yandexmetrikacounter
Direnişin adı ETİLİ olacak... | Çanakkale Olay

Direnişin adı ETİLİ olacak...

Çan-Etili`de düzenlenecek miting için son hazırlıklar tamamlandı. Mitinge katılmak isteyenler için 3 Haziran Pazar günü eski otogar yanından saat 11’de otobüsler kaldırılacak. İstanbul, İzmir, Balıkesir başta olmak üzere çevre illerden de geniş katılımın olacağı mitinge gitmek isteyenler için ise 50 otobüs ayarlandığı öğrenildi.

1186
Sanatçılardan Kazdağı duyarlılığı
Çanakkale Halkevi üyeleri, 3 Haziran Çan Etili`de gerçekleşecek olan mitinge destek verdi. Kazdağları’na saldıran sermayeye ve ona çanak tutan AKP`ye izin vermeyeceklerini belirten Çanakkale Halkevi yetkilileri; “3 Haziran Çan-Etili`de yapılacak olan mitinge tüm halkımızı davet ediyoruz” derken, Sanatçılar Girişimi üyeleri de Kazdağları’nın altından daha değerli olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Çok sayıda sanatçının isimlerini yer aldığı açıklama ile Çan Etili`de bir araya gelecek olan çevrecilere destek verildi.
 
“Kazdağları altından milyonlarca kez değerlidir”
Sanat ve sanatçı özgürlüklerinin budandığı dönemde, AKP’nin iş başına geldiği ilk günden bu güne; ülkenin ortak değerlerini, yağma ve talan politikalarıyla yandaşlarına ve uluslararası ortaklarına peşkeş çektiğini ifade eden Sanatçılar Girişimi üyeleri; “Maden arama adıyla yapılan doğal yı-kımlar, birer cinayettir. Çevreye yönelik saldırılara karşı mücadelelerini sürdüren çevrecilerin yalnız olmadığını iletiyor ve tek tek hepinizi alkışlarımızla selamlıyoruz. Gün gelecek devran dönecek, bu padişahta tarihin çöplüğüne gidecek” dediler.
 
“Geleceğimiz baltalanıyor. Turizmciler sesini çıkarmıyor”
Altıncıların Kaplıca sularına dadanması hem bölge halkının hem de çevrecilerin tepkisi çekti. Altın üretimi ve araması için su ihtiyacının öneminin bilinciyle akıl almaz tezgahlar içerisine giren altıncı firmalar, halkın içme suyu olarak kullandığı Ağı Dağı içme suyundan sonra şimdi ise kaplıca sularına dadandı.
 
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, altıncıların Kaplıca sularına da göz dikmesiyle birlikte turizmcilere çattı. Havası, doğası ve sularıyla önemli bir yaşam kaynağı olan Kazdağ-ları’ndaki çevre felaketine karşı mücadelelerinin sürdüğünü belirten Nalbant, Kazdağları’nı talan eden ve şu sıralar Kaplıca sularına dadanan altıncılara ise turizmcilerin ses çıkarmamasını sert bir şekilde eleştirdi. Turizm sektöründe önemli bir yeri olan Kaplıca tesislerinin ise altın firmaları tarafından satın alındığı günlerde buna göz yuman Çanakkaleli turizmcilere ver yansın eden Nalbant; “Geleceğimiz baltalanıyor. Ancak ne hikmetse turizmcilerimiz buna ses çıkarmıyor” dedi.
 
“Doğayı katledenlere karşı düzenlenen doğamıza,  suyumuza, toprağımıza, Yaşam Alanlarımıza Sahip Çıkalım, Siyanürcü Şirket, Memleketi Terket” sloganıyla başlatılan çalışma kapsamında 3 Haziran pazar günü Çan/Etili de geniş katılımlı miting yapılacak. Mitingle ilgili hazırlıklar tamamlandı. Mitinge Çanakkale de katılmak isteyenler için 3 Haziran günü saat 11’de eski otogar yanından otobüsler kaldırılacak. Çanakkale den mitinge gitmek isteyenler için 50 otobüs hazır bulundurulacak. Mitinge Çanakkale’nin yanı sıra İstanbul, İzmir, Balıkesir başta olmak üzere çevre illerden de geniş katılım olacak.
 
“Yaşamı korumak için Etilideyiz”
Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant; “Bizler Çanakkale Çevre Platformu ve bileşenleri olarak su havzalarımız üzerinde planlanan bu çevresel yıkım projelerine karşı yöre halkı ile birlikte, yan yana mücadele vermek üzere,  3 Haziran Pazar günü Etili’de yapılacak mitingde sizlerinde katılımı ile bir arada olmak istiyoruz” dedi.
 
