havadurum

Troia'da özgürlük rüzgarı esti!

556

 

Çanakkale’de bu yıl 54’üncü kez düzenlenen Uluslararası Troia Festivali’nin resmi açılış töreni Troia Antik Kenti’nde gerçekleştirildi. Tahta At etrafında düzenlenen kokteyl ile başlayan törene, Çanakkale Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Dağ, Macaristan`da ana muhalefet partisi konumundaki Jobbik Partisi lideri Fadıl Başar, CHP Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve eşi Hale Gökhan, Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar, CHP Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş, CHP YDK Üyesi Serdar Soydan, CHP eski İl Başkanı Hamza Karagöz, Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği Derneği (ÇATOD) Başkanı Kemal Pazarbaşı, Anzac oteller grubu sahibi ve Genel Müdürü Armağan Aydeğer ve çok sayıda davetli katıldı. Kokteyl ardından katılımcılar 5 bin yıllık Odeon’da düzenlenen tören alanına geçtiler.

 
“Özgürlüğü için direnenlerin kentinden, Yaşasın Özgürlük…”
54’üncü Uluslararası Troia Festivali’nde açılış konuşmasını yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, konuşmasında ilk olarak Troia festivali tarihini anlattı. Geçmişten günümüze kadar Çanakkale’de değerli bir festivalin gerçekleştiğini belirten Başkan Gökhan; “Okulda defterine, sırasına, ağaçlara, “Ey Özgürlük” yazan onurlu insanlar merhaba. Tarlalara ve ufka, kuşların kanadına, hıncahınç meydanlara “Ey Özgürlük” yazan güzel insanlar merhaba. Özgürlüklerin ve Barışın Kenti Çanakkale’nin 54. Uluslararası Troia Festivali açılışına hoş geldiniz, safalar getirdiniz.  Bu güzel yaz gecesinde sadece bir festivalin açılışını değil, aynı zamanda “Ey Özgürlük” haykırışını da Troia’ dan yapıyoruz. 10 yıl tutsak edilen bir kentten, her türlü tutsaklığı lanetliyor, Özgürlüğü için direnenlerin kentinden, özgürlüğü yüceltiyoruz. Sloganı “Ey Özgürlük” olan festivalimizin açılışında tarihin özgürlük kahramanlarını da selamlamak istiyorum. Selam olsun, işte burada özgürlük için mücadele eden kahraman Priamosa, Hektor’a ve Paris’e.  Selam olsun, işte orada, boğazda ve yarımada da özgürlük için direnen kahramanlara, “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diye haykıran Mustafa Kemal Atatürk’e selam olsun. Çanakkale kadar özgürlük mücevheri boynuna yakışan başka bir şehir var mıdır? Özgürlük Çanakkale için yeni bir kavram mıdır? 32 asır önce Troia’ da, 1 asır önce Çanakkale’de dillendirilen hep özgürlüktü.  Her iki savaş arasında yüzyıllar vardı, fakat ikisinde de tutsak etmeye gelen ordular, ikisinde de özgürlüğü kuşatmaya gelen donanmalar vardı. Agamemnon komutasındaki gemiler özgür Troia’ya yı döverken, yüzyıllar sonra da Agamemnon adlı gemi, Çanakkale sularını topa tutuyordu. Troia’nın surlarından da, Anafartalar’ın siperlerinden de hep aynı ses yükseliyordu; özgürlük. İkisinde de kahramanlar vardı, ölen kahramanlarını gömmek için çatışmalara ara veren centilmenler vardı. Troia’da özgürlük mücadelesini efsaneleştiren Homeros’sa, Çanakkale’de Mehmet Akif’ti. Troia’da özgürlük destanı ‘İlyada’ysa, Gelibolu’da “Çanakkale Şehitleri” şiiriydi. İlki Troia’nın savaşıydı, diğeri ise “Son Troia Savaşı” oldu. Bu şehir 32 asır önce ittifak kuvvetlerine de özgürlük dedi. 1 asır önce itilaf donanmalarına da özgürlük adına direndi.  Bu şehir, Seyit’in attığı topta da, Troialı’ nın attığı okta da özgürlüğü öğrendi. Bunun içindir ki Çanakkale; bugün de, yarında ve bundan sonra da, en iyi bildiği o eşsiz değeri, en güçlü haliyle söyleyecek ve diyecek ki; yaşasın özgürlük, yaşasın özgürlük, yaşasın özgürlük” dedi. 
 
