İşadamı Sadık Aydoğan, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, yaklaşık 3 buçuk yıllık ÇTSO Yönetim kurulu üyeliği ve Başkan yardımcılığı görevinden istifa ettiğini, görevde iken yaşadıklarını kamuoyu ile paylaştı. “Üzücü ve gergin günlerden geçiyoruz, herkesin tedirgin olduğunun farkındayım” diyen Aydoğan, “İsterdim ki burada Çanakkale’yi, geleceği, istihdamı konuşalım ama maalesef böyle bir gündem ile karşınızda yer almaktan son derece üzgünüm. Dün itibariyle ÇTSO yönetim kurulu üyeliği ve Başkan yardımcılığı görevlerinden istifa ederek ayrıldım. Bugün itibariyle böyle bir toplantı ile bu istifa duyurumu hiçbir zaman planlamadım. Yazılı bir metin ile aynı ÇTSO’ya verdiğim istifa dilekçemdeki metinde yer aldığı gibi kamuoyu bilgilendirmeyi amaç edinmiştim. Manen ve ruhun yorulduğumu, işlerimin yoğunluğu nedeniyle istifa ettiğimi açıklayacaktım. Dün akşam ise beni inanılmaz derecede üzen bir gelişme yaşandı. ÇTSO yönetim kurulu tarafından bir bildiri yayınlanmış ve bazı basın kuruluşları bunu maalesef gerçekten sanki tasfiye edilmişim algısı içerisinde bunu kamuoyuna duyurdular. O basın kuruluşlarına da bu yöndeki kırgınlığımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Aydoğan’ın haberi yayınlanmayacak emri!
Aydoğan, açıklamasında kendi haberlerinin ÇTSO tarafından servis edilmesinin yasaklandığını da ifade ederek, “Çanakkale kamuoyunun doğruları bilmek hakkıdır. 7,5 seneden beri ÇTSO’da görev yapıyorum, 3,5 senesinde ise yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevi yapıyorum. Görevim içerisinde birçok gönüllülük çerçevesi içerisinde görev aldım ya da görevlendirildim. İl istihdam, il koordinasyon kurulu, Trakya bölgesi odalar ve borsalar temsilciliği gibi birçok görev aldım. Görevi yaptığım dönemlerde sadece görev bilinci içerisinde hiçbir polemiğe, hiçbir ayak oyununa uzaktan yakından alakam olmaksızın yapmaya çalıştım. Çanakkale Savaşları’nın 100.yıldönümü nedeniyle Türkiye’nin her yerinden birçok TSO geldi ziyarete ve bunların çoğunu tek başıma misafir ettim. Buradan anlıyorum ki; bu yaptığım işlerdeki görev bilinci ve görev aşkı birilerini rahatsız etmiş olmalı. Bir basın kuruluşunda haber çıkmıştı akabinde de misafir gelişlerinde görev almaya devam ederken; bazı üye arkadaşlarımla bazen iki kişi bazen üç kişi bu işleri yaparken ÇTSO basın bilgilendirmelerinde bundan sonra Sadık Aydoğan’ın haberleri yapılmayacak emri verildi. İkinci bir emir ise; bundan sonra yönetim kurulu üyeleri komple olmasalar da sanki misafirleri tüm yönetim kurulu üyeleri katılmış gibi basın bildirimleri yapılacak emriydi. Sayın Genel Sekreterimiz Sema Sandal ve orada basın biriminde çalışan arkadaşlarımız bunları sanırım inkar etmezler” dedi.