Nalbant şunları söyledi; “Suyunu içtiğimiz, havasını soluduğumuz, verimli topraklarında yetişen tarımsal ürünleri ile beslendiğimiz  Çanakkale ve yöresinde bir şeyler oluyor.  Kazdağı ve Yöresinde oluşan yer altı ve yerüstü suları ile beslenen büyük küçük ırmaklar, barajlar, oksijen kaynağı ormanlarımız, verimli topraklarımız, kısacası yaşam kaynaklarımız ve yaşam alanlarımız altın madeni işletmeciliği ve termik santrallerin tehdidi altında. Karabiga’dan Kumkale ovasına kadar, Çan Söğütalan Ağıdağından, Kirazlıya kadar maden sondajlarında binlerce ağaç şimdiden kesildi, yüzbinlerce ton su şimdiden yok edildi. Yöredeki sulardan içen insanlar hastalanmaya başladı, toplu hayvan ölümleri ortaya çıktı.  Yörede oluşan tepkiler ve örgütlenen mücadele sonucu halk yaşam alanlarını savunmak ve topluca bir kez daha haykırmak üzere 3 Haziran Pazar günü Çan/Etili’de Miting yapma kararı aldı. Mitinge halkı taşıyacak ücretsiz araçlar 3 Haziran Pazar günü saat 11:00 da Eski Otogar Yanı/BP istasyonundan kalkacaktır.”
 
cevre_halkevi.jpg
 
Çanakkale Halkevi’nden mitinge destek
Çanakkale Halkevi üyeleri, 3 Haziran Çan Etili de gerçekleşecek olan mitinge destek verdi. Kazdağları’na saldıran sermayeye ve ona çanak tutan AKP`ye izin vermeyeceklerini belirten Çanakkale Halkevi yetkilileri; “Şirketleri, taşeronları, işbirlikçileri ve yasalarıyla Altıncı Filo`nun saldırısı altındayız. Para kazanma hırsıyla doğamıza ve yaşam hakkımıza saldıranlara karşı Hopalılar gibi, Tortumlular gibi, Gerzeliler gibi Kazdağlarına saldıran sermayeye de ona çanak tutan AKP`ye de izin vermeyeceğiz. Metin Lokumcu gibi hepimiz doğa ve yaşam hakkımızı savunacağız. 3 Haziran Çan-Etili`de yapılacak olan mitinge tüm halkımızı davet ediyoruz” dediler.
 