 
“Özgürlük gözbebeğimizdir”
Troia ve Çanakkale’den özgürlük için mücadele edenlere seslenen Başkan Gökhan; “Bunun içindir ki, biz Çanakkaleliler; Kaz Dağları’ndaki köknar için, Gülpınar’da ki zeytin için, Cerattepe’de ki orman için özgürlük istiyoruz. Biz Çanakkaleliler; Maçka Parkında giyimine kuşamına, çalıştığı gazetede haberine, yazısına müdahale edilene özgürlük istiyoruz. Muhalif olduğu için kesilen seslere, birileri gibi düşünmeyenlere, birilerinin penceresinden bakmayanlara özgürlük istiyoruz. Biz Çanakkaleliler; Harem-i Şerife sokulmayan Filistinli için, Ege kıyılarında lastik botlarda yaşamı son bulan mülteciler için özgürlük istiyoruz. Özgürlük istediğimiz için Çanakkale’yiz. Çanakkale olduğumuz için özgürlük diyoruz. Yüzyıllara meydan okumuş bir tiyatroda, Troia’nın koynunda ağırlanıyoruz. Bu akşam bizleri ağırlayan Troia, yıllar öncesinde de Sezar’ı, Agustus’u, Fatih Sultan Mehmet’i ağırlıyordu. Dikkatle dinlerseniz, yüzyıllar ötesinden bu sahnede barış içinde okunan şiirleri ve destanları duyarsınız. Arkanıza bakarsanız, özgürlük için direnen Troia surlarının hala ayakta duran duvarlarını görürsünüz. Çanakkale Belediyesi olarak da bizim yaptığımız tarihin derinliğinden kulağımıza gelen barışın sesini gürleştirmektir. Bu topraklarda mücadelesi verilen, gözlerin şahit olduğu özgürlüğün, gözbebeğimiz olduğunu hatırlatmaktır. Barışı ve özgürlüğü festivalle, yaşam kültürüyle, dile getirmek ve muhafaza etmektir. Çünkü biliyoruz ki ancak barış varsa özgürlük vardır, savaş coğrafyalarında maalesef her şey, herkes tutsaktır” diye konuştu. 
 
 
“Benim memleketim Troia’dır, inadına barış diyeceğiz…”
Konuşması alkışlarla sık sık kesilen Başkan Gökhan, özgürlük ve barışın ayrılmaz bir bütün olduğunu dile getirerek; “Şunu bir kez daha ve gururla söylemek isterim ki memleketim Troia’dır. Özgürlüğü, barışı, aşkı, mücadeleyi bu topraklardan öğrendim.  Meşrebim kardeşlik, dilim Barışın dilidir. Dilimizde, düşümüzde, gönlümüzde başkası denilene “başkası” bile demek yoktur. Barışı söyler, özgürlüğü yüceltiriz. ‘Düş ve gerçek arasındaki Troia’da, savaşların gerçekliğinden dersler çıkartırız. Her seferinde barışın düşünü kurarız. Barışa hasretimiz bitmese de umutla Barış, her şeye rağmen Barış deriz.   Varsın hayal desinler. Lakin bir şeyi hayal etmeden hiçbir şey başarılamaz. Onun için inadına, ısrarla ve tükenmeden barış, barış, barış, barış, barış diyeceğiz” dedi.
 
