CHP’nin muhtarlık sistemi ve muhtarların sorunları ile ilgili hazırladığı kitapçığı iletmek amacı ile CHP Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, dün Çanakkale Muhtarlar Derneğini ziyaret etti. Ziyarette Erkek’e CHP’li İl Genel Meclisi Üyeleri ve Merkez İlçe Yöneticileri eşlik etti. Çanakkale Muhtarlar Derneği Başkanı Halil Balıkçı, ziyaretten dolayı memnuniyetini dile getirirken, CHP heyetine teşekkür etti. Ziyarette konuşan CHP Çanakkale Milletvekili Avukat Muharrem Erkek, “Bu gün İl Genel Meclisi üyelerimiz ve Merkez İlçe Yöneticilerimiz ile birlikte muhtarlarımızı ziyaret edip, çaylarını içmek istedik. Partimizin hazırladığı, gerçek bir demokrasi için Muhtarlık Sistemi ve Muhtarlarımız adlı kitabı da kendilerine sunacağız. CHP olarak memleketimizin her sorunu ile olduğu gibi, muhtarlarımızın sorunları ile de yakından ilgileniyoruz. Bu konuda yaptığımız tespitleri ve çözüm önerilerini somut olarak kitaplaştırdık. Tabi ülkemizin gündemi o kadar yoğun ki, barış ve huzurumuz hiçbir dönemde olmadığı kadar tehdit altında. OHAL sürecindeyiz. Basın özgürlüğümüz, ifade özgürlüğümüz yok. Üniversitelerimiz susmuş durumda. Bu olağan üstü durumda bir de sistem değişikliği gibi çok ciddi bir Anayasa değişikliği gündemimizde. Sistem tartışmaları, rejim tartışmaları. Bunları konuşacağız, dertleşeceğiz, ama bizi çok derinden yaralayan bazı olaylar da oluyor. İşte dün gece mecliste iktidar grubu tarafından getirilen bir önerge, çocuklara cinsel istismar suçları ile ilgili bizleri derinden yaraladı. Kamuoyunu da derinden yaraladı. Salı günü bunu ayrıntılı olarak tartışacağız. Biz çocuklarımızın korunduğu, çocuklarımızın mutlu olduğu bir ülke istiyoruz. Maalesef son 10 yılda çocuklara yönelik cinsel istismar ve taciz iddiaları, dosyaları o kadar çok arttı ki, böyle bir dönemde bir de üstüne üstük, çocuk istismarcılarını affetme niteliğindeki bir düzenlemenin gelmesi son derece yanlıştır” dedi.
Yüzde 99’u parlamenter sistem ile yönetiliyor
Ülke gündeminde uzun süredir tartışmalara neden olan Başkanlık sistemine değinen Erkek; “Bu başkanlık değil, parlamenter sistem değil, yarı başkanlık da değil, tam bir otoriter, tek adam rejimi ile karşı karşıyayız. Bizim sorunumuz sistem tartışmaları, rejim tartışmaları değil, bizim sorunumuz demokrasi sorunu. Bizim sorunumuz,14 yıldır tek başına ülkeyi yöneten AKP iktidarı. Bugüne kadar siyasi partiler kanununa değinmedi, seçim kanununa değinmedi, temsilde adaleti yok eden barajı normal bir orana düşürmedi. Bizim yapmamız gereken bunlar. Bizim yapmamız gereken parlamenter sistemin amacına uygun bir şekilde Cumhurbaşkanın yetkilerini azaltmak. Çünkü parlamenter sistemlerde güçlü olan hükümettir, başbakanlardır. İcra organı Bakanlar Kuruludur. Cumhurbaşkanı temsil noktasında görev yapar. 12 Eylül Anayasası’nın getirdiği sorunlar da tabi bunlara sebep oluyor. Bizim yapmamız gereken parlamenter sistemi güçlendirmemiz, bağımsız yargıyı tesis etmemiz, yargıç güvencesini getirmemiz, Cumhurbaşkanının yetkilerini parlamenter sisteme uygun bir şekilde azaltmamız. Yasama ile yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığını, ama uyumlu, dengeli işbirliğini yaratmamız. Yapmamız gereken bunlar. Her şeyden önce Türkiye’nin sorunu hukuk devleti sorunu, demokrasi sorunu ve özgürlükler sorunu. Hükümet sistemi sorunu değil. Bizim sorunumuz öncelikli olarak Anayasa sorunu da değil esasında. Bakın İngiltere’nin yazılı bir Anayasası yok, ama o kadar köklü bir demokrasisi ver ki, sistem işliyor. Bugün dünyada en gelişmiş ülkeler, kişi başına milli geliri en büyük ülkeler, demokrasi standartları en yüksek ülkelerin yüzde 99’u parlamenter sistem ile yönetiliyor. Birkaç tane saymak gerekirse, Kanada, Japonya, İngiltere, İsveç, Almanya, Norveç, Danimarka, Avusturya, yani Orta, Kuzey ve Batı Avrupa’nın büyük çoğunluğu. Yani demek ki, kütü olan parlamenter sistem değil. Dünyadaki insani kalkınmışlık düzeyine bakın, ilk 20 ülkenin yüzde 99’u parlamenter sistemi ile yönetiliyor, son 20 ülkenin yüzde 90’ı başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Biz Latin Amerika, Afrika, Asya ülkelerinin örneklerini değil de, daha gelişmiş ülkeleri, demokrasileri örnek almalıyız. Yapılması gerekenler çok basit. Parlamenter sistemi güçlendireceğiz” dedi.
