yandexmetrikacounter
Darbe girişimi tepkilere neden oldu… | Çanakkale Olay

Darbe girişimi tepkilere neden oldu…

15 Temmuz gecesi İstanbul'daki boğaz köprülerinin trafiğe kapatılması ile başlayan, TBMM başta olmak üzere birçok kamu kurumunun bombalandığı, Genelkurmay Başkanı ve bazı üst düzey komutanlarının "rehin' alındığı darbe girişimi siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin de tepkisini çekti. Yapılan açıklamalarda sadece darbeye karşı olunmanın yeterli olmadığı, diktatörlük uygulamalarına da karşı olunması gerektiği ifade edildi.

826

 “CHP darbeye karşı tutumunu bir kez daha sergilemiştir”

CHP İl Başkanı Nejat Önder, darbe girişimi sonrası yaptığı açıklamasında; “Ülkemizde dün sahneye konan darbe girişimi karşısında Cumhuriyet Halk Partisi olarak ilk andan itibaren karşı duruşumuzu net bir şekilde ortaya koyduk.  93 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca darbelere hep karşı olan partimiz darbe girişiminin başladığı andan itibaren karşı duruşunu bir kez daha sergilemiştir. Genel Başkanımızın yaptığı açıklama ile birlikte parti yöneticilerimizin Genel Merkez’de gelişmeleri takip ettiği sırada Ankara’da bulunan milletvekillerimiz süratle parlamentoya giderek darbeye karşı kararlı duruşumuzu orada da sergilemişlerdir. Yaşanan bu olay bir kez daha demokratik parlamenter sistemin önemini ortaya koymuştur. Cumhuriyet Halk Partisi olarak darbe karşıtı duruşun yanı sıra Cumhuriyete ve demokrasiye olan inancı başta Genel Başkanımız olmak üzere örgütlerimiz ve bütün üyelerimizle sürdürmeye kararlı bir şekilde devam edeceğiz. Bu anlayışla, siyasi partilerimizin kararlılıklarının yanı sıra parti farkı gözetmeksizin tüm vatandaşlarımızın ortaya koyduğu tavırla darbe girişimi başarısızlığa uğratılmıştır. Güvenlik güçlerinin sağduyulu ve darbeyi önleyici girişimlerinin de altını çizmek gerekir. Ulusal kurtuluş mücadelesi sırasında Polatlı’da top seslerinin mecliste yankılandığı anda meclis çalışmalarını sürdüren ve gazi meclis söylemini hak eden Büyük Millet Meclisi dün gece maalesef darbecilerin top atışlarına hedef olmuştur. Gazi Meclis dün milletvekilleriyle bir kez daha gazilik unvanını hak etmiştir. Darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar dilerken tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerimizle saygılar sunarız” dedi. 

Karakaş’tan “Tam ve gerçek demokrasi” mesajı
CHP Merkez İlçe Başkanı Dr. Celal Karakaş, “CHP Çanakkale Merkez İlçe teşkilatı olarak dün akşam saatlerinden bu yana yaşanan olayları büyük bir endişe ve dikkatle takip ediyoruz. Öncelikle darbelerden ülkemizin ne kadar büyük zarar gördüğünün bilincinde ve bizzat askeri darbelerden en büyük yaraları almış bir siyasi partinin mensupları olarak, askeri ve sivil her türlü darbenin karşısında olduğumuzu belirtmek isteriz. Hayatını kaybeden şehitlerimize ve masum sivil vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Aydınlık Türkiye’ye giden yolun tam ve gerçek bir demokrasiden geçtiğine olan inancımız kesindir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak amaçlı olduğuna inandığımız bu tarz girişimlerin bir daha yaşanmamasını umut ediyor ve daha büyük acılar yaşanmaması adına tüm vatandaşlarımızı sağduyulu olmaya davet ediyoruz” dedi. 
 
