havadurum

"Enflasyonu düşük tutmak için çiftçi cezalandırılamaz"

846

Ulusal Süt Konseyi tarafından süt fiyatları bu yıl, 2 lira 30 lirada kaldı. Yem ve gıda fiyatları artarken, süt fiyatlarının sabit kalması üreticiler tarafından tepkiyle karşılandı. TARIM-KOOP Genel Başkanı Mehmet Özkurnaz süt sanayicileri ile bir araya geldi. Truva Otel`de düzenlenen toplantıda sanayicilere durumu aktaran Özkurnaz, bir yıldan bu yana birçok girdi zamlanırken, süt fiyatlarının sabit kalması sonrası çiftçilerin isyan içerisinde olduğunu belirtti. Özkurnaz, Gıda Komitesinin süt fiyatlarını neye ve hangi kritere gör belirlediğinin belli olmadığını ifade etti. Ulusal Süt Konseyi`nin fiyat belirleme noktasında olmadığını, gıda komitesindeki arkadaşların bu fiyatı ortaya koyacaklarını ifade eden Özkurnaz, sütün 2,30 kuruş olarak kalmasını doğru bulmadıklarını ifade ederek; "Bu ülkede ekonomide bir sıkıntı varsa bunun sebebi süt üreticisi olamaz" dedi. BİM mağazaları CEO`sunun süt fiyatı konusunda belirleyici olmasının kendileri için utanç verici olduğunu belirten Özkurnaz; "Sanayici, BİM`lerin sözünden ve yaptırımlarından dolayı kendi bağımsız üretimlerini yapmakta ve ürününü satmakta zorlanıyor" dedi. Geçmişte 1200 EURO olan hayvanların Türkiye`de üreticiye 2 bin 500 Euro olarak satıldığını, `İthalatı yoktur kaldırdık` denilse de birçok hayvan gemisinin Türkiye`ye geldiğini de bildiklerini ifade den Özkurnaz; "Üretilen sütün bu seviyelere gelmesinin sebeplerinde bu tür bilinçsiz yönetim anlayışının olduğun düşünüyoruz" dedi. Tüm gelişmelere baktıklarına sütün fiyatının gerilerde kalmasını kabullenemediklerini belirten Özkurnaz; "Kasım ayının 15`inden sonra hangi firmaya lazımsa sütün fiyatı 3 liradan aşağı kalmamak şartı ile bizimle sözleşme yapabilirler ve 1 Aralık`ta da sütlerini fevkalade alabilirler" dedi. 

"Ekonomide bir sıkıntı varsa bunun sebebi süt üreticisi olamaz"
Sütteki durumu özellikle sizlerle paylaşmak istedik. Geçtiğimiz yıl yapılan çalışmalarda ulusal Süt Konseyi`nin ara bir sözleşmesi var. Bu sözleşme içerisinde özellikle fiyatları belirleme ortamında gıda komitesi diye bir maddeyi silerek gıda komitesine bağladılar. Bu durumda gıda komitesinin görüşü alınmadan fiyat açıklanmayacak dendi. Geçen yıl 15 Kasım tarihinde sütün fiyatı durumda 2 lira 30 kuruş olarak belirlendi. Bir yıla yakın süredir fiyatlar bu şekilde seyrediyor. Çiftçimiz bunca zamanda etin ve sütün fiyatlarının yükselmesi gerektiği noktasında bir isyan içerisinde. Sütün fiyatlarını gıda komitesi belirleme noktasına geldi. Bu komitede Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ile Tarım Orman Bakanlığı`ndan oluşuyor. Geçtiğimiz yıl belirlenen 2 lira 30 kuruş süt fiyatı ile birlikte yine siz sanayicilerle bir araya geldik. Son bir yıldan bu yana birçok toplantı yapıldı. Bu toplantılarda bizim için en üzücü tarafı gıda komitesi süt fiyatlarını neye göre, hangi kritere gör belirledi belli değil. Ulusal Süt Konseyi, Bakanlık, sanayici ve üretici yetkilileri olmak üzere 9 kişi ile temsil ediliyordu. Bu Konseyin başkanlığına akademisyen bir arkadaşımız geldi. Buraya da sosyal medyadan yoğun eleştiriler olduğu için Damızlık Birliği Genel Başkanı Kamil arkadaşımızda istifa etmek zorunda kaldı. Ulusal Süt Konseyi Başkanı`nın da fiyat belirleme noktasında değiller, gıda komitesindeki arkadaşlar bu fiyatı ortaya koyacaklar. En son yapılan toplantılarda da sütün yılbaşına kadar 2,30 kuruş olarak kalması ve 14 kuruş olan süt desteklemesinin 3 ay sürecinde 40 kuruş olarak olması kararı çıktı. Bunu da doğru bulmuyoruz. Bu ülkede ekonomide bir sıkıntı varsa bunun sebebi sütçü olamaz. Gıda Komitesi`nin belirlediği bu fiyatları doğru bulmuyoruz" dedi. 