Sanatçılardan Kazdağı duyarlılığı: “Kazdağları altından milyonlarca kez değerlidir”
Sanatçılar Girişimi üyeleri de Kazdağları’nın altından daha değerli olduğunu tüm dünyaya duyurdu. Çan Etili de bir araya gelecek olan çevrecilere destek veren Sanatçılar Girişimi üyeleri, sanat ve sanatçı özgürlüklerinin budandığı dönemde, AKP’nin iş başına geldiği ilk günden bu güne; ülkenin ortak değerlerini, yağma ve talan politikalarıyla yandaşlarına ve uluslararası ortaklarına peşkeş çektiğini ifade etti. Tarık Akan, Edip Akbayram, Onur Akın, Sunay Akın, Üstün Akmen, Alaattin Aksoy, Mehmet Aksoy, Aytaç arman,  Hayati Asılyazıcı, Semir Aslanyürek, Engin Ayça, Orhan Aydın, Rutkay Aziz, Kürşat Başar,Cezmi Baskın,Bedri Baykam, Nihat Behram,Ataol Behramoğlu, Cahit Berktay, Metin Coşkun,Tuncer Cücenoğlu,İsa Çelik, Nevzat Çelik, Haluk Çetin, Meral Çetinkaya, İsmail Hakkı Demircioğlu, Metin Demirtaş, Nuri Dikeç,Atilla Dorsay, Leyla Erbil, Bilgesu Erenus, Genco Erkal, Altan Erkekli, Erdal Erzincan, Mert Fırat,Müjdat Gezen, Altan Gördüm, Mehmet Güleryüz, Tarık Günersel, Hüseyin Haydar, Emin İgüs, Levent İnanır, Özdemir İnce, İlhan İrem, Ekrem Kahraman, Bülent Kayabaş, Yıldız Kenter, Erol Keskin, Suna Keskin, Tuğrul Keskin, Arif Keskiner, Levent Kırca, Mine Kırıkkanat, Nuri Kurtcebe, Orhan Kurtuldu, Kemal Kocatürk,  Mustafa Köz, Küçük İskender, Zeynep Oral, Yılmaz Onay, Nedim Saban, Vedat Sakman, Sali, Menderes Samancılar, Ferhan Şensoy, Burhan Şeşen, Cihat Tamer,  Yavuz Top, Gülsen Tuncer, Cüneyt Türel, Yaman Tüzcet, Metin Uca, Ersan Uysal, Nejat Yavaşoğulları, Ender Yiğit, Ümit Zileli,Yücel Erten, Aptullah Nefes, Arif Erkin, Erendüz Atasu, Sadık Gürbüz, Sevgi Özel, Güvenç Dağüstün, Çetin Öner, Halük Işık, Levent Ülgen, Sabri Ejder Öziç, Murat Kaya, Hakan Bezirci, Mehmet Ergen, Işık Yenersu, Muzaffer Akyol, Erkut Uzelli, Celile Toyon, Aslı Öngören, Ayten Uncuoğlu, Gökhan Cengizhan, İrfan Ertel, Tolga Savacı, Elif Türkan Çölok, Suzan Aksoy, Umur Bugay, Osman Şengezer, Ufuk Karakoç, Hakan Bezirci, Murat Kaya, Ahmet Sezerel, Nurşim Demir, Eftal Gülbudak, Devrim Karaca, Enver Aysever, Burhan Zorlu, Nuri Dikeç, Gülşen Karakadıoğlu, Taner Barlas, Yüksel Aymaz, Ragıp Yavuz, Gökhan Cengizhan, Zafer Doruk, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, İbrahim Baştuğ, Saadet Bilir, Halilİbrahim Özcan, Ayten Mutlu, Zeki Sarıhan, İsmail Arslan, Alper Akçam, SonerDemirbaş, Nalan Barbarosoğlu, Öner Yağcı, Lale Dilligil, Tahsin Şimşek, MucizeÖzünal, Orhan Tüleylioğlu, Güney Özkılınç, A. Bülent Yardımcı, Müyesser Güner,Cem Erdeveciler, Ali F. Bilir, Hakan Sürsal, Neşe Karel, Mavisel Yener, FatihAtila, Murat Devrim Dirlikyapan, Atalay Girgin, Tülin Dursun, Şaban Aktaş, ErayKarınca, Günay Güner, Halil Şahan, Coşkun Karabulut, Erdal Atıcı, Mi,neErgen,  Gülderen Canyurt, Murat Demirkol,F. Özel Arabul, Betül Akdağ, Nalan Çelik, Münevver Oğan, Nurittin Yıldıran ve Mitat Çelik’in imzasıyla yayınlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
 
“Memleketimiz; Hukuksuzluk-Adaletsizlik ve eşitsizliğin en yoğun yaşandığı, tüm haklarımızın adım adım gasp edildiği, Cumhuriyet’in tüm kazanımlarının tek tek yok edildiği amansız bir süreç yaşıyor. AKP iş başına geldiği ilk günden bu güne; ülkemiz ortak değerlerini, yağma ve talan politikalarıyla yandaşlarına ve de uluslararası ortaklarına peşkeş çekiyor. Ülkemiz yarı açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Sanat ve sanatçının özgürlükleri budanıyor. Heykeller yıkılıyor, tiyatro salonları kapatılıyor. Uluslararası bir yaratıcımız FAZIL SAY için hapis cezası isteniyor, basılmamış kitaplar toplatılıyor. Yüzyıllık tiyatro kurumlarımız üstüne kara bir örtü atılarak,  susturulmaya çalışılıyor. Uludere katliamının üstünü örtmek ve kendi suçunu gizlemek için kadın haklarını çiğneyen rezaletlere imza atılıyor. Başbakan dünyanın hiç bir ülkesinde göremeyeceğimiz bir yöntemle hem tüm ülke halkını hem başını kaldıran sanatçıları-aydınları tehdit ediyor. Kentlerimiz ‘dönüşüm’ yasalarıyla, geri dönüşümü olanaksız yapılaşmalara ve Ranta kurban veriliyor. Yaşam alanlarımız talan ediliyor.
 
