havadurum

Uslan, `Seçimlerde siyasi bir komplo gerçekleşti!`

404

 DİSK Genel-İş Çanakkale Şubesi’nde yaklaşık 6 yıldır başkanlık görevini yürüten Erdinç Uslan, Temmuz ayında gerçekleşen olağanüstü genel kurul sonrasında sert açıklamalarda bulundu. Seçimleri kaybetmesinde CHP içerisindeki iç çatışmayı işaret eden Uslan, 2019 yılındaki seçimlerde tekrar aday olacağını açıkladı. Uslan, önümüzdeki dönemlerde de bu konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunacağını belirterek şunları kaydetti; “Bilindiği üzere 30 Temmuz tarihinde bir olağanüstü genel kurul gerçekleştirildi. Kurul sonrasında seçimi iki oyla kaybettim. Sonra seçilen yeni ekip göreve geldi. Bu genel kurul sonrasında ve öncesinde, altı yıldır şube başkanlığı görevini yürüten birisi olarak kamuoyuna bir açıklama yapmak istiyorum. Göreve geldiğim 2011 yılından bu yana 6 yıl içerisinde Çanakkale, Bozcaada, Evreşe ve Umurbey belediyesinde, Kepez beldesinde, Biga belediyesinde, Britanya Halk Mezarlıkları komisyonunda, Çanakkale’ye hizmet grupları A.Ş’de çeşitli toplu sözleşmeler yaptık. Yasanın belirlediği çerçevelerde yaptık bunları. İşçilerimizin en iyi şartlarda çalışmasına önem gösterdik. Bizler bu çabaları ortaya koyarken, sendikacılık anlamında, o büyük ailenin bize öğrettikleri doğrultusunda insanların nasıl en iyi şartlarda çalışacağını masaya yatırarak hayata geçirmeye çalıştık. Çanakkale Belediyesi’nde 2011 ve 2017 yılları arasında 6 yıl içerisinde işçi ücretsizleri yüzde 250 artı. Bu başarı bana aittir. Dört tane toplu sözleşme yaptıktan sonra gelinen noktada belediye işçileri yüzde 250 zamla, 30 lira yevmiyeden ortalama 90 lira yevmiye gibi bir kazanç elde etti. Şüphesiz bu artışın işçi arkadaşlar nezdinde bir değeri olduğunu düşünüyordum ve seçime girerken bunun bir rahatlığı vardı. Arkadaşlarımızın benimle birlikte devam edeceklerini düşündüm.”

 
“Olağanüstü genel kurul kararı, belediye ile masaya oturduktan sonra ortaya çıktı”
“Çanakkale Belediyesi ile bir toplu sözleşme yaşadık, Mart ayında. Uzun soluklu bir süreçti. Bu süreçte anlaşmazlıkla yaşanılan durumda arabuluculuk yapılmaya çalışıldı ama olmadı ve greve gidildi. Bir grev kararı alınma zorunluluğu doğdu aslında. Ülkenin siyasi anlamda geldiği noktada, bir referandum vardı cumhurbaşkanlığı referandumu o zamanlar. Ülkenin geleceğinin ilgilendiren bir referandum öncesinde grev kararı almak, tahmin ediyorum çok doğru bir karar değildi. Bu yüzden Çanakkale Belediyesi ile başkanla bu anlaşma yoluna gidilerek hem grev yükünden kurtardık işçileri, hem de kamuoyunda oluşabilecek yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırdık. Bu sözleşme imzaladığım günden  beri yönetim kurulunda yer alan kişiler tarafından suçlanmaya başladım. İşçiyi, belediye başkanına sattığımı iddia ettiler. Bu anlaşmanın kendilerini rahatsız ettiklerini ve grev kararı alınması gerektiğini söylediler. Dolaysıyla olağanüstü genel kurulu süreci bu noktada başladı. Ben bu arada taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi ile ilgili bir proje fikir babasıydım. Sendikamız genel merkezi tarafından değerlendiren benim önerdiğim ve belediye tarafından hayata geçirilip uygulanan taşeron işçilerin yavaş yavaş boş kadrolara geçmesini sağlayan bir projeydi bu. Yönetimde bulunan arkadaşlarımız bundan da rahatsız oldular. Neden, çünkü taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi, kadrolu işçi sayısını arttıracak ve dolayışla alınacak zamlar belirli bir noktada aşağı çekilecekti. Bu rahatsızlıkları nedeniyle işi olağanüstü genel kurula çektiler. Ve genel kurul kararı benim tarafımdan alındı. Yöneticilerin istifa etmesi gerekiyordu tüzük gereği. Yedek yöneticilerin görevi almaları onlarında istifa etmeleri gerekiyordu. Ama bu arkadaşlar görevinden istifa etmedikleri gibi, baskı yaparak yedek yöneticilerin görev almamasını sağlayarak sendikayı kilitledirler. Bu noktada ben yaptığım işlere güvenerek ve işçilere güvenerek tek başıma olağan üstü genel kurul kararı aldım diyebilirim.”
 