“Halkın seçeneği askeri darbe ya da tek adam, tek parti diktatörlüğü değildir”
Emek Partisi’nden yapılan açıklamada ise çözümün halk demokrasisi için mücadele etmekten geçtiği ifade edildi. Yapılan açıklamada; “Çözüm demokratik haklara ve siyasal özgürlüklere sahip çıkmaktır. Çözüm halk demokrasisi için mücadele etmektir. Türkiye’de egemen siyasi sistem içerisinde darbeler ve darbe girişimleri sık sık gündeme gelmiştir. Her darbe döneminin bilançosu da sayısız can kaybı, işkence, zulüm, hak ve özgürlüklerin bir kez daha tırpanlanması olmuştur. Ezilen ve sömürülen halk kitlelerinin eşitlik, demokrasi ve özgürlük talepleri ve özlemleri, yaşanan darbeler ve sonrasında izlenen egemen politikalarla boğulmak istenmiştir. Günümüzde de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin tek adam ve tek parti diktatörlüğünü hedefleyen politikalarının panzehiri askeri darbe girişimleri değildir ve olamaz. Dahası bu tür darbe girişimleri bu politikaların daha hızlı ve şiddetli uygulanmasının dayanağı yapılacaktır. Seçmenlerini ‘darbecilere karşı’ sokağa çağıran Erdoğan ve AKP hükümeti bu ortamı, iç ve dış politikadaki fırsatçı ve tutarsız politikaları yüzünden sarsılan itibarını toparlamak ve gerici, faşist amaçlarına ulaşmak için kullanma peşindedir. Sokaklarda ortaya çıkan palalı, kılıçlı IŞİDvari meydan okuma görüntüleri de bunun bir işareti durumundadır. Açıktır ki bu tablo karşısında bütün milliyetlerden ve inançlardan Türkiye halkı, askeri darbe ile tek adam, tek parti diktatörlüğü arasında, kırk katır-kırk satır cenderesine sıkışmaya mahkûm değildir. Halkın tek seçeneği ve kurtuluşu gerçek anlamda laik ve demokratik bir Türkiye’nin kurulmasıdır. Anti demokratik kuşatılmışlıktan çıkışın yolu demokratik haklara ve siyasal özgürlüklere sahip çıkmaktır. Çözüm halk demokrasisi için mücadele etmektir” dendi. 
 
“Darbelere ve tek adam diktatörlüğüne hayır!”
Eğitim-Sen’den yapılan değerlendirmede ise; “Mücadele tarihi boyunca darbelerin, baskıların ve anti demokratik uygulamaların hedefi olan Eğitim Sen, nereden gelirse gelsin her zaman darbelere karşı olmuş, darbelerin asıl hedefinin emek ve demokrasi mücadelesi olduğunu savunmuştur. Uzun süredir ülkemizde yaşanan sivil darbe girişimleri ve ülkeyi tek adam diktatörlüğüne götürmeye çalışan her türlü girişimin karşısında durmak, emek ve demokrasi mücadelesi açısından olmazsa olmazımızdır. Eğitim Sen olarak, yıllardır bir taraftan emek, demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi yürütürken, diğer taraftan asker ya da sivil, her türlü darbeye karşı olduğumuzu açık bir şekilde ifade ediyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu koşulları kendi siyasal hedeflerine ulaşmak için fırsata çevirmeye çalışanlara, iktidarın önümüzdeki dönemde daha da artması beklenen baskıcı, otoriter ve dayatmacı politikalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğimiz bilinmelidir” ifadelerine yer verildi. 
 
“Özgür, demokratik, laik bir ülke için mücadele edeceğiz!”
Çanakkale Halkevi’nden yapılan açıklamada; “Ülkemiz olağanüstü bir süreçten geçiyor. TSK içerisinden bir grup askerin yönetime el koyduğunu açıklaması ve birçok noktaya dönük ele geçirme harekatıyla birlikte yaşananlar ülkemizi uçuruma doğru sürükledi. Tankların sokaklara çıktığı, İstanbul’da ve Ankara’da onlarca insanın öldüğü, yüzlerce insanın yaralandığı, TBMM’nin bombalandığı, ülkenin dört bir tarafında camilerden ezan ve selalar okunarak bizzat Cumhurbaşkanı’nın, polisin çağrısıyla insanların sokağa döküldüğü, tekbir sesleriyle yürüdüğü, katliamların, linçlerin, idam ve cihat çağrılarının yapıldığı uzun ve karanlık bir gece yaşadık. AKP’nin bütün rakiplerini sert bir tasfiyeyle yüz yüze getirdiği devlet içi iktidar mücadelesi, darbe koşullarına zemin hazırlamıştır. Sonuçta anti-demokratik bir iktidara anti-demokratik bir müdahale girişimi yaşanmıştır. Dolayısıyla ülkemize bu felaketi yaşatan taraflardan hiçbiri diğerinin anti-demokratik karakteri ile meşrulaştırılamaz. Yaşananların birinci derecede müsebbibi ve maalesef gelecek felaketlerin de güvencesi AKP iktidarının kendisidir. Türkiye halkları bizzat kendi girişimiyle bu iktidardan kurtulmadıkça, bu ülke felaketlerden kurtulamayacaktır. Bu iktidar savaşında halkın eşitlik, adalet, barış ve hak özlemlerinin teslim alınmak istenmesine karşı mücadele etmek temel görevimizdir. Bu ülkede eşitlikten, özgürlükten, laiklikten, kardeşlikten yana olanların görevi ülkeyi tek adam diktatörlüğüyle yönetmek isteyenlerin demokrasi havarisi kesilerek ülkeyi açık faşizme doğru sürüklemesine engel olmaktır. Ne tanklarla sokakları işgal edip meclisi bombalayarak darbe girişiminde bulunanların ne de neoliberal-İslamcı bir diktatörlük kurmak uğruna ülkeyi bu noktaya sürükleyen AKP iktidarının Türkiye halklarının çıkarına dönük en küçük bir adım atma ihtimali vardır. Bu ülkenin onurlu insanları eşitlik, özgürlük, laiklik ve insanca yaşam talepleriyle yan yana gelmek, omuz omuza mücadele etmek mecburiyetindedir. Halkevleri olarak bu görev ve sorumlulukla hareket edeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz. Ne askeri ne sivil diktatörlüğe izin vereceğiz! Özgür, demokratik, laik bir ülke için mücadele edeceğiz!” denildi. 
 