Şimdilerde doğal tüm güzelliklerimize; köylerimize, dağlarımıza, ovalarımıza, su kaynaklarımıza, nehirlerimize, ırmaklarımıza, derelerimize göz dikilmiş durumda. Karadeniz’den Ege’ye, Marmara’dan Akdeniz’e tüm bölgelerimizde HES adıyla ve Nükleer Santral adıyla sürdürülen çalışmaların tümü, insanlığımızın geleceğini esir etme çalışmalarıdır. Bütün hukuksuzlukları reddettiğimiz gibi bunu da şiddetle reddediyoruz. Ülkemizin hem tarihsel anlamda hem geleceği için bir oksijen çadırı olduğunu bildiğimiz Kazdağları üstünde, sistemin ve uluslararası tekellerin hiçbir yaptırım gücü olmaz. İDA dağları, köyleri, yamaçları üç kuruş ederindeki altından milyonlarca kez değerlidir. Altın için, doğa katliamı yapmak insan aklının fukaralığıdır. AKP ve yandaşları Çanakkale ve KAZ dağlarından ellerini çekmelidirler. HES’ler ve nükleer santraller birer cinayettir. Maden arama adıyla yapılan doğal yıkımlar, birer cinayettir. Sizleri en içten sevgi ve saygı duygularımızla selamlarken, YALNIZ OLMADIĞINIZI iletiyor ve tek tek hepinizi alkışlarımızla selamlıyoruz. Gün gelecek devran dönecek, bu padişah da tarihin çöplüğüne gidecek.”
 
hicri_nalbant.jpg
 
Nalbant’tan turizmcilere ver yansın
“Geleceğimiz baltalanıyor. Turizmciler sesini çıkarmıyor”
 
Altıncıların Kaplıca sularına dadanması hem bölge halkının hem de çevrecilerin tepkisi çekti. Altın üretimi ve araması için su ihtiyacının öneminin bilinciyle akıl almaz tezgahlar içerisine giren altıncı firmalar, halkın içme suyu olarak kullandığı Ağı Dağı içme suyundan sonra şimdi ise kaplıca sularına dadandı. Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, altıncıların Kaplıca sularına da göz dikmesiyle birlikte turizmcilere çattı. Havası, doğası ve sularıyla önemli bir yaşam kaynağı olan Kazdağları’ndaki çevre felaketine karşı mücadelelerinin sürdüğünü belirten Nalbant, Kazdağları’nı talan eden ve şu sıralar Kaplıca sularına dadanan altıncılara ise turizmcilerin ses çıkarmamasını sert bir şekilde eleştirdi. Turizm sektöründe önemli bir yeri olan Kaplıca tesislerinin ise altın firmaları tarafından satın alındığı günlerde buna göz yuman Çanakkaleli turizmcileri ver yansın eden Nalbant; “Geleceğimiz baltalanıyor. Ancak ne hikmetse turizmcilerimiz buna ses çıkarmıyor” dedi.
 
“Kazdağları’nın bir çok özelliği var”
Kazdağları’nın önemine dikkat çeken Nalbant; “Kazdağları’nın daha değerlendirilemeyen bir çok özelliği var. Özellikle eko turizm açısından bu konu önemli. Kazdağları’nda eko turizmi için her şey var.  Şimdilik temiz hava var. Bir kısmı kirlendi ama yine temiz sularımız var. Bozulmamış bir doğa var. Jeotermal kaynaklardan yararlanılarak, fazla da bir yatırım gerektirmeden yapılan bir sağlık turizmi var. Bu konuda da Kazdağları çok önemli” dedi.
 
“Altıncılar, turizmin geleceğini de baltalıyor”
Kazdağları’nda altın arayan şirketlerin, kaplıca sularına dadanmasıyla birlikte turizmin geleceğini de baltaladığını kaydeden Nalbant; “Altıncılarla turizm sektörü aslında birbiriyle çelişen iki sektör. Özetle, biri öbürünün önünü kesmeye çalışıyor. Kazdağları’nın bir çok yerinden sıcak sular kaynıyor. Bu suları turizmde değerlendirme imkanı var iken, maden şirketi gelip suyun ihalesine giriyor ve deyim yerinde ise suyu kapatıyor. Bu ülke için önemli olan Kazdağları ile turizmin geleceğini baltalıyor. Bu acı bir durum” diye konuştu.
 
Turizmcilerden tık yok
Kaplıca sularını ele geçirerek kent turizmine de balta vuran altın şirketlerine, turizmcilerin hiç tepki vermemesine çevreciler olarak şaşırdıklarını dile getiren Nalbant; “Turizmciler gelip buraya işletme açarlarsa, yanı başındaki altın işletmesi ile mücadele ederler düşüncesi var. O nedenle bu işin içerisinde onları buraya sokmayalım mantığı var. Ama bir türlü turizmcilerden ses çıkmıyor. Bu da işin en acı olan tarafı. Turizmcilerin herkesten önce buna tepki göstermesi lazım. Turizmcilerden hiçbir tepki gelmiyor. Bunu bir panelde de dile getirmiştim. O gün bu gündür turizmcilerden hiç ses yok. Herhalde altıncılardan korkuyorlar diye düşünüyorum. Başka bir sebebi de olamaz” şeklinde konuştu.
Paylaş