Ankara Enstitüsü Vakfı tarafından düzenlenen “21. Yüzyılda Yerel Yönetimler ve Yöneticilikte Başarı Örnekleri Sempozyumu”na konuşmacı olarak katılan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, birkaç dönem üst üste Belediye Başkanı olarak seçilen Belediye Başkanları ile birlikte tecrübelerini aktardı. Ankara Nazım Hikmet Kültür Kongre Merkezinde düzenlenen sempozyumda Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ile birlikte konuşan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Yerel Yönetimlerde Başarı Örnekleri-Deneyimler” konusunda katılımcılara hitap etti. Gökhan, katılımcılardan ilgi gören konuşmasında, “Ben Çanakkaleliyim. Ben kentin sosyal ve kültürel yaşamın içindeyim, siyasi yaşamın da içine girdim. Belediye meclis üyeliği yaptım ve ilk dönem meclisten seçilerek, sonraki üç dönemde ise seçimle iş başına geldim. 2002 seçimlerinde belediye başkanımız sayın İsmail Özay, milletvekili olmak için istifa etmişti ve ben meclisten seçilerek göreve geldim. 2004, 2009 ve 2014 seçimlerinde de oylarımı artırarak Çanakkalelilerden görev aldım. Her seçimde artan oy oranımız, 2014 seçimlerinde yüzde 55 seviyelerine çıktı” dedi.
“Ben Çanakkale halkını değil, onun bir temsilcisi olarak belediye personelini yönetiyorum”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sempozyumda yaptığı konuşmasında, “Yerel yönetici, adı üstünde, biz kendi yerelimizdeki konularla ilgili, kentlinin sorunları ile ilgili, onun gelişmesi ile ilgili, onun çağdaş standartlarda yaşaması için kaynak kullanarak belediyecilik yapıyoruz, yöneticilik yapıyoruz. Yani, bizim bir bütçemiz var ve bu bütçe, sadece ve sadece seçimle, yani oylarını alarak yönetime geldiğimiz o insanların hizmetlerine harcanmak üzere bizlere teslim ediliyor. Yani ‘şehr-i emin’ denilen konu da budur. Biz o bütçenin emanetçisiyiz. Biz yönettiğimiz insanlarla ilgili sorunları çözmek ve bunları pratiğe dökmek için o harcamaları yapmak durumundayız. O bakımdan bir kere benim başarımdaki en önemli konu, halka bunu vermiş olmam. Yani ‘Ben sizlerin kaynaklarını kullanıyorum, size hesap vermek durumdayım’ diyorum. Hesap verebilir olmak çok önemlidir. Dolayısıyla size vermiş olduğum vaatlerin yapılıp yapılmadığın denetlemek sizin göreviniz bunları anlatmak da benim görevim. Bütçe meselesi vatandaşlık hakkı meselesidir. Ben göreve geldiğimden bu yana katılımcı bir anlayışla yöneticilik yapmayı şiar edindim. Onun için ben vatandaşa hep şunu söylüyorum; ‘Ben sizi yönetmiyorum, sizin yönetilmeye ihtiyacınız yok. Ben sizi temsil ederek, belediye personelini yönetiyorum. Sizin kaynaklarınızı kullanıyorum, sizin gibi düşünmek zorundayım.’ Dolayısıyla buradan hareketle de insanlarla diyalogu ön planda tutarak hem bireysel hem de onları temsil eden sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile diyaloglarımızı sıklaştırmak suretiyle süreci 14 yıldır ilerletmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
“Makarna-kömür değil, toplumun isteklerine cevap verebilmek”
“2014 yerel seçimlerinde, ‘Kendime de kentime de güveniyorum’ sloganı ile yola çıktım” diyen Başkan Gökhan, “Yani öyle bir aşamaya gelmişiz ki; bu noktada ‘güven’ vurgusunu ön plana çıkardık. Yaptığımız yatırımlar ve yapacaklarımız konusunda ‘güven’ olgusu üzerinden seçime girdik. Her seçimde oylarımızı artırarak çıktık, ama son seçimde yüzde 55 gibi bir oranla seçimi kazanmış olduk” dedi. Toplumu tanımanın, kent halkının bir parçası bir üyesi olmanın önemine değinen Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, meselenin makarna-kömür dağıtarak oy istemenin ötesinde, kent halkının toplumsal, kültürel, siyasi ve benzeri taleplerine cevap verebilmek olduğunun altını çizdi. Gökhan, “Şimdi burada, mesela Çanakkale’de, kendi toplumumuza özgü hareket etmek zorundayız. Ben ‘Çanakkaleliyim’ derken bunu kast ettim. Ben toplumun ne talep ettiğini biliyorum. Mesela Çanakkale halkına makarna, kömür dağıtırsanız ters teper, aleni bir şekilde kamyonlarla, şuralarda buralarda dağıtmak hoşuna gitmez. Ama mesela seçim sırasında kenti anlatan ve kentliye dokunan bir magnet verin, o magneti evinde, buzdolabında devamlı tutar. Çünkü onda kendinden, şehrinden bir parça bulur. Onu o hediye olarak alır. Mesela seçimde verdiğimiz kitapçıkları bile saklarlar. Ben de onlara; ‘Onları saklamayın, ara ara içine bakın, yapmadığımız, eksik kalan şeyler varsa sorgulayın, bizi motive edin’ diyorum. Yani kent halkı, onlara yönelik vaatlerinizi, onların taleplerini içeren, sorunlarının çözümü için projelerin bulunduğu, kentin yarınlarının resminin çizildiği bu dokümanları mutlaka alır ve saklarlar. Günü geldiğinde de hesap sorar, sorunlarının takipçisi olurlar. 5 yılda bir değil, her zaman bunları dile getirir, sorar sorgular. Çanakkale böyle bir yer. Ben de bu kentin bir bireyi olarak 14 yıldır kent halkını temsil ediyorum. Onları tanıyor ve biliyorum, onlar da beni tanıyorlar biliyorlar” ifadelerine yer verdi.