 
“Manfred Osman Korfman, özgür bir kahramandır”
Başkan Gökhan konuşmasının devamında Troia Antik Kenti için yıllarca kazı çalışmalarında bulunan Prof. Dr. Manfred Osman Korfman’ı unutmayarak; “Ben, özgürlük ve barışın, bilimin, bir insanı ne kadar güzelleştirdiğini gördüm. Öyle birini biliyorum. Üstelik onunla burada tanıştım. Hatta bana kalırsa ruhu şimdi burada dolaşıyor. Belki de yükseklerden bizi izliyor. O, bana göre Özgürlük ve Barışın insan suretindeki kahramanıdır. Efsane kazı başkanı, fahri hemşerimiz Prof. Dr. Manfred Osman Korfman’ı bu vesileyle saygıyla ve özlemle anıyorum. Evet, o özgür bir kahramandır, “Troia, Yunan medeniyetidir” diyenlere, bilgisini tutsak ettirmeyen, fikrini zincirletmeyen bir kahramandır. O, Troia’yı Anadolu’ya, yani gerçek sahiplerine iade eden kişidir. Gördüğüm çok ilginç bir hususu sizinle paylaşmak isterim. Korfmann’ın Almanya’da bulunan mezarının yönü Troia’ya bakar. Bütün mezarlar bir yöne,   o mezar Çanakkale’ye bakar.  Korfmann öldükten sonra mezarıyla da, Troia’ya ya olan “aşkının özgürlüğünü” ifade eder. O bir barışçıdır. Barışıktır. Osman Hoca, Yeniköy’de katıldığı bir cenaze töreninde imama “Bu duanın aynısını öldüğümde kendim için de istiyorum” diyebilen bir barışıktır. Köylü Hatice Teyzeye “Osman senin adını biliyorum. Senin adın Korfmann. Ama ben sana Osman diyeceğim” dedirtebilen bir barışıktır. Priamos’un hazinelerinden sonra bana göre 2. Hazine sayılabilecek Korfmann Kütüphanesini hepimizle paylaşan bir barışıktır. Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun” dedi.
 
