havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

YETKİ TEKELİ!

Değerli okurlarım, bu köşede 10 yıldır her Çarşamba günü yazdım. Ocak ayından bu yana da 15 gün arayla yazıyorum. Gazetemizde yazılarımın yayım günü yine Çarşamba…

1225

  7 Haziran sandık sonuçlarından sonra özellikle 8 Temmuz’da kaleme aldığım ‘ALAYINA KARŞI OLMAK..!!!’ ve 5 Ağustos’ta yazdığım “GÖRÜNEN KÖY!” başlıklı yazılarıma olan olumlu tepkileriniz için teşekkür ederim.

*(Yazılarımı yayım tarihinden bir gün önce en geç saat 16:00’ya kadar sayfa editörüne iletmem gerekiyor.. Dolayısıyla, Davutoğlu’nun bugün 18 Ağustos 2015 (Salı) saat 19:30’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı istişarenin sonucundan bi haber olarak bu satırları iletiyorum…)

Sonra ki yazım 2 Eylülde… Merak ediyorum.. Bakalım o tarihe (Düşük)AKP Hükümeti ile mi gireceğiz!

***

            9 Temmuz’da Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan hükümet kurma görevini Ahmet Davutoğlu’na verdi. Davutoğlu’da 40 GÜN güya hükümet kurmak için çabaladı(!).. MHP ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamaya bakar mısınız!..

Beni MKYK yetkilendirdi. Onlarla ve Sayın Cumhurbaşkanı ile istişare edeceğim ve gerekmesi halinde görevi iade edeceğim!..”

            *Eee… Pes vallahi! Gerekiyorsa görevi iade edecekmiş!

            GERÇEKTEN YAZIK!.. Akademik kariyer sahibi biri nasıl olur da görevi derhal iade etmesi gerektiğinin ayırdına varamaz! Partili arkadaşları ve Cumhurbaşkanıyla istişare yapacakmış! Bay Profesör Başbakan 23 Ağustos’a 5 gün kaldı..

Ama ne gam! İpe un sere sere yoruldunuz değil mi? Pardon bir de şehit cenazelerine koşturuyorsunuz, kolay mı yorulmuşsunuzdur!!!

            *ARTIK YETER!.. Halkımızın aklıyla alay etmeyin!!!

            7 Haziran sandığından bu yana 80 gün geçti. Düşük hükümetin başbakanı olarak o koltuğu ne zamana kadar işgal edeceksiniz!?.

            Son sorum şöyle: Doğru kararı ne zaman vereceksiniz?

*Sayın Başbakan size yukarıdaki son soruyu sorunca; Hint asıllı Amerikalı hekim ve alternatif tıp uzmanı, yazar Deepak CHOPRA’nın “İçimizdeki Gücü Kullanmak İçin Bir Kılavuz” adlı yapıtından “Doğru Karar Vermeden Önce” başlıklı bölümü aklıma geldi, onu aktarıyorum;

Bir seçim yapma sürecinde, kendinize önce “Bu seçimin sonuçları ne olabilir?” sorusunu sorun. Yanıtı yüreğinizin sesi gösterecektir. İkinci olarak da, “Bu seçim, bana ve çevremdekilere (halka) mutluluk getirecek mi? diye sorun . “Eğer bu soruya yanıtınız “Evet” ise, seçiminizi sürdürün. Yanıtınız “Hayır”sa , bu seçim sizi ya da çevrenizdekileri (halkı) sıkıntıya sokacaksa, vazgeçin.

Seçeneklerden yalnızca biri herkes için mutluluk getirecek olanıdır.

Evrende doğru seçimi yapmanızı sağlayan duyularla ilgili ilginç bir mekanizma vardır. Duyular iki türlüdür. Rahatlık ve rahatsızlık…

Bilinçli seçiminiz sonucunda rahatlık mesajı alıyorsanız, seçiminiz doğru demektir. Rahatsızlık mesajı varsa, doğru seçimi yapmıyorsunuz demektir. Kimileri bu mesajları karın bölgelerinde fakat çoğu kişi yüreğinde algılarlar. Dikkatinizi bilinçli olarak yüreğinize yöneltin sonra da yanıtı, yani bir duygu biçimindeki fiziksel tepkiyi bekleyin.

Doğru yanıtı yalnızca yüreğiniz bilir. Yürek sezgilidir; ruh ve madde bütünlüğünü taşır. Mantıklı görünmediği anlar olsa bile yürek, mantıklı düşüncenin sınırları içinde her şeyden çok daha kesin ve çok daha hassas bir hesaplama tekniğine sahiptir.”

                                                           *

SON SÖZ: Yetki yetkidir.. Ancak o yetkiyi ‘tekeline’ alanlar! Hiçbir zaman doğru karar alamazlar… T.Ç