havadurum

YGS HAFTASI

1421
Bu Pazar yaklaşık 2 milyon öğrencinin gireceği YGS yapılacak. Sınava girecekler heyecanlı, anne babalar onlardan daha heyecanlı. Aylardır yapılan hazırlıklar, dershane, özel ders, çözülen yüzlerce test, uykusuz kalınan geceler. Zor bir süreç.
Sınavın anlamını ve önemini düşündükçe heyecanlanmamak mümkün değil. İnsan doğası gereği başkaları tarafından değerlendiriliyor olmak, kategorize edilmek başlı başına bir kaygı kaynağıdır. Sınava giren adayların her biri ister istemez sınava yüklenen anlam nedeniyle heyecanı farlı hissetmektedir. Sınavla seçecekleri meslekler için akademik eğitim alacakları yükseköğretim programlarına yerleşecek olan adaylar, ÖSYM’nin hazırladığı 5 seçenekli sorulardan oluşan 4 ayrı testi yanıtlayacaklar. 4 yanlışın bir doğru cevabı götürecek olması dikkat ve motivasyonun üst düzeyde olma zorunluluğunu getirmektedir.
Peki adayların ve ailelerin kaygı düzeylerini olması gereken kadar ayarlayabilmeleri için neler yapmalılar?
Öncelikle sınavı düşündüğümüzde, 2 milyon öğrenciye aynı soruları aynı sürede çözmesi için uygulanan bir ölçme yöntemi olarak algılamak gerekiyor.
Bu sınava kimler girmek zorunda? Lise öğreniminden sonra ön lisans ya da lisans eğitimi almak isteyen herkesin bu süreçten geçme zorunluğunu düşünmemiz gerekmez mi? Peki bu durumu bizim şu an için değiştirme olasılığımız var mı? Elbette yok. Hayatımızda değiştirebileceğimiz durumlar yerine değiştiremeyeceğimiz durumları düşünmek bizi daha fazla yıpratıp, kaygılandırmaz mı ?
Sınava hazırlıkta her adayın çalışma performansı, içselleştirmesi farklı olacağı için öncelikle kendi  çalışma ve hazırlık sürecinizi değerlendirin. Ne ektiyseniz onu biçersiniz. Yapılan çalışmaların hiçbirinin boşu boşuna yapılmadığını her çözülen sorunun size sınava hazırlıkta bir değer kattığını düşünmeniz daha olumlu bir tutum olacaktır.
Adayların yaptığı başka bir yanlış da kendilerini arkadaşlarıyla kıyaslama yaparak yanlış yapma lükslerinin olduklarını unutmaları hep yapamadıklarını ama arkadaşlarının daha başarılı olduklarını düşünmeleri kaygı düzeylerini arttırmaktadır.
Sınav öncesi anne ve babalar da istemeseler de heyecanlı olmaktadırlar. Evlatlarının heyecanlarına ortak olup onların yanlarında olduklarını hissettirmek gayet normal bir tutum ancak düşüncelerle davranışlar çeliştiğinde kaygının bulaşıcı özelliği bütün aile fertlerine sirayet etmektedir. Samimi olmayan gülümsemeler, heyecanlanacak bir şey yok gelip geçecek şeklinde söylemler adayın daha fazla telaşlanmasına yol açmaktadır.
Kimse sınava başarısız olmak için girmiyor. Ya başaramazsam diye düşünmek yerine başarılı olmanın verdiği hazzı yaşayabilecek olmayı düşünmeyi denemek daha olumlu bir yaklaşım olacaktır.
Sınav anında çok olumsuz bir durum olmadıkça yeterli dikkat ve motivasyonla herkes emeğinin karşılığını alacaktır. Sınavdan önceki gece uyuyamıyorsanız zorlamaya gerek yok, hoşunuza giden bir kitap alıp okumaya çalışmak uyku haline geçmenizi kolaylaştıracaktır.
Emeklerinizin karşılığını almanız dileklerimle..