 
54 yıldır özgürlük ve barışla bezenen bir festival… 
Başkan Gökhan konuşmasında, ayrıca 54 yıldır süren Troia festivali hakkında değerlendirmelerde bulundu. Gökhan;”Özgürlük ve barışla bezenen festivalimiz 54. yaşında. Bu değerleri yüce sayanlara, ulusal ve uluslararası düzeyde çaba sunanlara    2002 yılından beri çok prestijli bir ödül olan Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü’nü sunuyoruz. Geçen zaman içinde Christa Wolf’dan Yaşar Kemal’e, Yıldız Kenter’den, Nuri Bilge Ceylan’a, Kardeş Türküler’den kardeşçe yaşayan bu Kentin Çocuklarına çok önemli kişiler bu ödülün sahibi oldu. Ne mutluyuz ki bu büyük ve anlamlı ödül bu yıl, 2018 Troia Yılının arifesinde biraz önce andığımız Manfred Osman Korfmann’ın öğrencisine veriliyor.  Ne ilginçtir ki kendisi 30 yıl önce Korfman’la tanışmıştı. Bundan 30 yıl önce Troia’yla kucaklaşmıştı.Ve Troia’nın UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girişinin 20. Yılına hazırlanırken bu özel ödülü alıyor. Malumunuz, Kültür ve Turizm Bakanlığımız; Çanakkale’li turizmcilerin girişimleri sonucunda, Troia’nın UNESCO Kültür Miras Listesine alınışının 20. Yılı olması nedeniyle 2018 yılını Troia Yılı olarak ilan etmiştir.  Batıyla doğuyu buluşturan, dünya kültürlerini birleştiren bir destan için bana göre bu bir taltif değil, bir isabet, değerin ifadesi ve iadesidir. Bir kent düşünün ki Roma’nın da Paris’in de kuruluşu ona dayansın. Bir kent düşünün ki Agustus’tan Hadrian’a, Büyük İskender’den Fatih Sultan Mehmet’e liderlerin, imparatorların, komutanların yolu burada kesişsin. Şüphesiz bu bir şanstır, önemli bir fırsattır. Dilerim ki 2018 Troia Yılı, ziyaretçi sayısının ve Troia’ya ya ilginin artması, kentimizin ve ülkemizin tanıtımı ve turizmden hak ettiği payı alması için muhteşem bir fırsat olur.  2018 Troia Yılı buradan kaçırılanları geri almak, Troia Müzesinde, kendi evinde sergilenmesini sağlamak için de önemli bir fırsattır. Altını çizmeliyim ki Troia’ya ya ait olanlar Troia’da olmalıdır. Uluslararası alanda bu kültürel mirası, avantaja çevirdiğimiz ölçüde bundan Troia, Çanakkale ve Türkiye kazançlı çıkacaktır. Bir şükranımı da benim için çok özel ve kıymetli bir gruba yapmak isterim.    Onlar bu festivali başlatanlardır. Geçen zaman, verdikleri kayıplarla sayılarını azaltsa da Çanakkale’deki ve yüreklerimizde ki değerleri asla kaybolmayacaktır. Yarım asrı aşan bu festival onların, bin bir zorluklar ve imkânsızlıklar içinde attıkları tohumların mahsulüdür. Alkışlarınızı onlara ithaf ediyorum. Rahmetli Cahit Altan, Rahmetli Hüseyin Uluarslan, Rahmetli Jak Molinas, Şükür ki hayatta olan Sayın İzzet Melih Dilmaç, Sayın Eyüp Sabri Özkan sizlere bu kent adına çok teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.  Dün Kıymetli Büyüğümüz İzzet Melih Dilmaç’ı evinde ziyaret ederek 54’üncü festivalimizin davetiyesini takdim ettim, asırlık çınarımızın sevgi ve selamlarını size getirdim. Troia Festivalinde tasarlanan afişler her zaman olduğu gibi bu yılda bizim için çok değerli ve önemlidir. Bu yıl 13.sü düzenlenen Afiş Tasarım Yarışması’na,  65 üniversiteden 423 başvuru oldu. Sanatçıların ve öğrencilerin ilgisi bir rekor, yarışmamıza ilgi bizler için onur olmuştur. Bu sahneden tüm katılımcılara en içten şükranlarımı sunarım. Yanı sıra yarışmanın jüriliğini üstlenen Grafikerler Meslek Kuruluşu’na, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’ne, Troia-Tübingen Vakfı’na ve Çanakkale Belediyesi temsilcilerine de teşekkür ederim. Bu yıl Marmara Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü’nden Doğukan Karapınar`ın tasarımının birinci seçildiğini ilan eder kendisini ve onu yetiştirenleri kutlarım. Bu yılki festival afişinde “Barış Güvercini” ve ‘Troia Atı’ndan başka ilk kez “Adalet Tanrıçası Themis” de var. Themis, Troia savaşını izleyen savaş tanrısı Zeus’un eşidir. Ne ilginçtir ki Mitolojide savaş tanrısının eşi, adalet tanrıçasıdır. Evet ülkeler kılıçla alınabilir. Ama ancak adaletle korunur. Adalet onarılmışsa, ülke için de özgürlük olur. Adalet yaralıysa, özgürlük de kısıtlanır. Atatürk’ün de ifadesiyle; “Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez.”Sonuçta ortaya çıkan hukuksuzluk ve huzursuzluktan başka bir şey olamaz. Mülkün temeli adaletse, mülkün hassasiyeti özgürlük olmalıdır. Bu sebeple adalet için de özgürlük istiyoruz. Bir dünya mirasının koynunda, 2018 Troia Yılının arifesinde özgürlüğün, aşkın, barışın buram buram hissedildiği Troia’da sizleri görmekten, festivalimizin açılışını sizlerle gerçekleştirmekten mutluluk ve onur duyuyorum. Yaşasın Özgürlük ve Yaşasın Barış diyerek sizlere sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi. 
 
