havadurum

CUMHURİYETİN EĞİTİM ÇINARLARINDAN NEVZAT BAŞARAN

2885

 Takvim 12 Şubat 2022. Hüzünlü bir ayrılık. Bir veda. Güle güle diyorum Cumhuriyet çınarımıza, söz veriyorum...

Savaştepe`de koca çınarın altında

Demokrasi şöleniyle

Büyüyen TONGUÇ BABA`NIN çocukları

Anadolu`da

Aydınlanma meşalesini taşıdılar

Uçsuz bucaksız köylere ulaştılar

Her biri Tonguç, Hasan Ali Yücel

Mustafa Kemal ATATÜRK`ÜN yolunda yürüdüler.

Koca Çınarın bir yaprağı daha

Nevzat BAŞARAN öğretmenimiz,

Nevzat amcamız yürüdü

Sonsuzluğa

Yolunda yürüdüğümüzün huzuruyla.

Uzundur yaşam yolculuğu, ya da çok kısadır ömür... Ne kadar yaşadığın değil, nasıl yaşadığın önemlidir derler!

Nevzat BAŞARAN`IN da uzundur yolu, yolculuğu. Alın teriyle, ilkeleriyle örnektir yaşamı.

1932 yılında Romanya`da doğmuş, 1935`te ailesiyle birlikte anavatana, Türkiye`ye göç etmiştir. Çanakkale-Lapseki/ Suluca Köyüne yerleşir Başaran ailesi.

1944 yılında ilkokulu bitirir. Başarılı bir öğrenci olmasının açtığı yolla 19 Nisan 1946`da Savaştepe Köy Enstitüsü`ne girer.

Okul yıllarını; "yemeği masada yiyor, çayı karavanadan kepçe ile alıp bakır tabaklardan kaşıkla içiyor, tuvalet nöbetçiliğinden başlayıp okulun öğrenci başkanlığına kadar yükseliyorduk. Benim için çok değişik, çok renkli yaşam biçimiydi. Okula günlük gazete gelir, kantinde satılırdı. Gazetelerin olduğu yerde bir kutu vardı. Gazete alan kişi parasını o kutuya atardı. Bu da öğrenciye güven duyma ve dürüstlük aşılama bakımından çok çarpıcı bir uygulamaydı. Bu ve benzeri uygulamalar bize öğretmenlik yaşamımızda da rehber oldu" diye anlatır.

Emekle üretilen, kültür ve düşünce devriminin, özgün bir eğitim felsefesinin adı olan, bizim ihtiyaçlarımızdan doğan, UNESCO`DAN ödül almış, İsveç Eğitim Ansiklopedisi`ne giren tek Türk Okulu olan Köy Enstitüsünden 1950 yılında mezun olur.

"Kökleriyle toprağa sımsıkı tutunmuş, dallarıyla etrafına ışık saçan bir ömrün hikayesidir" Köy Enstitülü öğretmenlerin yaşam öyküsü.

Nevzat Öğretmen`de 1950`de Lâpseki-Karaömerler Köyünde öğretmenliğe başlar. Yüz yıllık köy onunla okula kavuşur. Okulun sıra ve tabureleri yoktur. Enstitüde teknik dalı marangozluk olduğu için masa ve taburelerin yapımında kendisi de çalışarak okulun eksiklerini giderir. Dört yıl sonra 1954`de kendi köyü Suluca`ya atanır. İlkokulu okuduğu, sokaklarında koştuğu köyünde öğretmenlik yapmanın, elindeki aydınlanma meşalesini köyüne götürmenin heyecanını yaşar.

Beş yıl önce okulunu, köyünü ziyarete gittiğimizde çok büyük hayal kırıklığı yaşar. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi olarak okula girdiğimizde; harabeye dönmüş sınıflar, kırık dökük pencereler, sınıfta tabut... Kapatılan köy okullarının ve köylerin durumu eğitimde geriye gidişin acı tablosu... Nevzat öğretmenimizin ve bizim hüznümüz.

Oysa Köy Enstitüleri İ. Hakkı TONGUÇ`UN deyimiyle sadece okul değil "köyün içten canlandırılması" projesiydi.

Lapseki`de öğretmenlik, Halk Eğitim Müdürlüğü görevleri sonrasında İstanbul-Zeytinli Halk Eğitim Müdürlüğü`ne atanır.

Yıl 1970. Köye yönelik çalışmalarında bir köyde içme suyunu büyükşehir zenginlerinden birinin çok az bir parayla muhtardan alıp sattığını ve iyi para kazandığını görür. Köylülerle toplantı yaparak suyu satmaktan vazgeçmeleri, kooperatif kurarak üretim ve pazarlama yapmaları konusunda aydınlatır. Plan proje, teknik çalışmalar konularında yardımcı olur. Sonuçta; üreten, yöneten, pazarlayan, kazanan köylüler olur.

"Bana da Savaştepe Köy Enstitüsünde öğrendiklerimi hayata geçirmenin mutluluğu kaldı" diye anlatır o yılları.

Yetiştirdiği öğrencilerin, yaşamlarına dokunduğu köylerin huzuruyla 30 Aralık 1977`de kendi isteği ile emekli olarak Çanakkale`ye yerleşir. Turizm sektöründe ve Demokratik Kitle Örgütlerinde çalışır.

Sınıf arkadaşı canım babam Yusuf Ziya ÖZDEMİR`İN isteğini vasiyet kabul ederek 26 Eylül 2008 yılında Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Çanakkale Şubesi`ni 17. Şube olarak kurduk. Uzun yıllar derneğimizin 2. Başkanlığını yürüten Nevzat öğretmenim disiplinli çalışmaları, üretkenliği, projeleri ile her zaman bizlere örnek oldu. Ondan çok şey öğrendik.

Köy Enstitülü bir öğretmen "Deniz gibiydi öğrenmek... İçine doğru gittikçe boyumuzun ne denli kısa olduğunu anlıyorduk. Enstitülü kafa ile kol gücünün birleştirilip aydınlık geleceğimizi inşa eden okuldu." Diye anlatıyor öğrencilik yıllarını.

Biz de son yıllardaki eğitim-öğretim sisteminde "boyların ne denli kısa olduğunu" "boyları kısaltan eğitim sistemi uygulandığını" üzülerek görüyorduk!

Sonsuz yolculuğunda huzurla uyu Nevzat amcam. Yolundan yürüyoruz.

Yüksel ÖZDEMİR
YKKED Çanakkale Şubesi
Yönetim Kurulu Üyesi