yandexmetrikacounter
Eğitim sendikalarından proje okulu genelges | Çanakkale Olay

Eğitim sendikalarından proje okulu genelgesine tepki...

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan "İhtiyaç ve Norm Kadro Fazlası Öğretmenler" başlıklı genelgeyle, proje okullarında 8 yıl görev yapan öğretmenlerin başka bir okula gönderileceğinin belirtilmesi, yurt genelinde eğitim sendikaları tarafından tepki ile karşılandı. Çanakkale'deki eğitim sendikaları konu ile ilgili açıklamada bulunarak karara tepki gösterdiler.

960

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından proje okullarına yönelik olarak yayınlanan genelgenin ardından tepkiler gelmeye devam ediyor. Proje okulları genelgesinin ardından Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu ve Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Mantaş, konu ile açıklamada bulunarak genelgeye tepki gösterdiler. Konu ile ilgili açıklama yayınlayan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu; “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yüksek puanlı ve başarı oranı yüksek olan ve ‘proje okulları’ olarak adlandırılan bazı okulların atama sistemi ve eğitim yöneticisi belirleme yetkisini geçtiğimiz yıl yapılan bir düzenleme ile Milli Eğitim Bakanı’nın keyfi kararına bırakmıştır. Yeni düzenleme ile Milli Eğitim Bakanı hiçbir duyuru yapmaksızın, mesleki yeterliliği, kıdemi ya da hizmet puanına bakmadan istediği herhangi bir öğretmeni ya da eğitim yöneticisini bu okullarda görevlendirebilecektir. MEB’e bağlı okulların büyük bölümünün müdürlerini kendi siyasal kadrolarından belirleyen bir zihniyetin ‘proje okulları’na yapılacak atamaları benzer bir mantık üzerinden belirleyecek olması, proje okullarının yeni bir siyasal kadrolaşma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bu yaklaşımı iktidarın çarpık yönetim anlayışı açısından değerlendirecek olursak, belirlenen okullar üzerinde her türlü tasarrufta bulunarak, kısa süre içinde bu okullardaki eğitimin nitelik açısından büyük bir erozyona uğratılacağını tahmin etmek zor değildir. Bu durum, proje okullarındaki eğitimin niteliğini ve öğrencilerin başarısını doğrudan olumsuz etkileyecek, kaybeden yine eğitim sistemi olacaktır. Bu okullara müdür ve öğretmen atamaları doğrudan Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılmaya başlanması, Bakanın okullara sınavsız olarak istediği öğretmen ve müdürü atamasının önünü açmıştır. Yıllardır bu okullarda görev yapan öğretmenler ise kendi istekleri dışında başka okullara gönderilmeye, başka bir ifade ile sürgün edilmeye başlanmıştır. Eğitim Sen keyfi biçimde öğretmenlerimizin proje okullarından alınarak görev yerlerinin değiştirilmesine karşı çıkmış, ayrıca görev yerleri değiştirilen öğretmenlerimize hukuk yardımı yapmış, üyeleri adına dava açmıştır. Bu davalarda yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlar verilmeye başlanmıştır. Bakanlık yaptığı işlemlerin hukuka aykırı olduğunu bile bile yargı kararını uygulamak yerine yeni bir yönetmelik yayınlayarak, proje okullarında görev yapan öğretmenleri öğrencilerinden ve okullarından kopartmakta kararlı olduğunu göstermiştir” ifadelerini kullandı.