“Darbelere ve anti-demokratik yönetimlere hayır!”
Çanakkale’de yapılacak 30’uncu kuruluş yıldönümü etkinliğini iptal ettiğini duyuran İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi, darbe girişimine karşı açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada; “Bugün itibari ile bu tehlike halen devam etmektedir. Darbe girişimi sırasında oluşan şiddet ortamı ve yaşanan çatışmalar nedeniyle çok sayıda sivil, asker ve polis yurttaşımız yaşamını yitirmiş ve yaralanmıştır. Askeri araçların, savaş uçaklarının şehir merkezinde, özellikle sivillerin yaşadığı alanlarda faal olması dolayısıyla da çatışmaların buralarda yoğunlaşması yurttaşlarda derin kaygı ve korkuya yol açmıştır. Bu arada kimi yurttaşların darbeye karşı demokratik sınırları aşan tepkilerine ve kimi linç girişimlerine de tanık olunmuştur. Kısacası Türkiye, sonu nereye varacağı belli olmayan hızla daha derin bir kaos ortamına sürüklenmektedir. Türkiye’nin böylesi bir kaos ortamına getirilmiş olması demokrasi ve insan hakları sorunlarının çözülememesi ile doğrudan ilgilidir. Siyasal iktidarın demokrasinin çoğulculuk, açıklık ve katılımcılık ilkelerini hayata geçirmemesi, temel hak ve özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü tahrip edici tutum içinde olması, askeri vesayeti yeniden getiren askere dokunulmazlık yasası gibi anti demokratik yasaları yürürlüğe koyması, Kürt sorununu demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözmek yerine şiddete dayalı politikaları benimseyip Türkiye içinde ve dışında savaş yürütmesi derin bir siyasi ve devlet krizine yol açmıştır. Ne yazık ki yaşananlar ve ölüm cezasının yeniden gündeme getirilmesi gibi kullanılan kimi söylemler önümüzdeki günlerde olası yaşanabileceklere ilişkin son derece ciddi kaygılar oluşturmaktadır. Şu an içinde bulunduğumuz kaos ortamından çıkışın tek yolu hukukun üstünlüğüne bağlı kalınarak demokrasiyi ve insan haklarını esas alan, ülke içinde ve dışında barış politikalarını içtenlikle uygulamaktır. Türkiye demokrasi güçleri darbe yönetimlerine ve anti-demokratik uygulamaları giderek artan sivil otoriter yönetimlere karşı gerçek demokrasi için mücadelesini sürdürecektir. İHD olarak yaşanan hak ihlallerinin tespit ve belgelenmesi, onarım ve hukuki süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyoruz. Darbelere ve anti-demokratik yönetimlere hayır! Aslolan demokrasi ve insan haklarıdır!” değerlendirmesinde bulunuldu. 
 
“Bu girişimlere bir kez daha fırsat verilmemeli”
Çanakkale Barosu Başkanı Avukat Bülent Şarlan, “Kendilerini ‘Yurtta Sulh Konseyi’ olarak adlandıran bir gurup askerin darbe girişimi ve beraberinde meydana gelen olaylar milletimizle birlikte bizleri de derinden üzmüştür. ‘Gazi Meclis’in bombalanması, havaalanı, köprü gibi ulaşım noktalarına, kolluk ve istihbarat kuvvetlerine ait binalara, basın kuruluşlarına el konulmaya çalışılması ve 161 şehit ile 1440 yaralı verilmesine sebep olan bu menfur hadise, tüm toplumla birlikte Çanakkale Barosu mensuplarını da derinden yaralamıştır. Demokratik bir hukuk devletinden yana taraf olduğunu her çaba ve açıklamasında ifade eden Çanakkale Barosu’na bağlı avukatlar, darbelerin ve darbe kalkışmasının karşısında demokrasi ve hukuktan yana tarafız. Bir kez daha bilinmelidir ki avukatlar olarak askeri değil sivil hükümetleri, darbeleri değil seçimleri, anarşiyi değil hukuku yüce biliriz. Halen gözaltında bulunan çeşitli rütbelere mensup 2839 asker ile olayla bağlantılı asker ve sivil uzantılar içinde suçluların hukuk karşısında gereken en ağır şekilde cezalandırılmalarını temenni ediyoruz. Normale dönüşün biran önce yaşanması, bu tür girişimlere bir daha fırsat verilmemesi, güven, huzur ve barış sağlayan bir devlet yapılanmasının tesisi, sağduyunun tekrar hakim olması  dileklerimizle şehitlerimiz için Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa ve milletimize geçmiş olsun temennilerimizi iletiyoruz” dedi. 

