havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

“ŞÜKÜR’ün Ek İşi!..”

2638
DEĞERLİ okurlarım, geçtiğimiz haftanın gündemine oturan olaylardan biri de; eski futbolcu, AKP İstanbul Milletvekili Hakan ŞÜKÜR’ün Lig TV’deki “Maraton” programına ayda 150 bin TL’ye yorumculuk yapacak olmasıydı. Eski topçunun, önümüzdeki günlerde Lig TV ile sözleşmeye imza atması ve resmi açıklama yapması bekleniyormuş. Sn. ŞÜKÜR, Milletvekili yapılmazdan önce, yıllık 750 bin TL’ye TRT’de futbol yorumculuğu yapıyordu. İstanbul 3.Bölge 4. sıraya yazılarak milletvekili seçildi.
 
***
 
* Futbolcu Hakan ŞÜKÜR’ü biraz mercek altına alalım ister misiniz? Futboldan ve futbolcudan anlayanlarla yaptığım tartışmalarda öne sürdüğüm bir sav vardı: “Attığı gollerin % 90’ı rastlantı gollerdir” diyordum.
- “Şükür, Türkiye’de gol Kralı olabilir. Bir sezonda 32-38 Gol atabilir, atmıştır da… Ancak, Kapıkule dışında (Avrupa’da) bir kulüpte forma giyer ve 15 Gol atabilirse o zaman ona forvet derim…golcü derim” diye ısrar ediyordum.
Bu ısrar ve iddiamın nedeni de şuydu:
- “Türkiye’de ki savunma (defans) oyuncuları, özellikle yan ve duran top organizasyonlarında; adama değil, topa bakarlar, forvetlerde antrenmanlarda bile atamayacakları golleri maçlarda hiç zorlanmadan kolayca atarlar.
- Top’a tabii ki bakılır, ama; sürekli değil. Savunma oyuncusu özellikle boşa çıkan, boş pozisyon kovalayan oyuncuyu izlemelidir. Yıllardır bu tür pozisyon almayı ne yazık ki ne Ulusal takımdaki oyunculara ne de kulüplerde ki savunma oyuncularına hocaları bir türlü öğretemediler!..
- Ulusal takım ve kulüp takımlarımız içte ve dışta yaptığı maçlarda; ‘yan top-duran top’ hastalığı yüzünden birbirinin kopyası golleri kalelerinde gördüler, görmeye de devam  ediyorlar.”
Hakan ŞÜKÜR’ün Kariyer istatistikleri incelendiğinde;
1996-1997 Sezonunda 32 maçta 38 Gol
1997-1998
Sezonunda 34 maçta 32 Gol atmış olduğunu, diğer sezonlarda ise 20 Gol’e ulaşamadığını görürüz.
* Savunma oyuncularımızın zaafları, aslında sınırlı yeteneğe sahip gölcülerin çok başarılı oyuncularmış gibi görülmelerine neden olmuştur.
Hakan ŞÜKÜR’ün bir zamanlar Yurt dışında futbol oynaması, bana iddiamı test etme olanağını sağladı. Torino, İnter, Parma ve BlackBurn Rovers kulüplerine gitti. Bir Türk futbolcusu olarak; İtalya ve İngiltere’de başarılı olmasını, beni yanıltmasını içtenlikle isterdim. Dört kulüpte oynadığı 53 Maçta toplam 11 Gol atabildi ve iddiam çürümemiş oldu!..     
2000 FİFA Dünya Kupası (17.Dünya Kupası) Güney Kore ve Japonya’da yapıldı. Brezilya final maçında Almanya’yı 2-0 yenerek 5. kez Dünya Şampiyonu oldu. Şenol GÜNEŞ yönetimindeki Türkiye Üçüncülük maçında, Güney Kore’yi 3-2 yenerek Dünya Üçüncülüğünü kazanmıştı. ( Hakan bu maçın 1.dakikasında gol atmıştı)
* Ancak; yanılmıyorsam, futbol otoriteleri Kupada Hakan Şükür’ü “Dünyanın en yeteneksiz forvet oyuncusu!..” seçmişti.
 
***
 
Eski topçu yeni vekil Sn. Şükür, yorumculuk yapması konusunda bakınız nasıl bir savunma yapmış:
- “ Sayın Başbakan ile görüştüm. O da bana ‘sen futboldan gelme birisin, seni engelleyemem, hayırlı olsun’ dedi.”
- Tanınan bir insan olarak birçok yerde görünmem gerekiyor. Millette benden vekillik bekliyor…ama futbol benim için bir sevda, hobi.. Sadece cumartesi pazar maçları seyrediyorum… Pazartesiye sarkarsa Ankara ile git geller oluyor, aslında ben fedakarlık yapıyorum.”
Vah vaah vaaah…Yazıık!!! Ayda 150 bin TL’ye bu eziyet çekilir mi? Şu Fedakarlığa bakar mısınız?!
Büyükleri, Başbakanı ne derse onu yaparmış. Onlar “yapma” derlerse yapmazmış(!).. Bir asıl (Yurttaş) olarak itirazım var beyefendi; sen “asıllar” ne derse onu yapmalısın! Sen büyüklerinin kapıkulu-kölesi değilsin! Sen vekilsin!..
Sana sorulan her politik soruya da “Ben bilmem büyüklerim bilir…” deme.
Arkadaş, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Meclisi bu kadar hafife alınamaz. Milletvekilliği adeta “ek iş” yapar gibi yapılamaz! Ya futbol yorumculuğu yap, ya da yapabiliyorsan vekillik!..
 
***
 
Sevgili Çanakkale OLAY okurları, bu haftaki mektubumu neden-sonuç ilişkisi ile sonlandırmak istiyorum. Birçok makalemde değindim, ama; yinelemeliyim:
- Milletvekili Adaylarının belirlenmesi, Parti Genel Başkanlarının iki dudağı arasında olduğu sürece; “konuştukça tükenen ve halkla alay ettiğinin bile farkında olmayan sözde vekillerle daha çoook karşılaşırız!..”
İşte neden – İşte sonuç!!!
* Dostça Selamlar.