"Geçmişte 435 ton üt üretimi olan Biga`da bugün günlük 230 ton süt üretimi var"
Maliyetler artarken süte bir yıldan bu yana zam gelmemesinin üreticiyi zor durumda bıraktığını belirten Özkurnaz; "Geçmişte Biga ilçemizde 435 ton civarında süt üretimi varken, bugün geldiğimiz nokta günlük 230 ton süt üretimi var. Çiftçimiz tarım yapıyorsa ve yaptığı tarımsan zarar ediyorsa artık yapmama eğilimine giriyor ve hayvan kesimlerinin oldukça fazla olduğu söyleniyor. Bunu da çok somut olarak bilemsek de en azından çıkan süt üretimine baktığımızda, ne kadar fazla düşüş olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Siz sanayiciler içinde çalışan fabrikalarda hedeflediğiniz verimi yeterince alma sıkıntısını yaşadığınız da gerçek. Sütün fiyatına her ne kadar baksak da değişmeler olmayabiliyor. Pandemi ön plana çıktı ve gıda ürünlerinde aşırı bir yükselme oldu. Bu artış yüzde 30-40`lara vardı ancak bir yıldan bu yana fiyatın yükselmemesi çiftçiyi zor durumda bıraktı. Sosyal medyadan takip ediyoruz birçok arkadaşımız Dünya Gıda Günü`nde traktörlerle yollara çıkıp Bakanlığın önünde tavır koymayı düşünüyorlar. Yollarda durdurulup polisler ehliyetlerine ve traktörlerine el koyabiliyorlar daha öncede bunlar yaşandı. Özellikle bu işe tavır koyacak arkadaşlarımızın yaptıklarının doğru olduğunu düşünüyoruz ancak bu şekilde hedeflerine ulaşmak gibi bir şanslarının olmadığını kendilerinin de bildiğini düşünüyoruz" dedi. 

"Maliyetlerinin yükselmesini göz ardı ederek çiftçiyi yok etmek gibi bir şansımız olmamalı"
"Yılbaşına kadar enflasyonu düşük tutmak için çiftçi cezalandırılmayı hak etmiyor" ifadelerini kullana Özkurnaz; "Süt fiyatını her ne kadar konuşsak da Aralık ayı sonunda süt fiyatı için konsey toplanacak ve ondan sonra bir fiyat tespiti yapılacak. Zaman zaman Tarım Bakanlığı ile telekonferans sistemi ile yapılan toplantıya bizlerde katılıyoruz. En son katıldığımız toplantı geçtiğimiz haftaydı. Bu haftada toplantıya 40 kuruş destek verildiğini ve bu fiyatın Ekim- Kasım ve Aralık ayında devam edeceğini ve bu desteklemelerinde Ocak ayından sonra yapılacağını Sayın Bakanımız açıklamıştı. Bizde kendisine teşekkür ederiz ancak oradaki `2,30 lirada kalalım` düşüncesinin tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz? Yılbaşına kadar enflasyonu düşük tutmak için çiftçi cezalandırılmayı hak etmiyor. Yem fiyatlarını yükselmesi, girdi maliyetlerinin yükselmesini göz ardı ederek çiftçiyi yok etmek gibi bir şansımızın olmaması lazım" dedi.

