havadurum

Ceylan "Tek seçeneğin demokrasi ve laik toplumsal yaşam olduğunu savunuyoruz"

1049

 Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askerî darbe, ülke genelinde büyük kayıpların verilmesine neden olmuştu. 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olarak bilinen 12 Eylül Askeri Darbe, ülkede etkilerini hala taşıyor. DİSK/Genel İş Çanakkale Şube Başkanı Metin Ceylan, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 39’uncu yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında; “12 Eylül’de parlamento işlevsizleştirildi, hukuk ayaklar altına alındı, seçilmişlerin yerine atanmışlar getirildi” diyen DİSK/Genel İş Çanakkale Şube Başkanı Metin Ceylan; “Gazeteler, radyolar, televizyonlar susturuldu, grev hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler engellendi, sendikal hak ve özgürlükler yok sayıldı, işçiler haksız ve hukuksuz yere işlerinden edildi” ifadelerini kullandı. 

 
“12 Eylül darbesinin 39’uncu yılında darbelere, yine ‘hayır’ diyoruz”
DİSK/Genel İş Çanakkale Şube Başkanı Metin Ceylan; “12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin üzerinden 39 yıl geçti ama yarattığı olumsuz sonuçlar ve uygulamalar maalesef devam ediyor. 12 Eylül, ülkenin üzerine kabus gibi çöken, Türkiye`deki bütün demokratik kurumları, sendikaları kapatan, demokrasiyi yok eden bir askeri harekattı. Ne genel alanda ne sendikal alanda tahribatı maalesef henüz giderilemedi. Darbe ülkemizde güvencesiz ve sendikasız çalışmaya mecbur bırakılan; milli gelirden ve ekonomik büyümeden payını alamayan yoksullar ve işsizler yarattı. 12 Eylül’de parlamento işlevsizleştirildi, hukuk ayaklar altına alındı, seçilmişlerin yerine atanmışlar getirildi. Gazeteler, radyolar, televizyonlar susturuldu, grev hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler engellendi, sendikal hak ve özgürlükler yok sayıldı, işçiler haksız ve hukuksuz yere işlerinden edildi. Askeri darbelerden en çok etkilenmiş, en çok zararı görmüş, başkan ve yöneticileri idamla yargılanmış, faaliyetleri durdurulmuş, binalarına el konulmuş, darbeye zemin hazırlamak için 1 Mayıs 1977’de olduğu gibi katliamlara uğramış bir işçi örgütü olarak darbecilere karşı her zaman karşı durduk, mücadele ettik, bugün de her türlü darbenin ve siyaset alanına demokrasi dışı müdahalelerin karşısında olmaya devam edeceğiz. 12 Eylül darbesinin 39’uncu yılında darbelere, faşizme ve gericiliğe yine ve kararlılıkla ‘hayır’ diyor, tek seçeneğin demokrasi ve laik toplumsal yaşam olduğunu savunuyoruz. Emeğe karşı yapılan her saldırıya karşı nasıl mücadele veriyorsak, sendikal hak ve özgürlüklere müdahale karşısında nasıl direniyorsak, demokrasiye, yargının bağımsızlığına, insan hak ve özgürlüklerine yapılan her saldırının da karşısında demokrasiden, adaletten, eşitlikten ve özgürlükten yana tavır almaya devam edeceğiz” dedi. 
(Baykal Sağlam)
Paylaş