havadurum

Uz "Belediyelerle gelen iktidar, belediyelerle gidiyor.."

1346

 İyi Parti Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu üyesi, Mahalli İdareler Başkan Yardımcısı Rıdvan Uz, seçim sonuçlarını Gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirdi. İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin gibi büyükşehirlerde Millet İttifakı’nın başarılı sonuçlar aldığı 31 Mart Seçimlerinde, sandığa giden vatandaşların iktidarı uyardığını ifade eden Uz, Millet İttifakı’nın önümüzdeki dönemde de süreceği sinyallerini de verdi. “CHP ile yaptığımız ittifak 24 Hazirandan itibaren süregelen bir ittifaktı” diyen Uz, “Bu ittifakın içinde o dönem, Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile de bir birliktelik vardı. İktidar partisinin MHP ile bir ittifak oluşturması üzerine, İyi Parti Genel İdare Kurulunda da yapılan tartışma neticesinde Millet İttifakı’nın yerel seçimlerde de devam etmesi kararı alındı. İyi Parti olmadan CHP’nin, büyük şehirlerde kazanmama riski oluşuyordu ve bizim alacağımız sağ seçmen ağırlıklı, CHP’nin destek vermediği yerlerde de aynı şekilde bizim de sıkıntımız olacaktı. Buna binaen bir birliktelik oldu ama bu birliktelik, kazanımdan çok Türkiye’nin kazanılması noktasına gitti. Burada Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi, tekrar parlamenter sisteme dönüşün olabileceği ve demokrasinin daha da güçlendirilmesi adına bir ortak payda ortaya çıktı. Bundan dolayı da büyükşehirlerin çoğunluğunun el değiştirmesi, iktidara bir uyarıydı. İlk gün 12 bin civarında vatandaşın Ankara Belediyesi’nde çalışmadan maaş aldıkları ortaya çıktı, bu rakam bugün itibariyle 34 bin şeklinde tespit edildi. Aynı şey İstanbul için de geçerli. İktidarın belediyeleri bırakmama isteğinin arkasında yatan etmeni öğrendik. Bu sayının İstanbul’da 60 binin üzerinde olduğu varsayılıyor. Bu rakamın içinde Ak Parti Kadın Kolları Başkanı, Ak Parti Gençlik Kolları Başkanı… İktidar partisinin yönetiminde olan insanların, hiç alın teri akıtmadan maaş aldıklarını görüyoruz. Böyle bir sistemde belediyeler ile gelen bir iktidar olduğunu düşünürsek, şimdi de belediyelerle giden iktidar olacaklar. Demokrasiyi özümseyemeyişi, sandığa saygıyı kaybettiğinde ‘zıvanadan çıkan iktidar’ görüntüsü, toplum nezdinde bundan sonraki seçimlerde de aynı akıbeti, adı ‘Adalet ve Kalkınma’ olan ama adaletten ve kalkınmadan tersine bir gidişat olduğu partiye, milletimiz gerekli dersi verecektir” dedi. 

 
“Çanakkale insanı, demokrasiyi ve parlamenter sistemi istiyor”
“Bizim açımızdan Çanakkale sonuçları çok güzel” diyen Uz, “Çünkü burada Millet İttifakı’nın ortak adayının yüzde 61 düzeyinde bir oy almak suretiyle Türkiye’nin en çok oy alıp, rekor kıran bir il konumuna gelmiştir. Biz bu anlamda çok mutluyuz. Demek ki yüzde 21 oy alan İyi Parti, yüzde 21’in tamamını sandığa taşıma kabiliyetini göstermiştir. Bir de Belediye Başkanımızın yaptığı hizmetlerden dolayı da kendi oyunu arttırdığını da gördük. İlk kez yerel seçime giren İyi Parti Çanakkale’de hem Gökçeada hem de Eceabat’ı almak suretiyle, ilk seçiminde 2 belediye alan bir parti konumuna geldi. Bir de Millet İttifakı’nın ortak çıktığı ilçelerde Belediyelerin hemen hemen tamamını almış olduk. İktidar partisinin de elinde bulundurduğu 7 belediye 4’e düştü. Çanakkale geneline baktığımızda bu seçim sonuçları ile, Çanakkale insanının birlikteliği, demokrasiyi, parlamenter sistemi, daha adaletli bir Türkiye istediğini görüyoruz. Bu da bize göre doğru bir bakış açısı” şeklinde konuştu. 
 
