havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

YÖNETME KÜLTÜRÜ

1408
               Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un kendisini protesto eden bir vatandaşa karşı kullandığı hakaret ve küfür sözcüğü; yönetme kültüründen, yöneten/yönetilen ilişkisinden bağımsız, tekil bir olay olarak değerlendirilebilir mi!? Veya kimi köşe yazarlarının söylediği gibi “Vali Hüseyin Avni Coş’da sonuçta bir insandır ve böyle bir “sözcüğü” öfke anında ağzından kaçırmış olabilir” ifadeleriyle “yumuşatarak savunma” yoluna girmiş olmalarını haklı görebilir miyiz!? Bence ve öncesinde tanıklık ettiğimiz yönetici tutumlarını anımsadığımızda bu durumun yalnızca bir Vali’nin anlık öfkesiyle ortaya çıkan bir davranış biçiminden daha çok ve esas olarak bir yönetme kültürünün dışavurumu olarak değerlendirilmelidir.
                Anımsayınız; İçişleri Eski Bakanı İdris Naim Şahin’in bir ilçe ziyaretinde kendisine “sizi çok seviyorum” diyen bir yurttaşa; “ya öyle mi; o zaman bir takla at da göreyim” karşılığını vermesi; farklı iki koşulda ortaya çıkan yönetme kültürünün, yönetici kültürünün örneğinden başka bir şey sayılamaz!...
Başta Başbakan olmak üzere birçok yetkili “Vali’nin ifadesini kabul etmemiz mümkün değil ama…” Başbakan Erdoğan daha da net bir ifade ile “Valiyi yedirmeyiz” diyor. Şimdi şu soruyu soralım; evet, Vali’nin küfrünü haklı buluyorum diyebilecek bir yetkili zaten olamaz. Burada Hükümet açısından o küfürü kabul edip etmemenin, hoş görüp görmemenin; en temel, en hukuki ölçütü Vali’ye karşı alınacak önlemlerdir!... “Vali’de insandır”, “öfkesine yenilmiştir” diyenlere mizahi bir yanıt verelim. Benim bildiğim kadarıyla hasmına tüküren lamaları saymazsak; küfürbaz hayvan yoktur. Küfür; insan denilen canlının bir özelliğidir ve ne yazık ki bu böyledir!...
                Kuşkusuz ki; yaşamında, günlük ilişkilerinde diline küfür değmemiş insanlar ve hatta yöneticiler de sayıları az da olsa yok değildir. Bizim yöneticilerimizin geçmişe dönük konuşmalarını hatırladığımızda; küfürün ve hakaretin, aşağılamanın çok sayıda örneği ile karşılaşabilirsiniz. Bu nedenledir ki şimdi gündemde olan Vali’nin yurttaşa karşı kullandığı ifadeler aynı zamanda bir yönetme kültürüne işaret etmektedir. Ve bu tür davranışlar sergileyen hükümet erkinin aldığı tutum, bu kültürden bağımsız değildir. Eğer bir toplum, kendi iç dinamikleri ile aşağıdan yukarıya doğru demokratik devrimini gerçekleştirememişse ve bu demokratikleşme üzerinden bir demokrasi kültürü bütün toplumsal ilişkiler alanında gerçekleşip genelleşememişse; yöneten/yönetilen ilişkileri alanı da despotik biçimlerin ortaya çıkıp ve yeniden üretilerek en genel anlamıyla yönetilenleri baskılayan, boyun eğdiren bir kültürel ve yönetsel form olarak ortaya çıkar ve bu ortaya çıkış ne yazık ki güncel örneğinde olduğu gibi hoşgörü ile karşılanıp kollanabilir.
                Bizde, bırakınız bu tip yöneticilerin kayırılıp kollanmasını; daha da üst mevkilere, makamlara yükseltilerek taltif edilmelerinin sayısız örneklerini sunabiliriz. Biz; işkenceciliği açığa çıkmış Emniyet Müdürlerinden Adalet ve İçişleri Bakanı, Linç girişimlerini öven Emniyet Müdürlerinden Vali yapmış bir “yönetici ecdadın” torunlarıyız. Yurttaşın “hükümet istifa” sloganını hakaret, bedduasını küfür diye algılayan bir yönetme kültürü; elbette halka küfür eden Valisini koruyup kollayacaktır. Gazeteciyi tehdit eden Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’nın başına ne geldiyse; Adana Valisinin başına da o gelecektir!... Yeter ki  “asayiş berkemal”, sokaklar protestosuz olsun.
                Ha, bir hatırlatma daha yapalım; yönetme ahlakını ve mantığını dini referanslar ile şekillendirenlerin, küçük bir soruya yanıt vermeleri gerekiyor; küfürü kutsayan, küfürü hoş gören, küfürbazın korunup kollanmasını öğütleyen bir dinsel vecibe, bir ayet var mı acaba!? Üstüne vazife olmayan, siyasi her işe müdahil olan Diyanet İşleri Başkanı bir açıklasa da cehaletimizi gidermiş olsa bari!...
                Sonuç olarak; eğer AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoğan, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’u; yönetme kültürlerine, hukuk anlayışlarına, halka verdikleri değere ve duydukları saygıya uygun bularak devr-i iktidarlarına yakıştırıyorlarsa; bende yakıştırıyorum. Evet, bu Vali bu hükümete yakışıyor diyorum. Var mı itirazınız!...
Hadi gelin yazımızı Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil’in  dizeleri ile noktalayalım:
“Sivaslılar gevat der Antepliler gavat
Doğulular ağzı dolu dolu
ulan gavvat  oğlu gavvat”
Kavas diyenlerin kulakları çınlasın!