“O koltuğa suçladığı insanlar tarafından oturtuldu”
Aydoğan, Engin’e yönelik eleştirilerine devam ederken, Engin’in FETÖ’cüleri kast ederek ‘tehdit ediliyorum’ dediği insanların onu ÇTSO Başkanı yaptığını ifade ederek, “Çanakkale’de hep şu söylendi ‘Neden Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasını bir iş adamı yönetmiyor?’ Belki benim saflığımdan olacak ki ben o günkü dernekte bu düşünceyi sesli olarak dile getirdim. Belki de her şeyin başlangıcı o düşüncelerimi açıklamamdır. Ben muhalefet etmeye başlar başlamaz başıma gelmeyen kalmadı. Daha ertesi sabah ekonomik olarak işlerime engel konuldu. Bütün iş yerlerimde, ki o zaman dernekte görev alan birçok arkadaşımda bu durumlara şahittirler; bunu yapan geleceğin henüz TSO başkanı olmadan yapılan bir operasyondu. Bir TSO başkanı üyelerinin istihdamını, üyelerinin kazancını geliştirmek için vardır. Biz böyle öğrendik, bunun aksini ben düşünemiyorum. Devletimizden hiçbir rantım, hiçbir kredim olmadı. Hiçbir ajanstan destek almamışımdır. Sadece Çanakkaleli olarak, Çanakkale sevdalısı olarak orada bulunmam gerektiği hissi ile hareket ettim. Hiçbir zaman dernek statüsü dışındaki hiçbir faaliyetleri ile ilgilenmemişimdir, hiçbir seyahatlerine, hiçbir toplantılarına da bir saniye bile olsa katılmamışımdır. Orada bulunma nedenim de sosyal sorumluluk duygusudur. Başıma gelenlerden sonra yapılanların yanlış olduğunu bazı arkadaşlarımız kendisine giderek ilettiler. Özür dilemesi gerektiğini söylemişler ki ben bunları sonradan öğrendim. Ama o yaptıklarını dün akşama kadar yapmaya devam etmiştir. Bu olaylardan sonra ÇTSO seçimleri yapıldı. Daha dün gazetelerde açıklaması çıkan ve ‘Beni tehdit ettiler’ diyerek suçladığı insanlar tarafından o yönetim kurulu başkanlığına oturtulmuş bir insandır. Bunu kamuoyu çok iyi biliyor. Ama yeri geldiği zaman konuşamıyor. Hala henüz anlam veremediğim bir şekilde belki de bir sus payı olarak kendimi yönetim kurulu üyeliğinde buldum” şeklinde konuştu.
“Beni o akşam salona almadılar”
Aydoğan, “17-25 Aralık süreci geldiğinde dernekten ilk istifa eden kişi ben oldum. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız demiyor mu? ‘17 Aralık’tan öncesi, 17 Aralık’tan sonrası’ demiyor mu? Ama 17 Aralık’tan sonra benim mali denetimlerim o kadar çok sıklaştı, o kadar çok denetlendim ki tamam varsa bir eksiğim varsa bir cezam ben bunlara da göğüs gerdim. Hata da yapmış olabilir arkadaşlarımız. Ama ben bunların bilinçli olarak yapılan denetimler olduğuna inanıyorum. 17 Aralık’tan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız Çanakkale iskele meydanında bir miting düzenlenmişti. O mitingde Valilik tarafından talep edilen özel aracımı bugünkü Enerji Bakanımız Berat Albayrak’a tahsis ettim. Her sene bir iş adamı vasfımla onur konuğu olarak yemeklere davet edilen bir insanım. Nedense o akşam beni o salona almadılar! Bunun takdirini de kamuoyuna bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
“Biz işadamıyız, cadı avcılığına çıkamayız”
