Değerli Okurlarım; Bütün dünyada sıkıntı var ve mevzu derin.
Diktatör devlet başkanları var. Mesela Putin’in bunca çabası sırf dünya tarihine geçmek için. Adamın çocukluğunu okudum. Zavallı, çulsuz, çelimsiz, adam yerine koyulmayan ezik çocukluktan, Rusya gibi bir devletin başına geçmiş. Devlet yönetecek adamın biraz olsun nereden geldiği bilinmeli. Ruh haline her yönden bakılmalı. Kapısından defalarca kovulan KGB’nin, eninde sonunda, ne yapıp edip öyle bir kurumda çalışmaya başlar ve bugün dünyanın başına bela olmuştur.
Buradan ABD ve Avrupa’ya şunu sormak istiyorum. Devletleri, “Sizi şöyle koruruz, böyle yardım ederiz.” lafları ile kandırıp, böyle vurulunca ortada bırakmaktan vazgeçin artık. Bana öyle geliyor ki bu savaşı nurtopu gibi Türkiye’nin kucağına bırakacaklar. Biz tek bir sesle yönetildiğimiz için bunu bir fırsat gibi görüp, umarım atlamayız bu savaşın ortasına. Şimdi aslında dünyanın bir şansı var. Türki devletlerin bir olup, Türkiye’nin liderliğinde Türk Paktı kurup, dünya liderliğine soyunabiliriz fakat bunları yapmak için cumhurbaşkanının etrafındaki ajanlardan kurtulması gerekiyor. Bizde aslında diktatörlük yok. Bizde farklı bir durum var. Bizde derin bir yapı var 30 yıldır. Bütün iktidarların içinde varlar ve şuan da varlar maalesef.
Cumhurbaşkanına FETÖ ve cemaatinin yaptıkları ortada. Paralel bir devlet kurdular ve ülkede bir sürü abuk subuk iş yaptılar. Her bakanı, başbakanı kullanıp arkasından da ülkeyi ABD’ye sattılar. Onlar gitti, bu defa da tarikatlar başladı. Devletin kritik yerlerine kadrolaşmaya ve müdürlük, genel müdürlük makamlara oturanlar, kendi kadrolarını yerleştirmeye başlıyorlar. Bir kaç bakanın bu tarikatların tezgahından geçtiklerini bilmeyen yok. Bu da ikinci adamlar. Yani Sezar’ı sırtından bıçaklayan Brütüsler’in işine yarıyor.
Mesela şuan ülkemizde bir sorun var. Bakanları biraz takip edin, ne yaparlarsa yapsınlar cumhurbaşkanımızın kararı diyorlar ve yollarına devam ediyorlar. Beyefendi! Senin bir fikrin yoksa, bir hizmetin yoksa senin o makamda ne işin var? Cumhurbaşkanının ne günahı var? Her şeyi o yaptı diyerek yırtmayı düşünüyorsanız bu defa olmaz o düşündüğünüz. O kadar zengin oldunuz ki etrafınızda zengin ettiğiniz o kadar ortağınız var ki 100 yıllık aile şirketleri yarışta toz yutuyorlar. Zenginliklerinin artık yeni zenginlerin yanında lafı bile olamaz. Bundan kastım, hepimiz cumhurbaşkanı yapıyor sanıyoruz. Aslında yanılıyoruz. Cumhurun adını kim zikrediyorsa kameralar önünde, bizzat kendi hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
Anayasada her şey çok açık. Kim hangi makamda oturuyorsa, hakkını verecek. Kişilerin değil, vatanın menfaatini düşünerek çalışacak. Cumhuriyetin kurucusu olan Mustafa Kemal gibi düşünen bir lider gelir ise iktidara, yanındaki bakanlar layığı ile görev yaparlar ise hiç bir sorun kalmaz ülkemizde.
Gelelim bugünlere… Rusya dünyaya meydan okuyor. Şuan tam birleşme zamanıdır. Kişi veya kişilerin hiç bir önemi yoktur. Önemli olan vatanın bekasıdır. Aklımızı başımıza almaz isek su içecek bir vatanımız olmaz. Dünya başka bir denklemde gidiyor.
Biz ihalenin, paranın, şöhretin, şahın peşini bırakmalıyız. Bir tarafta 10 çeşit yemek yiyen bir topluluk, bir tarafta bir tas çorba bile bulamayan, insanlara “Porsiyonları küçültün” diyen bir anne, cumhurbaşkanı eşi… Bu kabul edilemez bir söylem.
Şunu söylemek isterim; Hangi ülke olur ise olsun, kim olursa olsun önce halkını doyuran, önce halkının huzurlu olmasını sağlayacak başkanları seçin. Kimse sizden üstün değil. Sizin hakkınızla, size yardımı kabul etmeyin. Sizin hakkınızla size patronluk yapmalarına izin vermeyin. Dünya artık kibirli ve içinde başka emeller olan başkanları sevmemeli. Eğer huzur istiyorsak, kendi başlarına ve dünyanın başına bela etmemeli.