“CHP içerisindeki çekişmelerden dolayı seçimi kaybettim”
“657 üyesi olan bir sendikanın, üyelerinin sadece 7’si yani 41 kişinin oy verdiği ve yüzde 93’nün karışında olduğu bu durum ile karşı karşıya kaldım. İşin en garip tarafı bu oy veren 41 kişinin 29’unun Çanakkale Belediyesi’nde çalışıyor olması. Yani rakibim olarak karşıma çıkan şube sekreterim, yani şu anda başkan olan kişiye oy verenlerin 29’u belediyede çalışıyor. O zaman insan şapkayı biraz önüne koymalı. Yaptığımız işlerin ne kadar takdir edildiği, insanların nereden nereye geldiğini ne çabuk unuttuğu ve verdikleri sözlerin arkasında ne kadar durdukları ortaya çıkmış oldu. Bu tablo nasıl ortaya çıktı peki?  Bu sendikal ve sendikacılık başarısızlık değil, çünkü tabloya baktığımız zaman bunun siyasi bir hamle olduğu ortaya çıkıyor. Cumhuriyet halk partisi içerisindeki bazı çekişmelerden dolayı benim bu seçimleri kaybettiğimi düşünüyorum. Benim özellikle belediye başkanı ile anlaşma yapmamanın üzerinden siyaset yaptılar. Belediye başkanıyla anlaşan sendika başkanı ve belediye başkanına işçiyi satan sendika başkanı denildi. Benim belediye başkanının adamı olduğu ima eden bazı görüşler, sonrasında bundan siyasi rant sağlamaya çalışan kişiler Çanakkale belediyesi içerisinde bir huzursuzluk yaratama gayesi ile işçilerin de bu şekilde bölünmesine sebebiyet verdiler. Maalesef onların sözlerine kanan, yapılanları unutan bazı arkadaşlarımda karşı tarafa oy vererek seçimi kaybetmeme neden oldular. Bu siyasi bir ranttır, siyasi bir komplodur. Bu işin arkasında kim olduğu, kimin örgütlediğini yakın zamanda Çanakkale kamuoyu öğrenecektir.”