“Halkın direnme hakkı vardır”
Başkanlık sisteminin neden gündeme getirildiğini soran Erkek; “15 Temmuz’da nasıl son derece kanlı, hain bir darbe girişimine karşı, o darbe girişimine karşı bizim Taksim Manifestomuzda da vurguladığımız gibi, parlamenter demokrasiye karşı yapılmıştır. Bizim hak ve özgürlüklerimize karşı yapılmıştır. 15 Temmuz’dan sonra meclisteki 4 parti ortak bir bildiri paylaştı. Orada da parlamenter demokrasiye vurgu yapılmıştır. Şimdi nereden çıktı bu başkanlık. Ülke yangın yerinde, bölgemiz yanıyor, terör, şiddet tırmanmış, adalet, eğitim, ekonomi çökmüş. Bugün üniversite mezunu her 4 kişiden biri işsiz. Biz niye başkanlık derdindeyiz? Ben bunu anlayamıyorum. Türkiye bir den çok çok büyüktür. Tek adam değil, bizim yapmamız gereken meclisi güçlendirmek. Parlamentoyu güçlendirmek. Bir adamı güçlendirmek değil. Buna çok dikkat etmemiz lazım. Nasıl 15 Temmuz gecesi halk direnme hakkını kullandıysa, demokrasiyi, Anayasal düzeni, hak ve özgürlükleri korumak için, eğer hak ve özgürlükler, demokrasi ciddi tehdit altında ise, Anayasal düzen ciddi tehdit altında ise halkın direnme hakkı vardır. Bütün demokrasilerde vardır bu. Başka çözüm kalmadıysa halk direnme hakkını kullanır. Biz mitinglerde, her yerde halkımız ile birlikte gerçekleri anlatacağız. Bu yalnızca bizim görevimiz değil. Hepimiz bu sorumluluğu üstlenip çalışmalıyız” dedi.
“Olması gereken parlamenter sistemi güçlendirmek”
Parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erkek; “Şu anda OHAL sürecinde, rahat bir tartışma ortamının olmadığı, ifade özgürlüğünün olmadığı bir ortamda köklü bir Anayasa değişikliğine gitmek doğru değil. Onun için, hele hele sistem değişikliği gibi bir konuda değişikliği OHAL sürecinde yapmamalıyız. Ama yapılacaksa da, olması gereken parlamenter sistemi güçlendirmek. Biz 140 yıldır, 1876 Kanun-i Esasi’den beri parlamenter sistem geleneğini yaşayan bir milletiz. Sistem dediğimiz şey, her milletin, her ülkenin kendi siyasi, tarihsel kültürü ile ilgili bir şeydir. Yani bugün bu olalım, yarın şu olalım denecek bir şey değildir. Ama biz şunu görüyoruz, getirilen öneriye de baktığımızda, tam bir otoriter, tek adam rejimi dayatılıyor” dedi.
“OHAL’i çok sevdiler”
OHAL sürecinin uzatılacağını belirten Erkek; “OHAL’i uzatacaklar. Çünkü OHAL’i çok sevdiler. Öyle de anlaşılıyor. Bakın OHAL ile birlikte, bu OHAL fırsatçılığı maalesef hepimize çok zarar veriyor. Ülkemize, demokrasimize çok zarar veriyor. Bir örnek, rektörlük seçimlerinin iptali ile ilgili torba yasada bir kanun teklifi getirdiler meclise. Bütün muhalefet partilerinin tepkisi karşısında geri çekmek zorunda kaldılar. Ama ne yaptılar, kanun hükmünde kararname ile aynı şeyi yaptılar. Hep milli irade diyorlar ya, işte bu milletin iradesine büyük bir saygısızlıktır. Parlamento bu süreçte devre dışında bırakılmış durumda” dedi.
“Bütün dert başkanlık”
Türkiye’nin büyük bir ekonomik sorunlar yüz yüze olduğunu ifade eden Erkek; “Türkiye’nin 400 milyar dolar borcu var. Milletin, hepimizin. Başka milletlere, başka ülkelere 400 milyar dolar borcumuz var. Bizim dış ticaret açığımız, cari açığımız, borçlarımız, hepsi dolarla. Bizim sanayimizin yüzde 70’i ithalata dayalı. Dolarla alıyoruz biz her şeyi. Ama maalesef bütün dert başkanlık olduğu için bunların hiçbir önemi yok” dedi.
“Bir kadın olarak ne düşünüyor?”
Çocuklara yönelik cinsel istismar ile ilgili çıkarılan yasa konusunda AKP İl Başkanı Yeşim Karadağ’ın bir kadın olarak ne düşündüğünü merak ettiğini söyleyen Erkek; “Dün gece mecliste bir utanç yaşandı. Çocuk istismarcılarına af getiren bir düzenleme. Düşünebiliyor musunuz, 11-12-15 yaşında bir çocuğun iradesinden söz edilebilir mi? Bir adam 13-14 yaşında bir çocuğa istismarda bulunacak, ondan sonra nikah kıyıp kurtulacak. Böyle bir şey olamaz. Bunun düzenlenmesi böyle de olmaz. Kadın şiddeti son dönemlerde arttı. Kadına şiddet bu durumda iken, zorla evlendirilen çocuk gelinler sorunu varken, çocuk istismarı çok ciddi oranda artmışken böyle bir düzenleme getirilir mi? Ben İktidar partisinin, AKP’nin kadın olan İl Başkanına sormak istiyorum. AKP Milletvekillerinin, Grup Başkanvekillerinin mecliste savunduğu bu önerge ile ilgili bir kadın olarak ne düşünüyor?” dedi.
(Atilla Akın)