 
Homeros ödülü Rüstem Aslan’a verildi
Açılış konuşması ardından 54`üncü Uluslararası Troia Festivali`nde, `Homeros Bilim, Kültür ve Sanat Ödülü`, Troia Ören Yeri Kazıları Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan`a verildi. Aslan’ın Troia için büyük uğraşlar verdiğini söyleyen Başkan Gökhan, ödül takdimi öncesinde; “Homeros Ödülü’nün bu yılki sahibi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi, Troia Kazı Başkanı Sayın Prof. Dr. Rüstem Aslan’ı tebrik ediyor, ödülü nedeniyle huzurlarınızda kutluyor, Çanakkale halkı adına teşekkürlerimi sunuyorum. Kazılarda çalışmak için bir üniversite öğrencisi olarak adım attığı Troia’da birazdan ödülünü sunacağız. Rüstem Aslan; Troia için, Troia’nın Dünya Kültür Mirası listesine girmesi için muhteşem bir gayret gösterdi. Aşkla özdeş Troia’da, Troia’ya aşık oldu. Savaşla anılan Troia’da, Troia için adeta savaş verdi. 30 yıldır Troia’da yaşayan ve adeta Troia’yla yaşayan oldu. Bu vesileyle Çanakkale adına, Troia adına, Troialılar adına, kendisine emekleri için şükranlarımızı sunuyorum. Ayrıca bilmenizi isterim ki birazdan takdim edeceğimiz ödül özel bir eser olup, bu ödülü tasarlayan ve üreten Heykel sanatçımız Cem Sağbil’e de huzurlarınızda içtenlikle teşekkür ederim” açıklamasında bulundu. Festivalde, geleneksel Homeros Bilim Sanat Kültür Ödülünü Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın elinden alan Truva Ören Yeri Kazıları Başkanı Rüstem Arslan ise yaptığı konuşmada, "Buradaki çalışmalarımda ekibime ve bana rahat çalışma ortamları sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra biz burada bir ekip olarak çalışıyoruz, 1988 yılından beri burada binlerce işçinin emeği var. Ben bu ödülü onlar adına da alıyorum. Onların emeği büyük.30 yılı biraz özetlemek istiyorum. 1988 yılında geldiğimde Osman beyin, bizim herkesin önünde harabe harabesi bir yer vardı. Turistlerin taşlar üzerinde yürüdüğü bir harabe vardı. 30 yıl içerisinde Troia çok değişti, daha iyi kurulmuş bir yer oldu. Osman beyin çalışmaları sadece arkeoloji olarak kalmadı. 1960 yılında milli park projesinin önünü açtı. 96 yılında Troia tarihi milli parkı açıldı. Troia daha sonra UNESCO Dünya mirası listesine girdi.  Troia’da yaşadığım en güzel en onurlu en güzel günlerden bir tanesi bu. Ben bu akşam burada Homeros’un bu kentin öyküsünü anlatarak yaktığı şiir ateşi adına bu ödülü alıyorum. " dedi. Ayrıca törende bulunan Macaristan ana muhalefet partisi konumundaki Jobbik Partisi lideri Fadıl Başar, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a Macaristan’la kurulan iyi ilişkiler nedeniyle çiçek takdim etti. 
 
 
“Bin Gemiye Yelken Açtıran Aşk” 
Törenin sonunda, sanatçı Cem Kurtoğlu`nun anlatımı sanatçı Oğuz Kasap’ın besteleri ve piano eşliğinde seslendirmesi ile 5 bin yıllık antik kentin geçmişine ışık tutan, "Bin Gemiye Yelken Açtıran Aşk" isimli dans ve müzik gösterisi sunuldu. Odeon’da sis ve ışık gösterileriyle anlatılan destansı Troia dinletisi, dansçıların şovlarıyla izleyenleri büyüledi. Başkan Gökhan, sanatçı Cem Kurtoğlu, Oğuz Kasap ve ekibine katılımlarından dolayı çiçek ve hediye takdiminde bulundu.  
(Şebnem Özer)
Paylaş