacağız. Siyasette, devlet kurumlarında ve yerel yönetimlerde kadın taban kotası getireceğiz” dedi.

  

İHD Çanakkale Şubesi tarafından 2017 yılında 357 kadının erkekler tarafından katledildiği belirtilen açıklamada; “17 kadın kuşkulu bir şekilde öldürülmüş olarak bulundu, 51 kadın yaşadığı şiddet nedeniyle intihar etti. Böylece 2017 yılında tespit edilebildiği kadarı ile 425 kadın katledildi,  589 kadın da tecavüze maruz kaldı. Bu sayısal bilgiler, korkunç bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Toplumsal cinsiyetçi, erkek egemen,  feodal ve militer devlet politikaları toplumu da biçimlendirmiş durumda. İnsan hakları savunucusu kadınlar olarak, kadına yönelik şiddeti aynı zamanda “politik şiddet” olarak görüyor, tüm kadın cinayetlerini de ‘politik cinayet’ olarak görüyoruz. Yüzlerce kadın, OHAL uygulamaları nedeniyle işlerinden atıldı. İfade özgürlüğüne yönelik baskılar, hiç olmadığı kadar artmış durumda. Bu şartlarda dahi kadınlar mücadeleden vazgeçmiyorlar. Çünkü bu ataerkil, feodal ve militer sistemin en büyük mağduru olan kadınlar aynı zamanda bu sisteme en çok karşı olanlardır. Bizler, insan hakları savunucusu kadınlar olarak, bir kez daha 8 Mart’ta susmayacağız, susturamayacaksınız diyoruz. Yaşasın 8 Mart!” ifadelerine yer verildi.