“Her türlü darbenin karşısındayız” 
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş ise açıklamasında; “15 Temmuz 2016 günü gerçekleştirilen ve hiç kimsenin onaylamayacağı acı olaylara neden olan darbe girişimini gerçekleştirenleri ve buna destek veren tüm güçleri kınıyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak hiçbir gücün milletin kararının üstünde olmadığını, seçimle gelen iktidarların yine seçimle gitmesinin demokrasi anlayışımızın temelini oluşturduğunu bir kez daha kuvvetle vurguluyoruz.  Askerimizin polisimize, polisimizin askerimize namlu doğrulttuğu, kendi uçaklarımızın demokrasimizin ve devletimizin kalesi olan Meclisimizi bombaladığı, sokaktaki vatandaşlarımızın üzerine mermiler yağdırıldığı ve yüzlerce can kaybının yaşandığı bu alçakça girişim, Türk tarihine başka bir kara leke olarak geçecektir. Bütün bu olumsuz şartlar içinde tek tesellimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının büyük çoğunluğunun demokrasiden yana tavır alması ve soğukkanlı tutumu sayesinde olayların daha fazla büyüyerek bir iç çatışmaya dönüşmeden önlenmiş, demokratik rejimimizin kesintiye uğramadan yoluna devam edebilmiş olmasıdır. Türkiye Kamu-Sen olarak; 28 Şubat sürecinde ve 27 Nisan post modern darbe girişiminde olduğu gibi nereden ve kimden gelirse gelsin, nereye ve kime karşı yapılırsa yapılsın demokrasi dışı her türlü girişimin sonuna kadar karşısında, Türk milletinin ve devletinin yanında yer almaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor, çatışmalarda şehit olan güvenlik görevlileri ve hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyoruz” dedi.
 
Eğitim-İş’ten tepki
Eğitim-İş’ten yapılan açıklamada ise; “Ülkemiz dün bir darbe girişimine sahne olmuş, demokrasi askıya alınmaya çalışılmış, çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetmiş, ulusumuzun iradesini temsil eden TBMM bombalanmıştır. Eğitim-İş olarak bizler Atatürk Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlıktan, tam demokrasiden ve özgürlükten yana eğitim emekçileri olarak akıldan ve izandan uzak olayları ve darbe girişimini şiddetle kınıyoruz. Hangi gerekçe ile kökü nerede ve amacı ne olursa olsun anti demokratik ve cuntacı anlayışların karşısında olduğumuzun bilinmesini isteriz. Türkiye Cumhuriyeti, milli egemenlik temelinde kurulmuştur. Milletin iradesi yok sayılarak milli egemenliğe ve demokrasiye hukuk dışı müdahalede bulunulması kabul edilemez. Geçmişte ülkemizde gerçekleştirilen darbeler ulusumuza büyük acılar yaşatmış, demokrasi ve hukuk devleti anlayışı büyük yaralar almıştır. Bu nedenle, tarihimizin en ırkçı, gerici, bölücü neo Osmanlıcı hükümetiyle, iş kolumuzdaki eğitim emekçilerinin hakkını, hukukunu ve ekmeğini korurken neredeyse her gün karşı karşıya gelmemiz dahi bir darbe girişimini hoş karşılamamızı sağlayamaz. Aslında kendisi de bir darbenin ürünü olan faşizan hükümete buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ülkeye demokrasi gelecekse, darbeler engellenecekse bu, dini değerleri istismar edip gece yarılarından sabaha kadar defalarca okunan selalarla olmayacaktır. Demokrasinin, yegane teminatı; hukukun, demokrasinin egemen olduğu, halkımızın,emekçilerin insanca yaşam koşullarına ulaştıkları, özgür, laik ve uygar bir toplum olmayı başarmaktır. İçten ve dıştan gelen gerici, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı Ulusumuz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Eğitim-İş, tam bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya kararlıdır” denildi.     (Haber Merkezi)
Paylaş