havadurum

Yöneticilik zor zanaat!

2083

Yusuf EroğluUzman Veteriner Hekim

Federasyon (E) Temsilcisi

 
Yöneticiliğin her türlüsü sıkıntılıdır. Amma ve lakin spor yöneticiliği daha da zordur. Ancak, dirayetli, bilgili ve tecrübeli yöneticiler işin üstesinden gelirler. Geçenlerde Beşiktaş’ın genç oyuncusu Gökhan Töre, bir eğlence merkezinde silahla vuruldu. Sabahın saat 05 inde, uyuması gerekirken, orada ne arıyordu? Bunları denetleyen birileri yok muydu? Vallahi bizim zamanımızda, eğlence yerlerini gezip, sporcuları arayan birçok yöneticimiz olurdu. Keza, yönetici gelmese bile, mekân sahibi onları arayıp ”Sporcunuz burada eğleniyor. Yarın maçınız var. Gelin bunu alın” diye haber verirdi. Şimdi paralar çoğaldıkça denetimler azaldı. Bol para bulan sporcular da, işin dozunu kaçırdı. Geçen gün bir gazetede bununla ilgili ibretlik bir köşe yazısı okuduk. Nasıl Süleyman Seba, nasıl Aziz Yıldırım olunurmuş, cevabını burada bulduk. Sizlerle paylaşmak istedik. Buyurunuz.”Henüz Gökhan Töre vurulmamıştı. Saffet, kendine has muhteşem üslubuyla değişik hikâyeler anlattı. 1987’de Saffet’in Vefa’dan Beşiktaş’a geldiği ilk aylar… Saffet, beline silahı takarak bir grup arkadaşıyla pavyona gidiyor. Kendi tabiriyle kendisini, Alaattin Çakıcı gibi görüyor. Çıkan bir tatsızlık sonrası, Saffet havaya ateş açıyor. Kimse yaralanmasa da bir arbede çıkıyor. Aradan 3-4 gün geçiyor. Saffet’i Başkan Süleyman Seba çağırtıyor. Saffet, o sıralar çok formda, Başarısından dolayı çağrıldığını düşünüyor. Efsane Başkan, Saffet’e “Bekâr mısın?” diye soruyor. “Bekârım” cevabını alınca da, “6 aya kadar evlen” diyor. Sonra da gazetenin birinden puan durumunu alarak, “Bak evladım, Beşiktaş lider, Eskişehirspor sonuncu. Evlenmezsen, seni Eskişehirspor’a gönderirim” diyor. Aradan 3-4 gün geçiyor Eskişehirspor’un o zamanki Başkanı Aydın Begiter Saffet’in evini arıyor. Saffet’in annesi açıyor telefonu. Eskişehirspor Başkanı, Saffet’e “Süleyman Başkan seni bana verdi” diyince, Saffet aklını başına toplayıp acil evleniyor. Saffet’in bu olayı anlattığının ertesi günü, Beşiktaşlı Gökhan sabaha karşı 5 sularında kulüpte başkalarıyla birlikte kurşunlara hedef oluyor. Çıkan olaylarla ilgili fazla yorum yapmaya gerek yok sanırım. Kıssadan hisse, o kadar güzel anlaşılıyor ki”.Yazar devam ediyor.”Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın önceki gece yarısı, sadece Lig Tv’nin görüntülediği stat inşaatını denetlemeye gidişini izleyince, ister istemez geçmiş yıllarda öteki başkanların kendi tesisleriyle ilgili yaptığı çalışmaları hatırladım. Genç spor adamı olduğumuz yıllardı… Galatasaray Başkanı Alp Yalman’ı Florya Tesisleri’nde çimleri sularken gördüğümüzde aklımız ermediğinden olsa gerek, içimizden “Koca Başkan çimleri mi sular” diye geçirirdik. Sonra, o çimler olmazsa başarıya koşulamayacağını kavradık.
Bir keresinde de, Fenerbahçe Stadı’na hafta içi röportaja gitmiştik. Tribünde TV için kimle olduğunu unuttuğum bir röportajı yapmak üzere harekete geçince, bomboş statta bir iş makinesinin çıkarttığı gürültü röportajın arkasında istenmeyen bir ses oluşturuyordu. Ustaya, 5 dakikalığına yaptığı işe ara vermesini rica edince , “Yok olmaz” dedi. Niye olduğunu sorunca “Valla, Başkan Aziz Yıldırım benim cep telefon numaramı aldı. Ne zaman ben dalga geçip, işi bıraksam arayıp fırça çekiyor” dedi. Bu tesisler olurken, pek çok insanın emeği geçiyor, ama en çok başkanlar elini taşın altına sokuyor” Başta da dedik ya, yöneticilik zor zanaat. Lider olmak bambaşka bir şeydir. Atalarımız ne güzel söylemiş.”Tayfalar ne kadar çok olsa da, iş geminin kaptanındadır”

Sağlıcakla kalınız.