“Çanakkale DİSK, Türkiye’ye rezil edilmiştir”
“Arkadaşlarımızla şuan görüşmez durumdayız. Çanakkale’de 6 yıldır tırnaklarımızla bir noktaya getirdiğimiz, Türkiye’de ünlü bir şube olan Çanakkale DİSK Şubesi 300 üyesinden 6 sende 600 kişiye çıkan sendika, maalesef hak etmediği bir kurul ile karşı karşıya bırakılarak, bir anlamda Türkiye’ye rezil edilmiştir. Bu işi yapamayacağın kendi ağızlarıyla söyleyen kişiler, bu görevlerde genel merkezden uzman çağırarak iş yapmaları son derece mantıksızdır. 98 yılından beri bu işin içerisindeyim, sendika içerisinde sendikacılık anlamında çok önemli işler yaptığımı düşünüyorum. Yarım kalan işlerimizi devam ettirmek için sendikal mücadeleye devam edeceğimizi söylüyorum. Çanakkale belediye işçisine nasıl sahip çıkacağını zaman içerisinde göreceğiz. Ben bugüne kadar göreve gelen arkadaşların hiçbirini siyasi ve sendikacılık olarak kendi fikirlerini paylaştığını görmedim. Böyle bir tablonun içerisinde olağanüstü genel kurula götürülen sendika, seçimi kaybetmem ile sonuçlandı. Bu tablo sendikal bir başarısızlık değil siyasi oyunlar sonrası ortaya çıkmıştır. Ve bu siyasi tablo arkasında olan kişiler seçimler sonrasında orada burada konuşmuştur. Bu insanlarla, zamanı geldiğinde işçi sınıfı mücadelesi içerisinde hukuki olarak mücadelemiz sürecektir.”
 
“10 kişiyi geri döndürdük” 
“Seçimler sonrasında Bozcaada Belediyesi’nde istifalar söz konusu oldu. DİSK üyesi işçiler istifa etti. Başka sendikaya geçmek için istifa ettiler. 10 tanesi geri döndü. Görevde olmasam da genel merkezle irtibatı koruyorum. Herhangi üye düşüşü yok şuanda diyebilirim.”

“2019 yılından yeniden adayım”
“2019 yılında Nisan ayında yine genel kurul var. Bu kurula kadar delege seçimleri olacak. Delege seçimlerine gireceğiz, 2019 seçimlerine kadar bu işi koşturacağız. Ve tekrar aday olacağız. Bu sürecin bir ara olduğunu düşünüyoruz. Ama bunun öncesinde tüzükte yer alan bir olağanüstü genel kurul olma olasılığı var. Ama şartlar nasıl olur bilmiyorum.”

“Bu sendikayı yedirtmeyiz”
“Ben elimden gelen her şeyi yaptım. Sendikal anlamda mücadeleyi yaptım. Çanakkale işçi sınıfı için solda yer alıp mücadele edenler için her şeyi yaptım. Gezi olaylarında yargılandım. Sokakta insanları kavga gürültü için değil, kolluk kuvvetleri ile karşı karşıya kalmak için değil, aksine nasıl barışçıl bir ortamda mücadele edilir onu anlattım. Ama tutup birileri kalkıp sen şunu beceremedin diyemez. Desinler, bir daha bu işin içerisinde olmam. Yaptıklarım ortada. Ben hala Çanakkale Belediyesi işçisinin nasıl olup bunlara oy verdiğini anlamış değilim. Nankör diyebilirsiniz, ama bunun nankörlükle alakası yok. Bu insanların yapılanları görmesi lazım. Temsil yetkisi için bir vizyona ihtiyaç var. Kimler kimleri nasıl yönlendirdi ve bu benim delegelerim kimler tarafından kafası kurcalandı bu soruların cevap bulması gerekiyor. Bu soruların cevabı yakın zamanda ortaya çıkacak. Bunları daha sonra açıklayacağım. Çanakkale kamuoyu şunu bilsin ki, bende CHP’ye üye birisiyim. CHP içerisinde kaynayan kazanların olduğunu herkes biliyor. Fakat bu kaynayan kazanlardan dolayı ben bugün bazı şeyleri açıklamak istersem Çanakkale’de siyasete zarar verir. Bana da zarar verir. Dolayısıyla ben zamanı geldiğinde bu açıklamaları yapacağım. Ama birleri birilerinin adamı, şunun adamı demekten artık vazgeçsin. Tırnaklarımızla kazıyarak bu sendikayı yoktan var ettik, birilerinin işgal etmesiyle bu sendikayı yedirtmeyiz bu da böyle bilinsin.” 
(Şebnem Özer) 
Paylaş