havadurum
Turgut Çamer

turgutcamer@hotmail.com

Hedef: GENÇLERİN BEDENİ Mİ?..

1691
            Değerli okurlarım, Başbakan Erdoğan’ın “kızlı-erkekli ev” konusunu gündeme getirmesi üzerine bir zamanlar kendisiyle ayni siyaset anlayışını paylaşanlarca da ne denli bir ‘takiyye ustası’ olduğunun ilan edilmesi hayli ilginç… Kraldan kralcı bazı bürokrat, öğretmen, müftü, rektör ve valilerin tavırlarını da gözlemledikçe bu ülkenin anayasa ilkeleri ve evrensel hukuk ilkelerinden zerrece nasibini almamışlarca yönetilmesine hayıflanıyor ve bu olan bitenlere akıl-sır erdiremiyorsanız elimizi taşın altına sokmanın zamanı geldi de geçiyor bile demektir!
Toplum bilinci yaratma adına her birey üzerine düşeni yapmalı. Yani 11yıldır bu ülkeyi ‘takiyye’ ile yönetenlere karşı demokratik tepki yöntemleriyle mücadele edilmeli.. Aksi halde ‘geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye!’ sonucuyla karşı karşıya kalmak yazgımız olur!
***
            *Bakınız, iki eski dava arkadaşı Başbakan Erdoğan’ın ‘kızlı-erkekli evler’ konusunu gündeme taşıma nedenini ve Erdoğan –Arınç arasındaki gerilimin ardındaki gerçekleri nasıl açıklamışlar!?
            - Kapatılan Fazilet Partisinin Rize Milletvekili Mehmet BEKAROĞLU; Erdoğan ile Arınç arasındaki ‘Çankaya Köşkü Savaşı’ ve ‘Erdoğan’sız AKP’ planlarıyla ilişkilendirmiş.
            - AKP Kurucusu Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER, ‘kızlı-erkekli evler’ tartışmasının; Erdoğan’ın kendine yakın bazı isimleri öğrenci yurdu yapımı için organize ettiği bir dönemde başladığı iddiasını dile getirerek ‘parasal rantların’ önemine dikkat çekmiş.
            3.5 yıl Erdoğan’ın Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan Şener; Başbakanın genel siyaset üslubunu “bir şey söylerken tam tersini görülmez hale getirmeye çalıştığına” vurgu yapmış. Bir başka deyimle ‘takiyye ustası’ olduğunu ilan etmiş!
***
            *Durumdan vazife çıkaranlardan biri de bizim Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)nün Rektörü Sedat LAÇİNER olmuş.. Başbakana ‘kızlı-erkekli ev’ konusunu gündeme getirdiği için teşekkür etmiş, Star gazetesinde ki köşesinde; “Sonuç olarak yan yana evleri kiralayıp, duvarları delip iki evi tek eve çevirip karma halde kalanları da gördüm, 2 kız 3 erkek veya 3 kız 1 erkek ayni evde kalanları da…”
            Sevgili Çanakkaleliler bir hemşehriniz olarak size sesleniyorum. Ben bilmiyorum, bileniniz varsa lütfen beni bilgilendirsin. Sorum şu: Bir üniversite rektörünün görevleri arasında; ‘evlerde oturan gençlerin duvarlarını delip delmediğini denetlemek’ de var mıdır? Cahilliğimi bağışlayacağınızı umarak yardım çağrısında bulunuyor ve beni en kısa zamanda bilgilendirmenizi bekliyorum!
            Her şey bir yana!.. Sayın Rektör ‘kızlı-erkekli kalanları gördüm’ diyor. Eğer bu denetimi ve eylemi gerçekleştirmişse ki itiraf ediyor.. Anayasal bir suç işlemiştir. Bu köşeden suç duyurusunda bulunuyorum.
            GEREKÇE VE DAYANAKLARIM:
* Özel Hayatın Gizliliği
            T.C. Anayasa Mad. 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın gizliliğine dokunulamaz.
            * Konut Dokunulmazlığı
            T.C. Anayasa Mad. 21 – Kimsenin konutuna dokunulamaz.
            *Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Mad.8 – Herkes, özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
            * Avrupa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Mad.12 – Hiç kimse özel hayatı, ailesi, konutu hususlarında ‘keyfi karışmalara’ maruz kalamaz.
                                                           ***
            Sevgili Çanakkale OLAY okurları, bu haftaki yazımı yurt sorununu tartışmaya açık görüş ve çözüm önerilerimle sonlandırıyorum.
- Devlet, Özel veya Vakıf üniversitesi mi yapılacak.. Üniversite yerleşkesinde tüm öğrenciler için barınma ve sosyal donatı alanlarının yapılması yasayla zorunlu kılınmalı. Ancak bu koşullar yerine gelmişse üniversitenin açılmasına izin verilmelidir.
- Üniversitesinin yurdunda kalmayı reddeden öğrencinin okuluyla ilişkisi tümüyle kesilmeli. (Üniversitenin bulunduğu yerde evi olan hariç)
-  Böylece, yetersiz Kredi Yurtlara ve Cemaat evlerine gereksinim kalmayacaktır.
* Başbakanlığa alınan 6 uçaktan 3’ünün maliyeti 760 MİLYON DOLAR.. Oysa, bu parayla 4 milyon üniversite öğrencisinin tümünün yurt sorunu halledilebilirdi. Bazı Bakanlıklara milyonlarca kira ödeniyor..  Mecliste ve bürokraside araba saltanatı tüm eleştirilere karşın sürüyor.
Güya, Müslümanlıkta israf-savurganlık haram günah.. Ama; gençlerin bedeni üzerinden, halkın dini duygularını istismar etmek HAŞAAA GÜNAH DEĞİL..(!)
NOT: Büyük Önder Atatürk’ümüzü aramızdan ayrılışının 75. Yılında minnet ve saygıyla anıyorum. T.Ç