havadurum

Organik Otomatik Portakal

2581

Post endüstriyel dönem İngiltere’sinde var olacağını öngören şiddetli kaos ortamını betimleyen bir filmdir. Mevcut sisteme bir çok yönden eleştiri sunmuştur. Suç işlemekten ve Beethoven dinlemekten keyif alan Alex’in başından geçenleri çizgisel bir anlatım ile izleyiciye sunulmuştur. Alex hırsızlıktan, tecavüzden, şiddetten aşırı derecede haz alan bir karakterdir. Bu eylemleri geceleri çetesiyle birlikte yapmaktadır. Liderlik duygusunu çetesine emir vererek ve istediğini yaptırarak tatmin etmektedir.

Yaşlı, içki içen bir adam şarkı söylerken gösterilir. Alex bu tür adamlardan nefret ettiği için hiçbir sebep yokken çetesiyle adamı döverler. Bilboy ve arkadaşları bir kıza tecavüz etmek üzerelerdir. Alex ve çetesi olaya el atarak Bilboy ve arkadaşlarını döverler.Bilboy ve arkadaşlarını dövmekten aşırı zevk almışlardır ve arabaya binip çok hızlı bir şekilde eğlenerek giderler,gözlerine kestirdikleri bir evde dururlar. Kapıyı çalıp yardıma ihtiyaçları olduğunu söylerler ve içeri girdikten sonra vahşet saçmaya başlarlar. Kadına kocasının gözleri önünde tecavüz ederler ve kocasına da şiddet uygularlar. Bunları yapmanın verdiği hazla süt barına giderler çünkü yorgun düşmüşlerdir. Alex’in gözünde köşede oturan kadın ve adamlar takılmıştır. Kadın şarkı söylemeye başlar ve duyduğu şarkıdan sonra Alex zevk almaya başlar. O sırada çeteden arkadaşı garip sesler çıkarınca Alex sopasıyla ona vurur. Çünkü Alex, Beethoven’a saygı duymaktadır. Çeteden arkadaşı vurduğu için tepki gösterince Alex sert bir dille uyarır. Daha sonra eve giderek üstündeki kostümü çıkarır, çaldığı paraları çekmecesine koyar, yılanını alır ve ona göre bu muhteşem geçen geceyi taçlandırmak için müziğini açar ve dinlemeye koyulur. Babası ve annesi Alex’in geceleri hayır işinde çalıştığını zannederler,Alex’in yaptığı pis işlerden haberleri yoktur.Alex evden çıkar merdivenlerden inerken çete arkadaşlarının onu beklediğini görür ve bu durum onu şaşırtır.Dim onun liderliğine laf söyler ve Alex,Dim’in üstüne oturur lider olanın kendisi olduğunu söyler. Georgie ise onu bırakmasını ve üstüne gitmemesi gerektiğini, yeni sistemin böyle olduğunu söyler. Yani Dim ve Georgie, Alex’e karşı çıkmışlardır. Deniz kenarında yürürken Alex onları denize atar ve döver. Bu olanlardan sonra oturmaya gittikleri kafede Alex liderin kim olduğunu belli ettiğini düşünmektedir. Gece çiftlikte yaşayan kadını soymaya giderler.Alex içerdeyken kadını öldürür ve arkadaşları onu polise ihbar ederek kaçarlar.Alex yakalanır ve hapse atılır. Bu sırada hükümette yaklaşan seçimler öncesinde suçluları azaltma projesi için çalışmalara başlamakta ve bu projede uygulanacak Ludovico tekniğini kabul edecek denekler aramaktadır. Alex mahkumlar arasında bu söylentileri duymuş ve oradan bir an önce kurtulmak için hapishane rahibinin gözüne girmeye çalışır.Bir gün İçişleri Bakanı hapishaneyi ziyaret eder ve Alex cesur tavırlarıyla Bakan’ın dikkatini çekerek tekniğin uygulanması için denek olarak seçilir. Hemen ertesi gün araştırmanın yapıldığı kliniğe sevk edilerek uygulamaya tabi tutulur. Pavlov kanunlarına benzeyen bu Ludovico tekniğinde Alex’in vücuduna çeşitli cisimler takılarak bir koltuğa sabitlenir ve Beethoven eşliğinde uzun bir süre kavga, tecavüz ve cinayet sahneleri seyrettirilir. Bir noktadan sonra tüm izlediği görüntülere karşı bir tepkime geliştiren Alex’in tedavisi olumlu sonuç verir ve on beş günün sonunda bir hükümet yetkililerinin yaptığı bir tanıtım gösterisinin ardından serbest bırakılır. Ancak,  Alex geri döndüğünde her şey değişmiştir,ailesi onu istemez. Odasını bir başka gence kiralamışlardır. Odasına yerleşen genç ile kavga etmeye kalkışır ancak tedavi anında kendini belli eder ve bir bulantı içini kaplar.Kavga etmek istese de buna kalkışamaz. Dışarı çıkar ve yolda hapse girmeden önceki bir gece dövdüğü yaşlı bir dilenciye rastlar. Yaşlı adam onu tanır ve onu tartaklar,Alex yine karşılık veremez. Yaşlı dilenci onu diğer yaşlı arkadaşlarının yanına götürür ve hep birlikte Alex’i döverler. Bu sırada onları ayırmaya birkaç polis gelir. Alex bu polisleri tanımaktadır. Eski çete arkadaşları polis olmuş , şiddeti artık bu şekilde uygulamaya başlamışlardır. Alex ile karşılaştıklarında onu alıp şehirden uzak bir yere götürerek döverler. Alex yediği bu dayağın etkisi ile en yakında bulduğu bir eve sığınır. Bu evde, hapse girmeden önceki bir gece çete arkadaşları ile gelip bir kadına yazar eşinin önünde tecavüz ettikleri evdir. Yazar o gün yüzlerinde maske olduğu için başta Alex’i tanımaz onun istirahat etmesine müsaade eder. Amacı politik bir dava için Alex’i hükümete karşı kullanmaktır. Ama sonradan Alex’in banyoda mırıldandığı şarkıdan onu hatırlar ve ona gazeteden öğrendiği zaafı; Beethoven’un Dokuzuncu Senfonisi ile işkence eder. Terapi sırasında Beethoven müziği dinletilen Alex bu müziği duyar duymaz hastalanmaya, çıldırmaya başlar. En sonunda dayanamaz ve camdan atlar. Uyandığında kendini hastanede, başında İçişleri Bakanı ve hastane görevlileri varken bulur. Bu sefer İçişleri Bakanı onu eski haline döndürdüklerini ve üzerinde çalıştıkları Ludovico projesinden vazgeçtiklerini söyler. Ona dolgun bir maaş sözü vererek basına açık olarak yapacakları açıklamada onlardan tarafa olmasını sağlar. Film bu şekilde, Alex’in zihninden geçirdiği bir kötü düş ile sonlanır. O, artık eskisi gibidir.