“Öğretmenleri tasfiye etmeye çalışması dikkat çekicidir”
Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada; “1 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açmış bulunuyoruz. Herhangi bir eğitim kurumunda görev yapan bir yönetici veya öğretmenin görev yerinin değiştirilebilmesi için hakkında başlatılmış soruşturma sonucunda görev yerinin değiştirilmesi önerilmiş, belirli bir süre ile çalışmış ve o eğitim kurumundaki çalışma süresini doldurmuş veya görev yerinin değiştirilmesini istemiş olması gerekir. Bunlardan hiçbiri olmadığı halde yalnızca proje okulunda çalışıyor olması nedeniyle bakanlığın bir yöneticiyi görevinden alması veya öğretmenin görev yerini değiştirmesi açıkça anayasal eşitlik ilkesine aykırıdır. MEB, hazırladığı yönetmelikle bu okullarda görev alan eğitim yöneticileri ve öğretmenlerin yönetici ve öğretmen olarak görevlerine devam etme haklarını ellerinden almakta, dolayısıyla eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını yok sayarak suç işlemektedir. Bu hukuksuzluğa ve keyfiyete sessiz kalmak mümkün değildir. MEB’in dayatması sonucunda tercih yapmak zorunda kalan tüm öğretmenler atama belgelerini imzalarken ‘yasal haklarım saklı kaymak kaydıyla’ şerhi düşebilir. Kendi iradeleri dışında resen atamaları yapılacak olan öğretmenlerin hakları için sendikamız her türlü hukuki desteği verecektir. MEB’in proje okullarında görev yapan öğretmenleri başka okullara gitmeye zorlaması sadece öğretmenlerin değil, bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin de tepkisini çekmekte, pek çok okulda öğrenciler yaptıkları eylemlerle öğretmenlerine sahip çıkmaktadır. MEB’in bir taraftan hukuksuz açığa almalarla binlerce öğretmeni, bir milyonu aşkın öğrenciyi mağdur ederken, diğer taraftan siyasal kadroları yerleştirmek için yıllardır bu okullarda görev yapan ve okulların başarısında büyük emeği olan öğretmenleri tasfiye etmeye çalışması dikkat çekicidir. Kıdemi, hizmet süresi ve liyakatine bakılmaksızın binlerce yönetici ve öğretmenin proje okulu/kurumuna atanabileceği veya bu eğitim kurumlarında görev yapan yönetici ve öğretmenlerin görev yerinin değiştirilmesinin sürgün olacağını belirtiyor, MEB’i hukuk dışı uygulamalardan vazgeçmeye davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.

“Sırtlarını dönerek yaşananlara tepkilerini göstermişlerdi”
Proje okulları ile ilgili açıklamada bulunan Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Mantaş; “Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz sene proje okulları diye bir uygulama başlattı. Türkiye genelinde yüzün üzerinde okulu proje okuluna dönüştürdü. Bu okulların içerisinde 20 tanesi İmam Hatip Lisesi. Çanakkale Anadolu İmam hatip Lisesi de proje okullarına dönüştürülen okullar arasında. Proje okulları dendiğinde, velilerin, eğitim camiasının ilk aklına gelen iyi şeylerin yapıldığı anlayışı doğdu. Ama Milli Eğitim Bakanlığı bir partinin siyasi anlayışı ile yönetildiği için burada pek de iyi şeyler yapılmıyor. Burada niyet iyi değil. İstanbul Erkek Lisesi, Vefa Lisesi, İzmir Bornova Anadolu Lisesi gibi Türkiye’nin köklü, bilimsel olarak kendini ispatlamış ve başarılı okullarının içi boşaltılıyor. Hemen hemen her ilde bu yaşanıyor. Burada ne yapılıyor? Bu okullar proje okullarına dönüştürülerek, bu okullara atanacak öğretmenler direk Bakan tarafından atanıyor. Oraya İmam Hatip kökenli bir müdür atanıyor, oranın ilerici, yurtsever ve laik eğitimi savunan, akademik başarı anlamında kalitesi bulunan, kendini ispatlamış eğitim kadrosu darmadağın ediliyor. Böylelikle bu başarılı okulların içleri boşaltılıyor. Geçtiğimiz sene lise öğrencilerinin ilk tepki gösterdiği İstanbul Erkek Lisesi’ne bir müdür atanmıştı, okulda yasaklar koyarak karışıklık yaratmıştı. Öğrenciler de mezuniyet töreninde müdürün konuşma yaptığı sırada sırtlarını dönerek yaşananlara tepkilerini göstermişlerdi. Yani deneyimli öğretmenleri kapı dışı ederek yerine kendi yandaşını doldurarak, öğrencileri AKP’nin istediği dindar ve kindar bir nesil olarak eğitmek istemesinde bir sıkıntı var. Yani buradaki nitelikli okulları yerle bir ederek amacından başka bir yöne çevirerek, tamamen kendi eğitim politikası doğrultusunda bir nesil yetiştirmeye yönelik bir girişim çalışması. Peki, İmam Hatip Liselerini buna niye katıyorlar? İmam Hatip Liselerinin bugüne kadar başarıları yükselemedi. Bu okulları çekim merkezi yaparak, yine kendi kadrolarını oluşturup, öğrencileri buralara çekmeye çalışıyorlar. İmam ve hatip yetiştirmek amacı ile kurulmuş bir okulun fen bilimleri ile sosyal bilimler alanında bir proje okuluna dönüştürülüp, eğitim öğretim vermesi çok düşündürücü bir durum. Burada bir iyi niyet yok. Kötü niyet var. Yavaş yavaş bu nitelikli ve köklü liselerin öğrencileri, öğretmenleri, idareci kadrosu boşaltılarak, kendi amaçları doğrultusunda, kendilerine hizmet edebilecek bir eğitim kurumu dizayn etmeye çalışıyorlar” dedi. 
 
