havadurum

Transfer spekülasyonları

1025

 Dedikodular manşet oluyor yaygın basının spor gazetelerinde, internet sitelerinde.   Küçücük bir duyum alan 8 sütuna manşet atıyor günü kurtarmak için. Hakikatler çıplak gezmeyi sever, ama bu ilkeye uyan yok ki ? Nasılsa satılıyor, okunuyor ve fanatizmin hüküm sürdüğü futbol olgusunun içinde arz-talep meselesi bir şekilde karşılanıyor. Yazan memnun, okuyan razı. Böyle olunca kimi kime deşifre edeceksin ki.  Transfer dönemi resmen başlamamasına rağmen, özellikle 3 büyüklere spor gazeteleri ile internet sitelerinin yakıştırdığı “aldı, alıyor, yarın imzalıyor“ dediği futbolcular ayyuka çıktı. Türkiye’de habercilik değil, yorumculuk revaçta.  Ülkemizde zaten gazetecilik can çekişiyor. Resim çekip, ona kafasına göre alt yazı yazan kişiye gazeteci deniyor bu ülkede. Nerede kaldı Gazeteciler Cemiyeti’nin ilkeleri ile basın yasası. Bilgisayarın karşısına geçen haber yazmak yerine kişisel yorumunu dikte ediyor okuyucusuna. Oysa haberde şeffaflık, yalınlık, objektiflik ilkeleri verilerle desteklenmeli, “5N 1K“ formülü uygulanmalıdır. Daha kötü spor gazeteciliği yapanlar da var. Şimdi yeni bir moda çıktı. Hıncal Uluç’un yaptığı gibi, yazar gazetenin sütunlarında kendi kendine hem soruyu soruyor, hem de yanıtını veriyor. Oh ne ala, hem hakim hem savcı. Böyle gazetecilik anlayışı olur mu hiç. Her şey birbirine karışmış, gidiyor. Oto kontrol yok, okuyucu ise bunları ret etmiyor.  Aksine destek veriyor.  Siz ne dersiniz, bilemiyorum ama, bu alemde ilkesizlik “İlke olmuş bir kere….”

Paylaş