havadurum
Ensar İlyasoğlu

ensarilyasoglu@gmail.com

“Kuru Kuruya” Laflar!

1747
AKP Çanakkale Milletvekili Sayın İsmail Kaşdemir`in çevreye yönelik açıklamaları, yerel basında haber oldu. Altı çizilmesi gereken bir ifadesini daha doğrusu bir uyarısını değerlendirmenin yararlı olacağını sanıyorum.
 
Kaşdemir diyorki; “termik santrallere kuru kuruya hayır diyemeyiz”. Görünüşte ve ilk bakışta bu ifade de bir yanlışlık görünmüyor. Elbette ve yalnızca termik santraller konusunda değil, hiç bir konuda “kuru kuruya hayır” dememek gerekiyor.
 
Peki buradan şöyle bir soru soralım; Çanakkale halkı termik santrallere ve diğer çevre sorunlarına “kuru kuruya hayır” mı diyor?... Hatta, çok fazla tartışılan ve “hayır” denilen Kazdağları`nda altın aranmasına karşı çıkanlar, karşı çıkışlarını “kuru kuruya” bir “hayır” üzerinden mi gerçekleştiriyor!...
 
Milletvekili İsmail Kaşdemir; benim anladığım kadarıyla “kuru kuruya hayır diyemeyiz” ifadesi ile bilinçsiz, önyargılarla veya yönlendirmelerle bir karşı çıkışın, bir “hayır” tepkisinin olduğunu ima ediyor.
Önce şunu söylemeliyiz; bir milletvekili seçim bölgesinin, kendisine temsil yetkisi veren kentin yalnızca ekonomik sorunlarını değil; sosyopolitik özelliklerini ve konumuza ilişkin olarak duyarlılıklarını, bilincini, reflekslerini de bilmek, doğru tanımlamak zorundadır. Eğer, seçildiği kentin bu yönlerini ve özelliklerini bilmiyorsa; o kente sağlıklı bir hizmet sunması zorlaşacağı gibi, kent halkı ile kuracağı ilişkiler problemli hale gelebilir.
 
Çanakkale halkının, genel olarak çevre özel olarak termik santraller konusunda son derece bilinçli olduğunu ve hiç bir şeye ne “kuru kuruya hayır” ne de “kuru kuruya evet” demeyecek bir bilgi ve deneyim birikimine sahip olduğunu ifade etmeliyiz.
 
En az termik santraller konusunda ve termik santrallerin çevreye verdiği zararlar konusunda İsmail Kaşdemir`in “evet” demesi nasıl “kuru kuruya” değilse; Çanakkale halkının “hayır” demesi de o kadar “kuru kuruya” değildir.
 
Sayın İsmail Kaşdemir, Çan Termik Santrali`nin çevreye verdiği zararları gözlemlemiş olsa sanıyorum yöre insanlarının termik santrallere niçin karşı çıkığını ve hayır dediğini daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilir.
 
Çanakkale halkı, bugün çevre mücadelesinin merkezine Kazdağları`nda siyanürle altın işletmeciliğine hayır demeyi oturtmuştur. Onca baskıya, engele, zorluklara, siyanürcü şirketlerin her türlü yanıltıcı propagandasına karşın mücadeleyi sürdürüyorlarsa; bu mücadelenin “kuru kuruya bir hayır” değerlendirmesini başbakanın ifadesi ile ; “ayaklarının altına aldıklarının”, bu mücadeleyi bilinçli bir refleksle sürdürdüklerini kabul etmek gerekiyor.
 
Hiç kimseyi; inanmadığı, bilincine varmadığı bir konuda salt “kuru kuruya hayır” deme fanatizmi ile sokağa çıkaramaz, eylemlere katamazsınız. Dahası bu eylemleri, tepkileri, karşı çıkışları süreklileştiremezsiniz.
 
Bu nedenledir ki; Çanakkale halkı termik santral işletmelerine olduğu kadar, Kazdağları`nın viraneye çevrilmesine de “kuru kuruya” değil; bilgiyle, bilinçle karşı çıkmaktadır.
 
Eğer İsmail Kaşdemir, Kazdağları eteklerinde yaşayan üretici köylülerle, suları kirlenen yöre halkı ile oturup konuşursa; onların niçin “hayır” dediklerini politik kaygılarından arınıp dinlerse, sanıyorum daha sağlıklı değerlendirmeler yapmasına yol açacak verileri ve bilgileri toplayabilir.
 
Bugün Çanakkale, giderek daha çok ağırlaşacak olan bir çevre yıkımı ile karşı karşıyadır. Ülke ekonomisine ve yöre halkına hiç bir yararı olmayan, çok uluslu tekellerin çıkarları için dünyanın en özel bölgelerinden biri olan Kazdağları zehirlenip yıkıma uğratılırken; boş ve kuru laflar ile kent halkının bilincini ve bilinçli eylemini doğrudan veya dolaylı engellemek isteyenler, söyledikleri sözlerin kime ve neye hizmet ettiğini, şapkalarını önlerine koyarak yeniden bir değerlendirme yapma görevi ile karşı karşıyadırlar.
 
Hani dilinizden düşürmediğiniz “millet iradesi” sözü varya; Kazdağları`na ve termik santrallere “hayır” diyen sesin, milletin iradesi ve sesidir. Çanakkale halkı, çevre yıkımına karşı bilinçi ve ısrarlı bir mücadele sürdürüyor, iradesini ortaya koyuyor.
 
Bir milletvekilinin bakması gereken nokta tam da bu noktadır. Çanakkale halkı, nasıl ki İsmail Kaşdemir`i milletvekili seçerken O`na “kuru kuruya evet” dememiş, “kuru kuruya” oy vermemiş ise; Kazdağları`nda siyanürlü altın işletmeciliğine ve termik santral projelerine “kuru kuruya hayır” demiyor.
 
Kısacası, İsmail Kaşdemir`in milletvekilliğine denilen evetin, verilen oyların anlamı ve değeri ne ise; Kazdağları ve termik santraller için ortaya koyulan tepkilerin, söylenen “hayır” sözlerinin anlamı ve değeri de en az o kadardır.