“Öğrenciler isyandalar”
Açıklamasını sürdüren Mantaş; “ Bu proje okullarına dönüştürülen köklü liseler, bugüne kadar laik sistemin son kaleleri olarak görülüyordu. Bu proje okulları uygulaması ile son kaleleri de yakıp yıkmaya, ele geçirmeye çalışıyorlar. Burada eğitimin kalitesini düşündüğümüzde, okulların içler acısı durumundan, kalabalık sınıflardan, eğitim materyalleri konusunda yokluk yaşayan birçok okul dururken, sanki Türkiye’deki bütün eğitim sorunları bitmiş de, bir proje okulu sorunu varmış gibi Milli Eğitim’in buna yönelmesindeki en büyük gerçek kendisine yandaş yetiştirebilecek eğitim kadrosu ile bir nesli değiştirip dönüştürmek. AKP iktidarı eğitim sistemi ile çok uğraştı. 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte eğitimi piyasaya öyle bir açtı ki, bunun önüne geçilemiyor. Öğrenciler isyandalar. Kendi öğretmenlerinin başka okullara gönderilmesine tepki gösteriyorlar. Proje okulu uygulamasına maruz kalan öğrenciler bu konuya çok tepkili. İzmir, Ankara, İstanbul gibi özellikle büyükşehirlerde öğrenciler tepkilerini ortaya koyuyorlar. Veliler, öğrenciler bu konu ile ilgili tepki gösteriyorlar. Proje okulları Türkiye’ye eğitim anlamında bir başarı getirmez. Niyet başka olduğu için başarı getirmez. Laik bilimsel, demokratik eğitim anlayışına göre dizayn edilse, bir şeyler çıkabilir. Ama laik eğitim sisteminin son kaleleri olan bu liseleri proje okulu adı altında yerle bir edip, tamamen kendi amaçları doğrultusunda okullara dönüştürmek amacındalar. Milli Eğitim Bakanlığı yetkisi ile atanan müdür, kendi eğitim kadrosunu oluştura biliyor. Öğretmen önerebiliyor, Bakanlık o kişileri istediği gibi atayabiliyor. 4 yıl çalıştıktan sonra okul müdürü isterse ya da teklif ederse 4 yıl daha çalışabiliyor. 8 yılını doldurmuş olan öğretmenler, başka okullara atanıyor. Böyle yanlış bir yönetmelik var ortada. Bunun eğitime kazandırabileceği hiçbir şey yok. Öğrenciler, öğretmenler, veliler mağdur durumda. AKP’nin eğitim politikası, eğitimde mağduriyetler yaratma politikasıdır. Bu mağduriyet çoğaldıkça da, eğitim sorunlar sarmalı ile kimsenin mutlu olamadığı, eğitimde adaletin kalmadığı ve sürekli olarak sorunların yaşandığı bir hal alacaktır. Bu ülkenin eğitimini bu hale getirerek çok yazık ediyorlar. Laik eğitimi ortadan kaldırmakla, dini referanslı bir eğitim getirerek eğitimin kalitesini yükseltmeyi, Türkiye’yi belli bir eğitim kalitesine çıkaracaklarını düşünenler, bu ülkenin temel eğitim yapısına büyük bir kötülük etmişlerdir ve bu kötülüğü de etmeye devam ediyorlar” ifadelerini kullandı. 
(Burhan Mert Balcı)
Paylaş