"BİM CEO`su süt fiyatı konusunda belirleyici oluyorsa bu bizim için utanç vericidir" 
Bizi üzen bir olay daha var. BİM mağazasının CEO`su gidip gıda komitesinde süt fiyatı konusunda belirleyici oluyorsa bu bizim için utanç vericidir diye değerlendiriyoruz. Yine sanayicilerimiz geçmişte, `süt konseyi kurulsun, süt fiyatlarını orada belirleyelim` diye sevinç içerisindeydi. Gün geldi hesap kitap döndü ve şartlar Ulusal Süt Konseyini aştı, gıda komitesine takılıp kaldık. Zincir marketler Türkiye`nin her tarafına yayıldı. Sanayici, BİM`lerin sözünden ve yaptırımlarından dolayı kendi bağımsız üretimlerini yapmakta ve ürününü satmakta zorlanıyor. BİM`ler `biz ürün almıyoruz` dese birçok mandıracı arkadaşımızın batacağı ortada. Bu anlamda oraya mal vermek için BİM`lerin sanayicinin üzerinde bir baskı oluşturduğunun sizlerde farkındasınız. Bizleri zincir marketler yönetecekse, onların sözünden çıkılmayacaksa sanayicilerin burada bir eksikliği vardır diye düşünüyorum. Sanayiciler, birlikte hareket etme noktasında geç kaldılar. Set Bir... gibi birçok kuruluş var. Bu arkadaşlarımızı ne iş yapıyor diye sorguluyoruz. Bu kurumlar ne adına çalıştıklarını ve bu kurumlarda sanayicilerin ne adına birlikte olduklarını irdelemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Onlara kendi çıkarları doğrultusunda sanayicilerinin haklarına sahip çıkmak zorundalar. Ancak hepsi boyun eğebiliyorlar. Bu ciddi kuruluşlar gayri ciddi kalıyorlar" dedi. 

"Sanayiciler, fiyatı 3 liradan aşağı olmamak üzere bizimle sözleşme yapabilirler"
Bizler geçmişte neysek bugünde aynıyız. Sütün Türkiye`de enflasyonu düşürecek öcü gidip gösterilmesinin anlamı olduğuna katılmıyorum. Eğer ki süt fiyatının yükselmesi ile Türkiye`de enflasyon yükselecekse bunun ölçüsü ne olur bunu da irdelemek lazım. Burada 22 Milyon süt üretiliyor denilip, 8 milyon litre süt desteklemesi alınıyorsa bu üretimi yine irdelemekte fayda var. İthalata gelen birçok damızlık hayvanın nasıl satıldığını, nasıl işlem yapıldığını hayvanın yurt dışından kaça geldiğini... iyi biliyoruz. Geçmişte 1200 EURO olan hayvanlar Türkiye`de üreticiye 2 bin 500 Euro olarak satıldı. Bununda ticari bir sektör haline geldiğini görüyoruz. İthalatı yoktur kaldırdık denildiği ölçüde birçok hayvan gemisinin Türkiye`ye geldiğini de biliyoruz. Üretilen sütün bu seviyelere gelmesinin sebeplerinde bu tür bilinçsiz yönetim anlayışının olduğunu düşünüyoruz. Ben bunları özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü az talep dengesi ülkemize bozulmuştur. Trakya ilini göz önüne alırsak buradaki tesislerin günde b 1500-2000 bin ton süt ihtiyacı var. İzmir, Balıkesir-Çanakkale... gibi illerden bölgedeki süt açığını kapatmak zorunda kalıyorlar. Sanayici de bir taraftan süt almak zorunda kalıyor. O bölgede hayvancılık gerilediyse, Çanakkale bölgesinde süt üretimi yüzde 50 azaldıysa bununda düşünülmesi gerektiğini, özellikle siz sanayici arkadaşlara bırakıyorum. Tüm bunlara baktığımızda sütün fiyatının gerilerde kalmasını kabullenemiyoruz. Burada sistemde bir yanlışlık olduğu ve bunun bizim çiftçilerimizin tarafından olmadığı kesin. Bu sorun yine dönüp dolaşıp sanayiciye ulaşıyor. Yılbaşından sonra 2021 yılının başlarında süt fiyatı tekrar görüşülecek. Biz bunu beklemeden Kasım ayının 15`inden sonra hangi firmaya lazımsa sütün fiyatı 3 liradan aşağı kalmamak şartı ile bizimle sözleşme yapabilirler ve 1 Aralık`ta da sütlerini fevkalade alabilirler" dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş