havadurum
Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Törende de konuşturmuşlar!

3985

 Kirazlı altın madenine karşı yürütülen mücadele Çanakkale için bir simge olmuştu. Kanada`daki ormanlara elini süremeyen madenci şirket gelmiş burada ruhsatını almış, sayın orman yetkilileri de ağaçları bir güzel kesivermiş ve al sana maden sahası denmişti. Hep birlikte ayağa kalktık; "napıyorsunuz siz, burası Çanakkale`nin tek su kaynağının havzası. Siz bizi öldürmeye mi geldiniz!" dedik. Pek dinleyen olmadı. Hatta Vali Orhan Tavlı`da, bu iş yasal olarak tava gelmiş deyip, atıverdi imzayı, aldılar işletme ruhsatını. E vali bu, o gün vardı bugün yok!

Evet, Kirazlı Mücadelesinde baktık konuşmakla olmuyor; dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say abimize müracaat ettik. Sağolsun, duyarlılığı için. Kazdağları için özel bir beste yaptı. Geldi Kirazlı dağına, geçti piyanosunun başına dünyaya seslendi! (Bu arada, mücavir sahasındaki bu sanatlı protestoya araç gereç veren Çanakkale Belediyesi çalışanları hala savunma veriyor. Siz niye araçla insan taşıdınız diye! İş mahkeme safhasına gitmeden bitmeyecek gibi. Giden Vali Orhan Tavlı çok kızmış olacak ki bu işe, devlet kanunsuz bu eylemle uğraşmaya devam ediyor çok şükür!)

Neyse bu iş ağlamayla sızlanmayla olmuyor. Çalışmakla, araştırmakla ve üretmekle oluyor. Bakın, çok güzel bir şey oldu geçen hafta.

Bu dağın eşi benzeri yok, işte ispatı!

İşte geçen hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı`nın bir etkinliği vardı. Haber şöyle geçti, "Tarımda kendi hikayesini yaratan, yetiştirdikleri ürünlerle marka olan 21 kadın; Tarım ve Orman Bakanlığı`nın Ankara`da düzenlediği organizasyonda bir araya geldi. Kaz Dağları`nda kurduğu çiftlikte Türkiye`nin prolin ve antioksidan derecesi en yüksek ballarını üreten Derya Demircan; binlerce kadın arasından seçilerek Çanakkale`nin gururu oldu.

Dünya Kadınlar günü etkinlikleri çerçevesinde `Ben yaptım sen de yaparsın` sloganıyla düzenlediği organizasyonda Derya Demircan`la ilgili anısını paylaşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, `Derya hanımın ürettiği bal çok güzel bir şişe ve paketle elime ulaştı. Bende işten iyi anlayan biri olarak şişeye kanmam. Hemen tadına baktım. Tadı gerçekten çok iyi. Hanımefendiyi aradım çok teşekkür ettim. Gerçekten işini aşkla yapıyor` dedi.

Konuşmacı olarak da seçilen Derya Demircan, İstanbul`da tekstil işiyle uğraşırken arıcılığa merak sardığını ve çiftliğini Kaz Dağlarına kurduğunu belirten Derya Demircan, `Arıcılık işine girmeden önce uzun bir süre arıcılık ve apiterapi konusunda eğitimler aldım. Sonrasında arıcılığa en iyi nerede yapabileceğim konusunda Pervari`den Anzer`e Macahel`den Hizan`a pek çok bölgede araştırmalar yaptım, numuneler topladım. Ve sonunda Türkiye`nin prolin ve Antioksidan değeri en yüksek balının Kaz Dağları`ndan çıktığını görünce Tarım ve Orman Bakanlığımızın Genç Çiftçi Projesi kapsamında aldığım 30 bin lira hibe desteğiyle Kaz Dağları eteklerinde Bayramiç`te arı çiftliğimi kurdum` dedi

İşin sırrı yabani sarımsak!

Kovanlarından elde ettiği ballarında en önemli etkenin yabani sarımsak olduğunu söyleyen Derya Demircan, `Dünyaca ünlü antioksidan değeri yüksek manuka balı özelliğini manuka bitkisinden alıyor. Bizim ballarımız ise değerini yabani sarımsaktan alıyor. Tesisimizin apiterapi merkezi olması için çalışmalarımız devam etmekte. Polen, propolis, arı sütü, apilarnil gibi arı ürünlerinin sağlık alanında kullanılması için de çalışmalar yapıyorum`diye konuştu. Ayrıca, Dünyada baldan sargı bezi bile üretildiğini söyleyen Demircan konuşmasını şöyle tamamladı. "Ben balımızı savaş zamanlarında yaraların iyileştirilmesinde kullanılan, sağlık için çok faydalı bir ürün olarak Osmanlı kültüründen ve atalarımızdan devredilen kıymetli bir miras olarak görüyorum. Ve devletimizin desteğiyle bu mirasa sahip çıkabildiğim için çok mutluyum." dedi.

Not: Kirazlı’da rehabilite çalışmaları yapılacakmış. Ben sordum, orman örtüsü kazınan alan 50 yılda kendini ancak toparlar dediler. Biz o günleri görmeyiz. O çırılçıplak haliyle bir utanç olarak hafızamızda kalacak.