havadurum

"Çocuklarımızın geleceği kararmaya devam ediyor"

711

 TEOG’un kaldırılmasının ardından 51 gün sonra yerine getirilen yeni sistem 5 Kasım Pazar günü Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından tanıtıldı. Yılmaz’ın açıklamasının ardından yeni sistemle ilgili toplumun farklı kesimlerinden ciddi tepkiler gelmeye başladı. Bilimsel bir alt yapı olmadan hazırlanan sistemin eşitsizliği daha da arttıracağı, öğrencilerin adrese dayalı kayıt sistemi ile istenmeyen okullara mecburi yerleştirilme zorunluluğunun getirileceği, sadece 600 okul için merkezi bir sınav sisteminin yapılması… gibi sebeplerle tepkilere yol açan yeni sistemle ilgili Eğitim İş Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından açıklama yapıldı.  Bakanlık tarafından ‘müjde’ olarak açıklanan yeni sisteminin eğitimde kötü sonuçların olacağı belirtilen açıklamada; “Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla herhangi bir bilimsel çalışma, altyapı hazırlığı olmadan bir anda kaldırılan TEOG’un yerine 51 gün sonra var olan eşitsizliği daha artıracak bir liseye geçiş sistemi getirilmiştir. Bakanın müjde gibi sunduğu yeni sistem için, ‘Eğitim Bölgesi Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi, Veli Tercihli Yeni Kayıt Sistemi, Velinin Tercihine Bağlı Serbest Kayıt Sistemi’ şeklinde birkaç tane isim bulmuş olsa da bu sistem, “adresin kadar oku!” sistemidir. Bilindiği üzere, artık liselere geçişte sadece 600 okul için merkezi bir sınav olacağı, bunun dışında kalan tüm okullara öğrencilerin ikametgâhlarına göre yerleşeceği belirtilmiştir. Her öğrencinin adresine yakın 5 okulu tercih edeceği ve bu tercihlerden birisine yerleştirileceği açıklanmıştır. Yani öğrencilerin yaklaşık yüzde 92’si adrese dayalı kayıt sistemi ile yerleştirilecektir. Öğrencilerin sadece yüzde 8’i, Bakan’ın tabiriyle ‘nitelikli’ okullara gidebilecektir” denildi.

 
“Yeni sistem, kavimler göçü gibi öğrenci göçüne sebep olacak”
Eğitim-İş olarak açıklanan yeni sistemin birçok açığının olduğu ifade edilen açıklamada;  “Bakan’ın dediğine göre; 90 dakikada, 60 sorulu bir sınav yapılacaktır. Bu sınavda çocuklara 8.sınıf temel dersleri ağırlıklı olmak üzere 6’ıncı 7’inci sınıf temel derslerinden, bütün müfredattan sorular sorulacaktır. 3 yıllık eğitimin 60 soruda ölçülmesi bilimsel olarak yanlış ve ölçme değerlendirme ilkelerine aykırıdır. Ders başına neredeyse 2 soru düşmektedir. Üstelik bu 60 sorunun hangi kıstaslara göre hangi ders ve konulardan seçileceği belli değildir. Bakan’ın sınavla öğrenci alacak liseler için “nitelikli” tanımını kullanması, bu okulların dışında kalan, okulların yüze 90’ının “niteliksiz” olduğunu ve çocuklarımızın bu meteliksizliğe mecbur bırakılacağını sonucunu doğurmaktadır. Nitelikli 600 okul hangi kritere göre belirlenecektir? Bakan, “eğitim bölgeleri” oluşturacaklarını, çocukların okullarına dair 5 tercihi bu bölgelere göre seçeceğini açıklamıştır. Bu bölgelerin hangi kriterlere göre ve ne zaman oluşturulacaktır? Kendi bölgesinde çocuğuna kontenjan da bahane edilerek sadece imam hatip lisesi gösterilen bir veli, bu ‘eğitim bölgesi’ni kime şikâyet edecektir? Sadece 600 okulun sınavla öğrenci alacak olması, başarılı çocukların arasındaki yarışı kızıştıracak ve pedagojiye aykırı olarak onların üstündeki yükü, stresi artıracaktır. Bu sistem, Kavimler Göçü gibi Öğrenciler Göçü’ne yol açacak, velileri ve öğrencileri ekonomik durumlarına göre ayrıştıracaktır. Bakan Yılmaz, “Okul türlerine göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz” demiştir. Ancak fen liselerinin 33 bin, sosyal bilimlerin 10 bin, Anadolu liselerinin 340 bin olmak üzere toplam kontenjan sayısı 380 bindir.  Bu okulların tümü adrese dayalı öğrenci alsa dahi 1.2 milyon öğrencinin yaklaşık 800 bini imam hatip ve meslek liselerine yönlendirilecektir. Ekonomik durumu iyi olanlar, çocuklarını özel okula göndererek bu sistemden kurtulabilecektir. Bu sistemle birlikte özel okul oranının hızla artacağı da açıktır. Ekonomik durumu orta olanlar, çocuklarının eğitimi için ‘iyi’ okulların olduğu semtlere taşınacak, bütün bir hayatını değiştirecektir. Ekonomik durumu kötü olan yurttaşlar ise “eğitim bölgesi” dayatmasına maruz kalacak, bu sistem eliyle gelecek imam hatip dayatması başta olmak üzere birçok uygulamaya boyun eğecektir.
 
“Alınan kararların askıya alınmasını istiyoruz”
Hazırlıklar ve alt yapı çalışmaları yapılmadan, sınav sisteminde değişiklik yapılmasını kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada; “Yapboz tahtasına çevrilen eğitim sistemi, neredeyse AKP’nin hobisi haline gelen sınav değişiklikleri çocukla-rımızın ve ülkemizin geleceğini karartmaya devam etmektedir. Bu yüzden Eğitim-İş olarak biz, bu keyfi ve gerici uygulamalara karşı itirazları birleştirme gayretindeyiz. Eğitim-İş olarak bu aniden alınan kararların, askıya alınmasını istiyoruz. Yüreği aydınlık, çağdaş bir ülke için çarpan ve bu özlemin çağdaş, laik, bilimsel, adil bir eğitim sisteminden geçtiğini bilen herkesi change.org internet sitesinde “Sınav değiştirme hobiniz, çocuklarımızın fobisi olmasın” başlıklı imza kampanyamıza destek olmaya çağırıyoruz” denildi.
(Haber Merkezi)
Paylaş