“Türkiye İttifakı” söyleminin handikabı MHP lideridir”
İyi Parti GİK üyesi ve Mahalli İdareler Kurulu Başkan Yardımcısı Rıdvan Uz, “Türkiye İttifakı” söylemini de değerlendirerek, “Alınan seçim sonuçlarındaki neticesinde iktidar tarafından ‘Bu gidişat, bizim açımızdan doğru değil. Biz bu zillet-illet dilini bir şekilde terk etmemiz gerekiyor, bize verilen mesaj bu. Bundan dolayı Türkiye İttifakı söylemine girdim’ düşüncesi oluştu. Fakat bunun büyük handikaplarından bir tanesi, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanıdır. Kendileri, soğuk savaş döneminin politikacısı gibi hareket ediyorlar. Cumhurbaşkanı’nın söyleminden hemen sonra çıkıp, ‘Türkiye İttifakı’nın ne anlama geldiği, henüz belli değil, çok da doğru bulmuyoruz. Dolayısıyla Cumhur İttifakı, mezara kadar devam edecek’ söylemi ile kendi koltuk çıkarını gözetme adına, Türkiye’nin bu ittifaka yönelmesine dahi tahammül olmadığını gösteriyor. Sayın Meral Akşener’in karşısına çıkıp bir kongre yapma cesaretini gösteremeyen Devlet Bey’den de bunu zaten bekliyoruz. Koltuğunu korumak ve milliyetçi hareketi maalesef sarayın bekçiliğine ikame etme adına bu tavrı gösteriyor. Bunun örneği Çanakkale ve Türkiye’de de oldu. Türkiye’de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan provokasyon ve alçakça saldırı, bunun ilk örneği oldu. Çanakkale’de de Sayın Valimizin, İl Genel Meclisi’nden seçmesi gereken arkadaşların Cumhuriyet Halk Partili  arkadaşların olması gerekirken, Ak Partili 2 kişiyi GESTAŞ yönetimine yazdı. Bu işlerin hala sadece sözde kaldığın, özde böyle bir şeyin olmayacağını mesajını bize verdi. Demokrasiyi sindirmek, adaleti sindirmek, aslında bu kadar zor olmamalı. Sandığın neticesine riayet edilmeli. Sandık ile ilgili endişelerimizi dile getirdiğimizden Türkiye’nin en güvenilir sandığı, sistemi, YSK’sı denilen noktadan bugün gelinen tabloda, onları da suçlar hale gelen bir iktidar var. Dolayısıyla net olarak bu işin sözde kalacağı kanaatine varmış olduk.  Çünkü bu saldırının akabinde Cumhurbaşkanı’nın arayıp geçmiş olsun diyememesi, bunun havada kaldığının göstergesi oldu” dedi. 
 
“Parlamenter sisteme mutlaka dönülmeli”
Uz, “Biz, bir buçuk- iki yıl zarfında erken seçim olacağı kanaatindeyiz ama bunun sebebi, sadece iktidar partisinin belediyeleri kaybetmesinden mütevellit değil. Aynı zamanda geçimsizlik oranının 24,7’ye, işsizlik oranının 12,9’a çıktığı bir Türkiye’den bahsediyoruz. Üniversite mezunları çocuklarımızın iş bulmak adına çabalarını görüyoruz. Akabinde uyguladıkları ekonomik politika… Yanan bir ev var ve onlar sadece kapı-pencere değiştirerek çözüm üretmeye çalışıyorlar. Yani yangını söndürme ile ilgili iktidarın bir teşebbüsü yok. Dolayısıyla ekonomideki bu dar boğaz, öyle gözüküyor ki, erken seçime doğru gidiyoruz. Cumhurbaşkanı, seçimden sonra ‘topal ördek’ örneğini vererek, ‘Belediyeler kaybedildi ama mecliste biz çoğunluğuz’ demek istedi. Bu örneğin arkasından da, ‘Biz bu kadar belediye kaybettik, ekonomiyi yönetemiyoruz, bundan dolayı da bir erken seçim gelebilir, bu erken seçimin kapısını kapatmak adına 4 buçuk yıl buradayız’ demek istedi. Bugün Türkiye’de aklıselim, sağduyusuna güvendiğimiz politikacılar var. Bunlar, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içinde olan Eski Manisa Milletvekili gibi… Kendisi, ‘Biz bu sistemin Türkiye’ye uygun olmadığını anladık, bir hata yapmışız bu hatadan dönülmelidir’ dedi. Arkasından Ak Parti’nin kendi içerisinden çıkarttığı Ahmet Davutoğlu, bu sistemin doğru olmadığını, bunun görüldüğünü ve parlamenter sisteme dönüşün gerekli olduğunu söylemeye başladı. Bunun sadece Türkiye’deki diğer siyasi partilerin yanı sıra kendi bünyelerinde de bu işin olmayacağını gördüklerini beyan ediyorlar. Biz de aynı kanaatteyiz. Türkiye’de yargı, yasama, yürütme erklerinin birbirlerini denetleme fonksiyonlarını kaybettiği gün, tek adam rejimine ve ortaya çıkan bu tablolara mahkum olamaz, olmamalı. Bu yüzden parlamenter sisteme mutlaka dönüşün sağlanması gerektiğine inanıyoruz” dedi. 

Kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve tacizlere de değindi 
İyi Partili Uz, son dönemde giderek artan, kadına ve çocuklara yönelik taciz ve şiddet girişimlerini de değerlendirerek, “iktidar partisi burada sorumluluk almalı” dedi. Uz, “Son süreçte Türkiye’de toplum içerisindeki kavgaların, çocuk tacizlerinin, kadın cinayetlerinin arttığını görüyoruz. Netice bu hadiselerin son süreçte, hatta son 10 yılda ne kadar çok arttığını da biliyoruz. Bunun bir sorumlusu olmalı. Yani 17 yıllık iktidar olan bir parti, burada bir sorumluluk almalı. Biz de bu sorumluluğu hatırlatmak adına mecliste bununla ilgili cinsel eşitlik ile ilgili, terör olaylarıyla ilgili ve özellikle uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili bütün yasaları mecliste verdik. Bu yasa ile ilgili mecliste Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarıyla ‘ret’ kararı çıktı. Aynı şeyi, İstanbul Belediye Meclisi’nde yaşandı. Bunları gören bir muhalefet ve halk var. Fakat buna ‘ret’ oyu veren iktidar var” ifadeleri ile açıklamala-rını tamamladı. 
(Seçkin Sağlam)
Paylaş