havadurum
Sermet Atadinç

sermet@canakkaleolay.com

Milli Eğitimin karnesi!

Çanakkale Milli Eğitim Müdürlüğü gericiliğe hizmette kusur tanımadı. Oldukça başarılıydı, bu yüzden karne notu da; yüzsüzlük üzerinden yüz oldu. Eğitimin gericileştirilmesi hamlesi kapsamında dini vakıf ve çeşitli yandaş örgütlerle işbirliğinden tut, gerici çağdışı düşüncelerle dolu yayınların okullarda okutulmasına kadar süren çeşitli uygulamalar, aynı zamanda gerici kadrolaşmanın gereklerinin yerine getirilmesiyle desteklenerek çağdaş ilerici eğitim emekçilerin sürgünleriyle sürdürülmüş, açılan soruşturmalarla katmerleştirilen bir baskı ortamı yaratılmıştır. Böylece dindar ve kindar bir nesil yetiştirme adına önemli mesafeler kat edilmiştir.

1961

 Çanakkale mili eğitimin en karakteristik özeliklerinden biri de; gericileştirme adına sürdürülen onca çabanın yanında verdiği sözü yerine getirmeyecek kadar en temel ahlaki değerleri hiçe sayan uygulamalara bile ihtiyaç duyacak hale gelmesidir.

Ehhh tabi kolay gericiliğe hizmette sınır tanımayan bir performans ile karne notunu yüzsüzlük üzerinden yüze taşımak.

Merkez Ortaokulumuzu, imam hatipleştirdikten sonra tekrar Merkez Ortaokulu olarak eğitime devam edeceği sözünü verdikten sonra sözünün gereğini yerine getirmeyen bir milli eğitim müdürüne ne denmelidir, bilemiyorum.

Son olarak da çöp tenekesine atılan Atatürk resimleri bardağı taşıran damla olmuştur.

Vatandaşlar Atatürk resimlerini çöp kutusundan çıkarak, evlerine götürüp yapılan bu saygısızlığa en güzel cevabı vermişlerdir.

Buraya kadar yazdıklarım, siyasi iradenin politikalarına bağlı olarak milli eğitim müdürlüğünün eğitimin gericileştirilmesi adına üstlenmiş olduğu role ilişkin olağan gelişmelerdir.

Ancak Atatürk resimlerinin çöpe atılması üzerine; öyle bazı taraflar bu saygısızlığı savunmaya, aklamaya kalktılar ki,  işte orada biraz durup düşünmek gerekecek!

Atatürk resimlerinin çöpe atılmasını okuldaki temizlik gereği rutin bir uygulamaymış gibi normalleştiren bu çevrelerin çabaları, Atatürk’ün değersizleştirilmesi adına çeşitli girişimlerde bulunulduğu bir süreçte oldukça manidardır.

Dikkat ettiyseniz Mili Eğitim Müdürlüğü bu konuda herhangi bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmezken, bazı AKP yanaşmaları ve sözde bazı Atatürk sevenler aldılar ellerine sazı, demagoji makamında çalmaya başladılar.

Kefil olanlardan tut, “bir bardak suda fırtına koparmayın” diyenlere kadar hep bir ağızdan AKP gericiliğinin Atatürk’ü değersizleştirme politikalarının ortağı olarak avukat rolü ile karşımıza çıktılar.

Gericiliğin Atatürk’e saldırılarına, onu gözden düşürme çabalarına üstlendikleri bu rolle destek vererek, rutin bir olaymış gibi aklamaya çalışanlar fena halde yanılıyorlar.

Atatürk resimlerinin çöpe atılmasını aklamaya çalışan bu koronun çabaları beraberinde, kentte son zamanlarda ortaya çıkan bir başka eğilimi daha ortaya çıkardı.

“Ak” trollerden AKP yanaşmalarına, CHP’sinden atılanlardan ulusalcı bazı çevrelere kadar bir grup insan bu kentteki çağdaş ilerici devrimci değerlere saldırmak, itibarsızlaştırmak adına öylesine bir ortaklaşma içerisine girmiş durumdalar ki, bu şekilde yaratılan gerici cephe dikkat çekmektedir.

CHP’sinden atılan bir şahsın gelinen noktada sürdürmüş olduğu; dezenformasyon, yalan ve iftiralardan ibaret kara propagandaya, “ak” troller ve AKP yanaşmaları sahip çıkmakta ve aynı değersizlikle tekrar servis etmektedirler.

Hele bir yalan rüzgarı trol  var ki, kimliğini gizleyerek, ne idüğü belli olmayan, karanlıklardan beslenmenin alışkanlığıyla  bu karalamaların üzerine balıklama atlayarak, rolünü hayata geçirmektedir.

AKP yanaşmaları da bu kara propagandalara ortak olmakta beis görmemektedirler.

Gericilik Çanakkale’de, ilerici çağdaş değerleri bertaraf etmek adına ortaklaşmıştır ve her türlü provokatif tavrı sürdürmektedir.

Bu durumda, özelikle bu kara propagandanın hedefi haline getirilen Belediye Başbakanı Ülgür Gökhan’a bu kentin ilerici devrimci kamuoyu sahip çıkmalıdır, çıkacaktır.

Bu bağlamda CHP Çanakkale örgütü de, özelikle partisinden atmış olduğu gerici cephenin bir parçası haline gelip, onlarla birlikte özellikle CHP’sinin itibarsızlaşmasına hizmet eden aslı astarı olmayan iddialara karşı; bu şahsın hala partisinin çeşitli organlarındaki kişilerle birlikte at oynatmasının önünü almak zorundadır.

Bunu sağlayamadığı ölçüde bu kara propaganda başta CHP’si olmak üzere, süreç içerisinde bu çabalara karşı ilgisiz kalan yöneticileri vuracaktır.

Bir de yalan rüzgârı olarak görev almış bir “ak” trol var; bu gerici cephenin ortağı olarak ismini cismini gizleyerek sosyal medya üzerinden kara propaganda yapmaktadır.

Daha önce paralelci cephenin başvurduğu gibi kimliğini gizleyerek karalama kampanyasında bulunanların maskelerini bir bir düşürdük, şimdi sıra bu yalan rüzgârında…

 

Yüreğin varsa, kamuoyunun önüne çıkar kendi doğrularını delikanlı gibi

savunursun, ancak sahte isimlerle açmış olduğun hesapların arkasına sığınarak sürdürdüğün kara propaganda ve yalanlarının bu kentte karşılığı yoktur.

Bu kentte herkes kimin ne olduğunu bilir, senin yalanlarınla değerlendirmede bulunacak ve etkilenecek kadar biçare değildir.

Ancak şunu unutma ki, bu komplocu yaklaşımının arkasında fare deliğine girsen de, seni bulup çıkarmak boynumun borcu.

Senin gibi, kendini sosyal medyanın karanlıklarına gizleyerek kara propaganda yapanları çok gördük.

Delikanlıysan hodri meydan!