havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Çin malı avukatlık diploması!...

7 Haziran seçim sonuçlarını kabul etmeyen, tekrar seçim yapılması için düğmeye basan saray iradesi, bu planın gereklerinin yerine getirilmesi için savaş politikalarını devreye sokarak ülkemizi tam bir felakete götürecek kaos planını hayata geçirmek adına harekete geçti. Yaşanılan acılar, yitirdiğimiz canlar işte böylesine insanlık dışı bir planın sonuçlarıdır. Bu plan aslında 7 Haziran öncesinde deklere edilmişti; "Verin 400 milletvekilini huzurumuz kaçmasın" yaklaşımı tam da bunun karşılığıydı.

1518

 7 Haziranda halkların iradesi AKP ve saray iradesini boşa çıkarınca, bu seferde “isteseniz de, istemeseniz de sistem değişmiştir” diyerek fiili olarak diktatörlüğünü ilan eden saray iradesi, bu fiili durumu meşrulaştırmak adına tarihin her döneminde olduğu gibi çatışma, düşmanlaştırma, savaş halini kendisine rehber haline getirdi.

Bu plana hizmet edecek argümanlardan biride vatan, millet, Sakarya edebiyatının arkasına sığınılarak yapılan bölücülük yaygarasıdır.

Bölücülük yaygarası ile yapılmak istenen; halkların kardeşliğini ortadan kaldırmak halkları birbirine düşman ederek çatışma ve savaş durumuna altlık yapmaktır.

Halkların kardeşliliğine tahammül edemeyip, bölücülük propagandasını dillerinden düşürmeyenler, Kürt halkını itibarsızlaştırmak adına dezenformasyon politikasını kendilerine rehber edinenler uyguladıkları imha ve inkar politikalarıyla gerçek bölücülerdir.

Halkların kardeşliğini savunanlar aynı zamanda halkların barış içersinde demokratik bir şekilde bir arada yaşamasını savunmaktadır.

Kardeş kent belediyeciliğine bile tahammül gösteremeyip, kardeşlik için adım atan halkların iradesini terör edebiyatına kurban eden bu iradenin varlığını görmek için çok uzaklara gitmeye gerek yok.

Kardeş kent ilişkisi içersinde olduğumuz Diyarbakır Sur eski  belediye başkanının hakkındaki bir iddia nedeniyle tutuklanması  sonrasında AKP il başkanı açtı ağzını yumdu gözünü.

Bu spekülasyonun gerçek amacı; halkların kardeşliğinden duyulan rahatsızlık ve beraberinde halkların kardeşliğinden yana irade koyan tarafların itibarsızlaştırılması çabalarıdır.

Tıpkı barış çabalarını, teröre destek olmak şeklinde göstererek yapılan itibarsızlaştırma gibi.

Buradan hareketle, AKP il başkanı Başkan Ülgür Gökhan hakkında teröre destek vermek gibi bir safsatadan öte gitmeyen suçlamalarda bulundu.

Başkan Gökhan, kendisine gerekli cevabı verdi, yaşanılan gelişmelerin özüne ilişkin son derece tatminkar bir açıklama yaptı.

Bir kez daha hatırlayalım;

“Konu benim Sur Belediye Başkanı ile kardeş olmam konusu değildir, halkların dostluğudur. Bizler geçiciyiz, ama bu birliktelik, halkların dostluğu kalıcıdır. Dolayısıyla sayın Abdullah Demirbaş’ın henüz suçlu olduğunu da bilmiyoruz. Sadece tutuklandı. Bu memlekette nice tutuklananlar gördük. Hepsi ak-pak ortalıkla dolaşıyorlar. Dolayısıyla bunların anlayışı budur; hemen insanları tutuklamak ve hemen yargısız infaz yapmak. Bir hukukçu olarak, yargısız infazdan dolayı da AKP il başkanını ayrıca kınıyorum.Yargılanıp, hüküm giymeden, bir insan için bu şekilde hüküm vermek bence yanlıştır. Dediğim gibi, bir kez daha tekrarlıyorum; biz o protokolü halklar adına yaptık, onların dostluğu ve kardeşliği adına yaptık. Kurumlar aracılık eder, halklar kardeş olur. Yani Diyarbakır’ın Sur Belediyesi’nde yaşayan insanlarla, Çanakkale Belediyesi hudutları içinde yaşayan insanların kardeşliğini öngördük. Dolayısıyla burada başkanlar farklı olabilir, başkanlar tutuklanabilir, başkanlar suç işleyebilir; ama bu asla ve asla oradaki insanların kardeşliğini ilgilendirmez,ya da dost olunmaması gereken insanlar olduğunu göstermez. Biz, sadece halkların seçilmiş temsilcileri olarak insanlarımızın birbirini tanımasına fırsat verilmesi noktasında bir protokol imzaladık. Nitekim, oradan insanlar buraya geliyor, buradan gençler oraya gidiyor ve birbirlerini tanıyorlar. İşte ‘barış’ denilen konu da budur. Çünkü biz, insanları tanımadan insanlar hakkında hüküm veriyoruz”

(http://www.canakkaleolay.com/Baskan-Gokhan-dan-AKP-il-baskanina-cevap-29530)Hukukçu kimliği olan AKP il başkanının yargısız infaz ile Sur eski  belediye başkanını hakkında hüküm vermesi üzerine, acaba Çin malı avukatlık diploması var mı diye düşünmedim değil doğrusu!.

Ancak söz konusu olan demagoji ve çarpıtma ile savaş ve şiddet politikalarını kutsayarak onun üzerinden oy devşirmek olunca hukuk kimin aklına geliyor ki…

Aynı perspektifle son olarak sürdürülen tutuklamalar, gözaltılar furyası temelinde Sur Belediyesi eş başkanlarının gözaltına alınması sonrasında AKP’li vekil de aynı tavrı gösterdi.

Demagoji ve çarpıtma üzerinden sürdürülen bu propaganda aynı zamanda halkların kardeşliğinden kimlerin rahatsız olduğunu, kimin gerçek bölücü olduğunu ortaya koymaktadır.

Evet Çanakkale halkı ile Sur halkı kardeştir, tüm halkların

kardeş olduğu gibi.

Sizler sürdürdüğünüz kara propaganda ile buna engel olamazsınız, aynı zamanda kardeşlik ve barış için bugüne kadar çaba gösteren, duyarlı davranan bu kentin Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ı karalamak adına sarf ettiğiniz çabalarda boştur.

Çanakkale’nin barışsever halkı Başkan Ülgür Gökhan’ın yanındadır yanında olmaya devam edecektir.

AKP’nin ve sarayın iradesiyle ülkeyi yangın yerine çevirenlere Çanakkale halkının vereceği cevap barışı savunarak olacaktır.

1 Kasım seçimi, savaş ile barış tercihinin sandığa yansıyacağı bir seçim olacaktır, Barış kazanacaktır; “Seni yine başkan yaptırmayacağız”