Başkan Gökhan’dan çevre vurgusu
“Yeni yerel yönetim anlayışında çevre konusu çok önemlidir” diyen Başkan Gökhan, Çanakkale Belediyesi’nin kentin çevre sorunlarına duyarsız kalmadığının da altını çizdi. Gökhan, “Yerel yönetimlerin çevre konusuna konsantre olmaları ve halkı buna konsantre etmeleri gerekir. Çanakkale’de maalesef iki tane sıkıntımız var. Bunlardan bir tanesi altın madencileri, Kazdağları’nda altın madeni işleme teşebbüslerine karşı büyük mücadele veriyoruz. Kazdağları gerçekten, tanrının insanlara bahşettiği bir güzellik, cennetten bir köşe. Çünkü bunu insan eliyle yapmak mümkün değil. Faunası, florası, oksijeni, su kaynakları ve mitolojisiyle bu alanın param parça edilip, siyanürle altın çıkarılması son derece riskli, bunun mücadelesini veriyoruz. Halkı bu mücadelenin içine kattık, otobüslerle Kazdağları’na gitmelerini, görmelerini ve ne kaybedecekleri hakkında fikir edinmelerini sağlamaya çalışıyoruz. İkincisi termik santral konusudur. Maalesef Biga Yarımadası’nda açılan ve açılma hazırlığı yapan, proje aşamasında çok sayıda termik santral söz konusudur. Bu iki çevreye zararlı yatırımın karşısında, yine Çanakkale halkı ile birlikte mücadele ediyoruz. Bu mücadelede de hem toplumsal muhalefeti artırıyor hem de hukuksal kazanımlar elde ediyoruz. Bunların da takipçisiyiz” dedi.
“Kent Konseyi yönetmeliği konusunda yasa bizden geride”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sempozyumda yaptığı konuşmasında, “Rant odaklı düşünmemiz lazım, kaynakları insanların eşit paylaşmaları noktasında projeler üretmemiz lazım ve bu bağlamda da insanların bunu hissetmesi lazım. Bizim ‘Barışın kenti’ diye ifade ettiğimiz Çanakkale’de ‘uygar Çanakkale’yi yaşatan ve yöneten belediye’ diye bir sloganımız var. Burada tabi birlikte yönetim ve şeffaflık ilkesi çok önemlidir. Burada katılımcılık anlayışında çok ileri bir aşamaya adım adım geldik. İlk defa Kent Konseyi daha yasallaşmadan biz, Yerel Gündem-21 süreci içinde gerçekleştirdik ve oluşturduk. Bizim yaptığımız Kent Konseyi yönetmeliği, bugünkü yasanın çok ilerisindedir. Bugünkü yasa, bizim yaptığımız Kent Konseyi Yönetmeliğinin çok gerisindedir. Bizim yaptığımız yönetmelikten örnek aldılar ama, maalesef o cesareti gösteremediler. Çünkü o tamamen katılımcı bir anlayışı ifade ediyordu. Meclislerimizi canlı yayınlıyoruz. Katılımcı bütçe çalışmalarını yapıyoruz. Hangi mahallede hangi hizmetlerin ihtiyaç hissedildiğini tespit etmek için mahalle toplantıları yaptık. Mahalle Meclislerini oluşturduk. Esnaf odaları ile her ay toplantılar yapıyoruz, ben bunu çok önemsiyorum. Sivil toplum kuruluşları ile diyaloglarımızı üst seviyede tutuyoruz. Mesela, ‘Hiçbir engelli evde kalmayacak’ dedik. Ucu çok açık bir laf, ama bu laf üzerine o kadar çok hareket başladı ki engelli derneklerinde, talepler gelmeye başladı ve onlarla iletişimlerimizi artırdık. Kadınlar örneğin, Sosyal Yaşam Evlerindeki destekler çok ses getirdi. Biz hep ‘önce insan’ dedik” ifadelerini kullandı. (Seçkin Sağlam)