serdemol@yahoo.com
Bugün 10 ekim, Dünya Ruh Sağlığı günü.
Hepimiz yaşamımız boyunca bazı ruhsal zorlanmalarla karşılaşırız. Bazen bunlarla başa çıkamayız ve küçük veya büyük rahatsızlıklar yaşarız. Yakın zamanlara kadar ülkemizde böyle bir durumda bir uzmandan yardım istemekte tereddüt eder, başvurmaya çekinirdik. Çünkü ruhsal rahatsızlıklara yakalanma ülkemizde maalesef hala ayıp ve küçük düşürücü bir durum olarak kabul ediliyor.
İnsanlarımız öfkelendiklerinde bile, ruh hastası, akıl hastası diyerek karşısındakini aşağılamaya çalışıyorlar. Halbuki ruhsal hastalıklara yakalanma bizim elimizde olan bir durum değil. İnsan hırsız, uğursuz, üçkağıtçı, tecavüzcü, vatanına ihanet eden, başkalarına sürekli olarak kötü davranan karakteri kokuşmuş birisi ise onun bu yaptıkları kendi insiyatifindedir. Hastalığa yakalanma ise bizim bilerek ve isteyerek yaptığımız bir şey değil. Kolayımıza geliyor, böyle hakaretleri ediyoruz.
Ve, ruhsal bozukluğu olanlardan çekinilir, korkulur. Sanki potansiyel suçlu imiş gibi. Oysa psikiyatri hastalarının suç işleme ve zarar verme potansiyeli normal olan popülasyona göre farklı değildir, hasta olmayanlara göre aynıdır. Zaten normal insan diye bir şey yok ki. Hepimizde ruhsal bozukluk var. Kimimizde az, kimimizde çok.
Çoğu insan psikiyatriste gitmekten çekinir, gereksiz ve saçma bulur. Sorunların çözümünün kendi elinde olduğunu savunur. Oysa bazen, insanın kendi çabası yetersiz kalır. Fakat bir uzman ile çok daha kolay ve kısa sürede acı çekmeden sorunun üstesinden gelecektir.
Günümüzde artık psikiyatriste gitmek ayıp sayılmıyor, ayıp sayılmamalı. Kördüğüm olmuş sorunların neresinden tutarak çözülmesi, üzerimize kapanmış çelikten kapılar için nasıl bir anahtar kullanılması gerektiğini ancak bu bilimde uzman, yetkin birisinin yardımıyla bulabiliriz. Tabii bunu uygulayıp düze çıkabilmek yine bizim çabamızla mümkün..
Psikolojinin de psikiyatri gibi bir bilim dalı olduğuna inanıyorum. Bence insanın ruhunun derinliklerine inen , bu derinliklerde yolumuzu bulmamız için gerekli bilgileri sağlayan bir bilimdir. Kılavuz olur başkalarıyla sağlıklı iletişim kurmaya. Eğer yeterince psikoloji bilginiz varsa, yolunuzu bildiğiniz için kolay kolay kaza yapmazsınız. İnsanları kırmaz, gönüllere daha rahat girersiniz.
Hiç mi yoktur psikoloji bilmeyen ama insan ilişkilerinde başarılı olan kişiler. Tabii ki, vardır ancak eğer bilselerdi, bence daha güzel ilişkiler kurardı. Tersi de mümkün bu konuda onlarca kitabı bitirmiş , hatta psikolog olmuş birisinin de asosyal ve geçimsiz birisi olması mümkün…Ama dediğim gibi psikoloji çok önemli bir yol gösterici..
Psikolojinin ruhsal hastalıkların tedavisinde psikiyatri kadar önemli bir rolü var. İlaç tedavisi ile beraber, ya da yalnızca psikoterapi olarak. İlaç tedavisindeki kadar çabuk düzelme sağlamasa da bazı durumlarda ilaç tedavisinden daha etkin olabiliyor. Ancak terapi olanın entellektüel kapasitesi ve yatkınlığı burada belirleyici rol oluyor.
Dr. Cevdet Erdemol
