havadurum
Kadir Kenar

akadirkenar@hotmail.com

Validen şüphelenmeye başladım!

3963
Cuma yazısıyla haftasonunu da geçirdiğimiz için bugün biraz makara yaparak başlayalım! Başlıkta açık açık yazdım; ben İlhami Validen şüphelenmeye başladım diye! Hayırdır, neden diyeceksiniz! Şundan efendim, ben böyle gezen vali görmedim de ondan. Çanakkale`ye geleli yedi ay oldu; ayak basmadığı yer kalmadı da ondan. Hadi ilçeler, beldeler tamam anlarım. Ama, adam durmak bilmiyor ki! Her gün bir yerde. Vakfı, dernek, oluşum, aklınıza neresi gelirse. Artı, akşamda makamında geleni gideni ağırlıyor. Beni bile ağırladı akşamın beşinde. Hoş ben kısa kestim ama, ömrü hayatında yeni vali görenler bu samimiyeti görünce oturup kalıyor tabii. Valiliğin ışıkları gece yarılarına kadar boşa yanmıyor yani. 
 
Velhasıl kelam, yedi ayda vali kim var kim yok herkesi tanıdı desek yalan olmaz. Ancak, sadece köyler kaldı. Eğer ki, köyleri de gezmeye başlarsa.. Bunu da yapabilir. O zaman kesin Çanakkale Büyükşehir olacak, vali de Belediye Başkanlığına oynuyor derim valla!.. İster gülün ister düşünün. Ya da ikisini birlikte yapın. Nasıl olsa haftasonu yine evdeyiz, bol bol vaktimiz var. 
 
Ama öbür yandan da, milletvekilimiz Bülent Turan`ın İl Kongresinde söylediği sözler aklıma geliyor hep. Hatta takıldı kaldı kafama. Ne demişti; "Biz vali kaymakam gibi makamda oturan başkan istemiyoruz. Herkes toplumun içinde olacak!" Bu söz ve uyarı ciddi hoşuma gitmişti. 
 
Yalnız bir şey daha söyleyeyim. Bülent Beyin bu uyarısı ve özlemi valiyi kamçılamış olamaz tabii. Çünkü İlhami Bey geldiği günden beri geziyor. İkisi arasında bir bağ da kuramıyorum ben. Belki diğer illerin vali ve kaymakamları böyledir diyeyim. 
 
Tabii burada `her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır` atasözümüzden hareketle eski valilerimizden Ahmet Çınar`ın da kulaklarını çınlatalım! O da göreve başlayınca, `ben hepinizle tek tek ilğilenemem. Tanışma faslını kısa tutalım! Hadi buyurun Polisevinde bekliyorum sizi` diyerek, Çanakkale erkanını yarım günde tanıyıvermişti. Bu da bir anı işte. 
 
Kepez`e köprü şart!
Yağmur afatında en fazla Kepez Balıkçı Barınağı yanındaki taşkını konuştuk. Kepez Belediyesini suçlayanlar oldu. DSİ`nin işi bu diyenler oldu. Artık ne olduysa oldu. Biz olması gerekene bakalım. Üç beş boruyla köprü olmayacağı ortada. Oraya kısa zamanda küçük bir asma köprü yapılması şart. Boğazın iki yakasını köprüyle birleştiren devlet ya da Kepez Belediyesi bu işi yapamıyacak değil. Tez zamanda. 
 
İki yakada, `geçilemez bir Çanakkale!`
Boğaz köprüsüyle iki yakası bir araya gelecek olan Çanakkale`nin deniz ulaşımını sağlayan GESTAŞ`ın yeni zamları ağzımızı açık bıraktı! GESTAŞ Yönetim Kurulu zamlı tarifeyi sessiz sedasız onaylayıverdi. Şimdi şöyle karşıya geçelim, bir tur atıp dönelim desek; günübirlik 85 liracık vermemiz lazım. Az para değil. "550 bin Çanakkale`nin Şirketiyiz" sloganıyla, bu zam pek birbirine uymadı diye düşünüyorum. Hatta, `ah ah, Kilitbahir motorları sağolsaydı, daha ucuza geçerdik` diye de düşünmüyor değilim. Kulakların çınlasın Hasan Yörükçü!

Bedava enerji!
Daha önce Merkez belediye `Güneş Enerjisi sistemi` kurarak Çanakkale`de örnek bir iş yapmıştı. Şimdi de Çöp Deponi alanında kurulan santralle, enerji üretimi başladı. ÇAKAB`ı da kutluyoruz. Bu iki iş de gerçekten çok güzel. Akıl edenlere ve emeği geçenlere teşekkürler.