DOLAR 32.3415 %0.11
EURO 35.1155 %-0.18
G.ALTIN 2239.4607 %-0.18
BITCOIN 63539.3904 %-5.67
ETHERIUM 3255.0881 %-7.17
havadurum

Unutmuyoruz, unutmacağız...

1064

 Çanakkale Emek ve Demokrasi Güçleri, 10 Ekim 2015’te yaşanan Ankara Gar katliamının 4’üncü yılında Golf Aile Çay Bahçesi önünde buluştu. Yaşamını yitiren 103 emek ve demokrasi savunucusu anısına 103 barış güvercini uçuruldu. Kordon boyunca düzenlenen yürüyüşte ‘Ercan yoldaş kavgamızda yaşıyor’, ‘Katil ABD Orta Doğu`dan Defol’, ‘Savaşa hayır, barış hemen şimdi’ sloganları atıldı. Kitle, İskele Meydanı’nda toplanarak, basın açıklaması yaptı. Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında yaşamını yitiren Emek Partisi (EMEP) Çanakkale eski İl Başkanı Ercan Adsız ve 103 can saygı ve özlemle anıldı. Tabipler Birliği Çanakkale Şube Başkanı Dr. Eftal Yıldırım; “Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz” dedi. Yıldırım 21 Kasım`da 16 firari sanık hakkında davanın 3’üncü duruşmasının görüleceğini belirterek; “3 yıldır her duruşmada, katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanmasını istiyoruz” dedi. EMEP Çanakkale İl Başkanı Muzaffer Dağtekin, Diyarbakır, Suruç ve ardından gerçekleşen Ankara Gar Katliamlarının ülkeyi karanlık bir tünele soktuğunu ifade etti. Dağtekin; “Ortadoğu’da sürdürülen emperyalist paylaşım savaşından pay kapmak isteyen AKP hükümetinin, yayılmacı dış politikaları yüzünden, ABD ve Rus emperyalist silah tekellerine milyar dolarlar aktarıldı. İhmal ve sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmedi” ifadelerini kullandı. Firari veya ismi tespit edilmeyen, katliamla ilişkili olan IŞİD’liler araştırıp bulunmadığını söyleyen Dağtekin; “Katliamın gerçekleşmesinde kusuru ve sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmedi. Devletin sorumluluğunun üstü örtüldü” dedi. 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren Adsız için; “Ercan güler yüzlü fedakar biri olarak hafızalara kazındı. Yaşamı boyunca çeşitli zorluklar geçiren Ercan işkenceden sonra bile etrafına neşe katacak kadar sevgi doludur. Onların yarım kalan emek, barış ve demokrasi mücadelelerini kaldığı yerden devam ettirmek sözümüzdür” denildi. 

 
“Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor”
Tabipler Birliği Çanakkale Şube Başkanı Dr. Eftal Yıldırım; “Bugün 10 Ekim! Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan 10 Ekim katliamının dördüncü yıl dönümü. Tarihe kapkara bir sayfa olarak geçen hain katliamdan bugüne adeta bağrımıza saplanmış 103 kara saplı bıçak ile yaşamaya devam ediyoruz.  Dört yıl önce, ülkemizi yaşanmaz hale getiren çatışma ortamının sona erdirilmesi ve barışın tesis edilmesi için DİSK, KESK, TMMOB ve ITB olarak tüm yurttaşlarımız, ‘Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ için Ankara`ya davet edilmişti. Yapılan çağrıya kulak veren yurttaşımız Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Ankara Garı önünde buluştu. 10 Ekim 2015 sabahında Ankara Garı önünde yüreklerinde sevgi, gözlerinde gülücük, dillerinde barış türküleri olan on binlerce kişi kardeşçe yan yana bulunuyordu. O karanlık dönemde hepimize umut veren bu coşkulu birliktelik saat 10`u 4 geçe birbiri ardına patlayan iki bomba ile kana bulandı. IŞİD üyesi 2 canlı bomba tarafından gerçekleştirilen bu kanlı saldırı sonucunda 103 arkadaşımız hayatını kaybetti.  Bilindiği gibi yitirilen 103 arkadaşımız arasında Çanakkale`mizden de Ercan Adsız arkadaşımız ve yoldaşımız da vardı. Ölen arkadaşlarımız ile birlikte 500`e yakın arkadaşımız da yaralandı ve sakat kaldı. Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamında kaybettiğimiz bütün arkadaşlarımızı, başta Ercan arkadaşımız olmak üzere saygı ve özlemle anıyoruz. Arkadaşlarımıza olan hasretimiz, her geçen gün daha da büyüyor.  Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında 10 Ekim davası karara bağlandı ve 9 kişi hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi.  Dosyaları ayrılan 16 firari sanık hakkındaki davanın üçüncü duruşması 21 Kasım`da görülecek.  Katliama ilişkin dava iddianamesinin mahkemeye sunulduğu günden itibaren yürütülen soruşturmanın, olayı tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmaktan uzak olduğunu belirtmeliyiz. 3 yıldır her duruşmada katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması gerektiği dile getirilmektedir. Ne yazık ki, mahkeme bu doğrultuda cesur bir adın atmamış ve bu eksik karar sonucunda, kamuoyu vicdanında adalet tecelli etmemiştir” dedi.
 
“Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz” 
Tabipler Birliği Şube Başkanı Dr. Yıldırım; “Saldırı sonrasında, ‘Patlama sonrası oylarımız yükseliyor’ sözleriyle hafızalarımızda yer eden dönemin Başbakanı, geçtiğimiz aylarda ‘7 Haziran-1 Kasım seçimleri arası dönemdeki defterler açılırsa birçok siyasetçi insan içine çıkamaz’ açıklamasında bulundu Bu sözler, katliamın siyasal boyutları konusundaki endişe ve iddialarımızın haklılığını göstermiştir. Buradan davanın görünmekte olduğu mahkeme heyetini bir kez daha göreve çağırıyoruz. Bu açıklama hem bir ihbar, hem de bir itiraf olarak kabul edilmelidir.  Başta dönemin başbakanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere dönemin siyasileri davaya dahil edilmelidir.  Yakın tarihimizin en karanlık döneminin aydınlığa kavuşması için siyasetçilerin de, ellerini vicdanlarına koymaya, gerçekleri açıklığa kavuşturmaya çağırıyoruz. Türkiye`nin barış umuduna darbe vuran, insanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçiler var?  Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kim? Bilinmelidir ki insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından ve bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi, yitirdiğimiz arkadaşlarımızın en büyük emanetidir. Bizler bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da bu doğrultuda kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Kaybettiklerimizi unutmayacağız, unutturmayacağız. Sorumlularını unutmayacağız, affetmeyeceğiz. Yaşasın emek, barış ve demokrasi mücadelemiz” dedi. 
 
“Ercan Adsız yoldaş, devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyor”
EMEP Çanakkale İl Başkanı Muzaffer Dağtekin; “10 Ekim Ankara Gar katliamının üzerinden 4 yıl geçti. Türkiye`de en kanlı katliamlardan birisidir.  İçinde Çanakkale EMEP İl Başkanı Ercan Adsız arkadaşımızın da olduğu103 emek barış, demokrasi gönüllüsü, ortaçağ kalıntısı cihatçı IŞİD çete örgütünce hunharca katledildi, yüzlercesi yaralandı. Mevcut iktidar, çözüm masasını devirmiş, 7 Haziran 2015 seçimleridne ise azınlığa düşmüştü. Ancak kaybettiği seçimi ne pahasına olursa olsun, geri almak, zorla da olsa iktidarını sürdürmek istiyordu. Önce Suruç katliamı, sonra Ankara Gar katliamı ülkemizin hızla karanlık bir tünele girdiğinin işaretiydi, daha sonra da İstanbul’da, Ankara’da peş peşe kanlı eylemler devam etti. 10 Ekim 2015 katliam sonrası ülkemizin ve emekçi halkın sorunları daha da arttı. 10 Ekim 2015 Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi kanla bastırıldı.  Tamamlanabilseydi ülkemizin en büyük barış eylemlerinden biri olacaktı. Ki 10 Ekim’den önce yaşananlar, bir daha yaşanmasın. 10 Ekim 2015 sonrası, ülkemiz güzel bir gün görmedi.  Tek adam yönetimine geçildi. Hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi, özgürlükler, ayaklar altına alındı.  Orta Doğuda sürdürülen emperyalist paylaşım savaşından yap almak isteyen AKP hükümetinin, yayılmacı dış politikaları yüzünden ABD ve Rus emperyalist silah tekellerine milyar dolarlar aktarıldı. Emekçilerin eğitimi, sağlığı, sosyal güvencesi için harcanması gereken paralar, bölgede duvara toslayan dış politikanın sıkışan sorunlarını aşmak, iki emperyalist ülkenin gönlünü hoş etmek amacı için kullanıldı. Bölgenin diğer gerici ülkeleri de, bu savaş ortamını bahane ederek hızla silahlanmış, Ortadoğu panamaya hazır bir silah deposuna dönmüştür. Katliam hesabının sorulması için açılan dava, tüm ayak diremelere, tüm gerçekleri örtmek için örülen duvarlara rağmen mücadele sonucu 10 IŞİD cihatçı çetesi 101 kez müebbetle cezalandırıldı.  10 piyon ileri sürülüp olay kapatılmak istendi.  Katliamın gerçekleşmesinde kusur ve sorumluluğu bulunan hiçbir kamu görevlisi yargılamaya dahil edilmedi.  Devletin sorumluluğunun üstü örtüldü. Gün kapitalist-emperyalist barbarlığın ve AKP gericiliğinin, ülkemizi ve halkları yağma ve yıkıma uğratacak politikalarının, geleceğimizi teslim almak istemesine karşı birlikte mücadele günüdür.  Ölüm saçan bilyeler, ölümsüz gülüşler açan o çiçeklere çoktan yenildiler. Ercan Adsız yoldaş, devrim ve sosyalizm mücadelemizde yaşıyor. Savaşa ve silahlanmaya hayır, faşizme ölüm, halka hürriyet!” dedi. 
(Baykal Sağlam)
Paylaş