FETÖ operasyon ve soruşturma sürecine de değinen Aydoğan, TSO Yönetim Kurulu’nda yaşanan tartışmaya da değindi. Aydoğan, “Bu zamana kadar neden bunları söylemediniz de şimdi bunları açıklıyorsunuz diyebilirsiniz. Ben bunları bugün de açıklamayacaktım, sonsuza kadar da söylemeyecektim. Ta ki dün akşam Yönetim Kurulunun bildirisi basına yansıyana kadar. O metne dikkat ederseniz sadece Çanakkale ile sınırlı değil Türkiye genelinde tüm oda ve borsalara giden tahkikat bildirgesidir. Geçen hafta Çarşamba günü bu bildirge gündeme geldi ama bu haliyle değil. Yönetim kurulunda ‘Paraleli Tespit Etme Komisyonu’ kuralım önerisi geldi. İlk karşı çıkan da ben oldum. Çünkü biz cadı avcılığına çıkamayız, kimseyi zan altında bırakamayız, 3 bin 500 üyeyi de zan altında bırakamayız diyerek karşı çıktım. Benim dışımda yönetim kurulundaki tüm arkadaşlarımız karşı çıktılar. Ta ki yönetim kurulu toplantısı bitip ayaküstü sohbet edilirken; birisinin ‘Kuracaksak yönetim kurulu komple komisyonda olsun’ önerisi oldu. Ben yine orada da karşı çıktım. Dün gece ise yayınlanan bildiride ‘10 Ağustos tarihinde yapılan toplantıda oy birliğinde alınan karar ile deniliyor!’ Toplantıya katılan tüm arkadaşlarımızın imza attığı bir oy birliğinden söz ediliyor; benim imzam yoktur. Bugün konuştuğum 3-4 arkadaşımın da konudan haberi de yok, imzaları da yok! Biz çıktıktan sonra acaba ikinci bir yönetim kurulu var da; onlar mı imza attı. Toplantı halinde iken herkes reddediyor ‘Biz kimseyi zan altında bırakamayız, tahkikat yapılacaksa bu personele yönelik olmalıdır. Belge ve bilgi varsa bunu yapalım ama cadı avcılığına çıkmak bizim işimiz değil’ dedik. Biz güvenlikçi, hakim, savcı değiliz. Bu hassas günlerde kimin neci olduğu nerden bilebiliriz? Bunu ancak işin içinde bizzat yer alan kişi bilebilir! Ben bu işin içinde olmadığım için ben bilmiyorum kim varsa o biliyordur! Dediğim gibi böyle bir karardan benim haberim yoktur, biz böyle bir karar almadık, imza da atmadım. Böyle bir karar alınmışsa da bu bizim toplantımız bittikten sonra alınmış bir karardır. Kimlerin imzası var bilmiyorum, bu saatten sonra o belgeyi isteseniz de vermezler. Ama o toplantıda böyle bir karar alınmadığını teyit eden arkadaşlarımız var” dedi.
“O projelerin hepsinin altı boş”
İşadamı Sadık Aydoğan, ÇTSO’nun ortaya attığı, Kurvaziyer Limanı, Yat Limanı ve benzeri kentte tartışma konusu olan projelerin altının boş olduğunu vurgulayarak, “ÇTSO ile bir takım çıkar beklentileri doğrultusunda üzerinde oynanan oyunlarla birlikte Çanakkale oyalanmaktadır. Bakın ben bugünkü başkanımıza seçilmeden önce karşı geldim. Ama yönetim kuruluna girdiğimde bu uçuk projeleri gördüğümde kendi kendime acaba hata mı yapıyorum diye sordum. İnanılmaz projeler vardı; Kurvaziyer, Yat Limanı, Çarşı Projesi gibi TOBB üniversitesi, Fuar Alanları gibi bir sürü proje. Hangisi hayata geçirildi? Var mı içerisinde bir tanesi gerçekleştirilmiş proje? Yok. Olmaması üzerine kurulu taslak projelerdir. Neden derseniz; Yat Limanı projesini ortaya atıyorsunuz ama kentin belediye başkanı ile ertesi gün kavga ediyorsun. Birlik beraberlik içerisinde yapılan işler iş dünyasında böyle değildir. Dostane halinde bir masaya oturursun, projelerini anlatırsın. Çanakkale’nin yararı için ortak bir noktada buluşursunuz. Ama sen projeyi hazırlayıp o insanlarla kavga ede-ceksiniz, bu projelerin o zaman hepsinin altının boş olduğunu sadece ben değil kamuoyu da iyi biliyor” ifadelerini kullandı.
Herkesle kavgalı!
Aydoğan, “Bugün baktığımızda sevgili ÇTSO başkanımız, Belediye başkanı ile kavgalı, geçmişte GESTAŞ Müdürü ile kavgalı, Esnaf odalarıyla, borsa ile kavgalı, diğer oda ve borsa başkanları ile de kavgalıdır. Bir sürü kamudaki müdürler ile kavgalı. Arkadaş nasıl bir iş yapacaksın, nasıl bir proje yapacaksın? Ben demokratik hakkım olan muhalefet şerhini kendisi ile ilgili olarak kullandığım için bütün bunlar benim başıma geldi. Ama hiç kimse bir başkasının haysiyeti ile şerefi ile hiç kimse oynayamaz. Herkes kendisine bakacak” dedi. (Haber Merkezi)