havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

CELEP SOPASI!

1416
      Değerli okurlarım, madenlerde ve diğer iş kollarındaki işçi cinayetleri bana Nazım Hikmet’in 67 yıl önce yazdığı bir şiiri anımsattı.Bu hafta ki yazımın başlığını o şiirden esinlenerek koydum. Nazım, “Dünyanın En Tuhaf Mahluku” isimli şiirinin bir dizesinde;
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılı verirsin hemen
Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.” Diye yazmış.
***
            Soma’dan sonra Karaman-Ermenek’te ki maden cinayeti Türkiye’yi yasa boğdu.Bu ülkeyi yönettiğini sananlarla daha çok yasa boğuluruz!
            -  Çalışma ve Sosyal Güvensizlik Bakanı! Faruk ÇELİK ‘in Ermenek itirafı ve Soma güzellemesine (!) ne dersiniz?“Bu kaza değil aslında. Benim gördüğüm, bu madene ruhsat verilmemeliydi…” , 3 ay önce de Soma’da; “taşeron istihdamının kaldırılmasını” söylemişti. Döneminde yaklaşık 5 binemekçi madenlerde ve diğer iş kollarında adeta kurban edildi!Ama, ne gam Faruk Beyefendi hala koltuğunda oturuyor.
            *(Örneğin: Letonya Başbakanı bir AVM çatısının çökmesinden kendisini sorumlu görüp istifa etti. Aslında sorumluluk böyle bir şey işte, ama bizde onun kırıntısı yok!)
            - Enerji Bakanı Taner YILDIZ Beyefendi de adeta ‘maden işçilerinin cesetlerinin çıkarılmalarını seyretmeden sorumlu Bakanlık yapıyor!’
            * Nedense her iki Bakanın aklına istifa etmek gelmiyor!
Gidişat o ki özelleştirme ihanetinin acı sonuçlarına rağmen “ÖZELLEŞTİRME İHANETİNE DEVAM EDİLECEK!..”Oysa; Etibank, TKİ, TTK Devlet tarafından işletilirken iş güvenliğine öncelik verilen üretim yapılmaktaydı. Ermenek’te müfettişler ocakta 8 eksik saptayıp 9 bin TL ceza kesmişler… Pekiyi, eksikler giderilmiş mi? Tabii ki hayır!
            *Eğerdenetimler gereği gibi yapılsa, işçiler “dayı başı”ların insafına bırakılmasa, yemeği yer altında yemeğe zorlayan işverene okkalı hapis cezası dahil bir çok yaptırımlar uygulansa bu cinayetler yaşanır mıydı sayın bakanlar???
             Ermenek cinayetinden üç gün sonra “Has Şekerler Madencilik Şirketi” hepimizin aklıyla alay edercesine; tüm tedbirlerin alındığını savunarak olayın “DOĞAL AFET(!)”olduğu açıklamasını yaptı. Bu savunmaya karşı Bakan Taner YILDIZ derhal teşhisi koydu: “Doğal afet olmayan yerde kusur var demektir.”
            Sayın Bakan o halde şu iki soruyu yanıtlar mısınız zahmet olmazsa?!. Madem ki doğal afet değil..Pekio kusurların giderilmesi için üzerinize düşeni zamanında niçin yapmadınız? *(Oysa, AK Saray’a harcanan para ile madencilere 2740 adet“yaşam odası” yapılırdı.)
            Sayın Bakan üzerinize düşeni yapamamanızın nedeni şu iki safsata olabilir mi?Dönemin Başbakanının“Bu işin fıtratında var…” demesi ve Taze Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ermeneklilere;“keşke bize mektup yazsaydınız.. Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan o yörenin insanı, keşke ona söyleselerdi…” gibi safsataları için mi kusurları gideremediniz?!.
***
            Sevgili Çanakkale OLAY okurları,yoksulluk içinde ekmek parası peşinde koşarken yaşamlarını yitirenlere Allahtan rahmet, acılı yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Ancak, üzülerek ifade ediyorum ki; yitirdiklerimizin ve onların yakınlarının hiç mi kusuru yok diye de sormadan edemiyorum. Başbakan Davutoğlu Ermenek’ten ayrıldığı sırada madencilerin acılı yakınları: -“Sorumlu sizsiniz. Neden geldiniz? Siz burayı bilmiyor muydunuz? Soma size ders olmadı mı? Yazıklar olsun size verdiğimiz oylara….” Diye tepki göstermişler.
* O acılı madenci yakınları beni bağışlasınlar!.. 13 Mayıs’ta ki Soma faciasından 90 gün sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dönemin Başbakanı R.TayyipERDOĞAN’a Karaman’da toplam % 66.22, salt Ermenek’te % 54.13, Soma’da % 47.40 oy çıktı. Yani demem o ki sorumluluk tek taraflı değil!
Bakınız, Nazım HİKMET şiirini nasıl noktalamış:
“Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahatsenin
-demeye dilim varmıyor ama-
            Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!..”
            *Son sözü de Fransız Yazar ve Filozof Albert CAMUS’A söyletelim:“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.”