"Haklarımıza torba yasalarla el konuluyor"
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB), TBMM`de kabul edilen Uluslararası İşgücü Kanunu, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Yatırımcıların Proje Bazında Desteklenmesi, İki İl Merkezinin Değiştirilmesi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Torba Yasa ve TBMM gündeminde olan Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile ilgili yaptığı açıklamada; "Ülke varlıklarımıza ve haklarımıza torba yasalar ile el konuluyor" ifadelerine yer verildi.
TMMOB’den, TBMM’den geçen torba yasalar ve gündeme getirilen kanun teklifleri ile ilgili yapılan açıklamada; “Yakın zamanda TBMM`de kabul edilen Uluslararası İşgücü Kanunu, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Yatırımcıların Proje Bazında Desteklenmesi, İki İl Merkezinin Değiştirilmesi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapan Torba Yasa ve TBMM gündeminde olan Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi aynı projenin ürünleri olup, birbirlerini tamamlayan paketlerdir. Bu paketin içine tüm ülke serveti konulmuştur ve Türkiye Varlık Fonu ile bu servet bir anonim şirkete teslim edilecektir. Bugün, darbe girişimi bahane edilerek, ülke serveti diyebileceğimiz, kent merkezleri, Cumhuriyetin aydınlanmacı kurumlarının varlıkları, kültür varlıkları, kıyılar, ormanlar, meralar, kentler satılığa çıkarılmıştır. Emekçilerin kıdem tazminatları için biriken fonlara ve bundan sonra zorla tasarruf yaptırılacak bireysel emeklilik primlerine el konulmaktadır. El konulan bu servetin üzerine iktidarın kurduğu Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi oturacaktır. Şirket iflas ederse, ülke darbe yetmedi bir de müflis konumuna düşecektir. Türkiye, 14 yıllık AKP iktidarı süresince yenidünya düzeni, globalleşme, neoliberalizm gibi tanımlamalarla cilalanan vahşi kapitalizmin ekonomik ve sosyal politikalarına tümüyle teslim edilmiştir. Söz konusu düzenlemeler Anayasa`ya aykırıdır. Ne yazık ki, yargı kararlarıyla kamu yararının korunamayacağı bir dönemi yaşıyoruz. İdari işlem ve kararlar amaç yönünden incelenmemekte, iktidara sınırsız takdir hakkı tanınmaktadır. Bu durum sürdürülemez bir noktaya gelmiş olup, ülke talanına dur demek aynı zamanda ulusal güvenlik için hayati önem taşımaktadır” ifadeleri kullanıldı.
“TBMM`den beklentimiz ülkeye sahip çıkmalarıdır”
Açıklamada; “Dünya örnekleri göstermiştir ki, ekonomik ve sosyal buhrandan çıkabilmenin tek yolu sosyal hukuk devleti yüzüne dönülmesidir. Ülkeyi satışa çıkaran her devlet yok olmuştur. TBMM gündeminde bulunan ‘Türkiye Varlık Fonu Kurulması İle Katma Değer vergisi Kanunu`nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ de sosyal hukuk devleti ilkesinin tasfiyesinin devamı niteliğindedir. İktidar, siyasal ve ekonomik krizini çözme ve yanındaki sermayeyi tutmak için devlet hazinesi yanında, çalışanların ücreti üzerinden zorunlu biriken işsizlik fonunu, bireysel emeklilik ve özelleştirmeden sağlanacak gelirleri gasp etmektedir. Yasa tasarısının gerekçesinde belirtilen G-20`lerin de varlık fonları olduğu ve bu yolla atıl fonları kullandığı yönündeki iddialar mesnetsizdir. Örnek gösterilen ülkelerde cari açık değil, fazlalık olduğu gerçeği yanı sıra hiçbir ülke, çalışanları ve işsizleri korumak için kurulmuş birikimleri iktidar programlarına heba etmemektedir. ‘Türkiye Varlık Fonu Kurulması İle Katma Değer vergisi Kanunu`nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ ile öne çıkan, ülkenin sahip olduğu varlıkların merkezileşmesi ve bu varlıkların bir anonim şirket eliyle yönetilme-sidir. Fonda toplanan varlıkları yönetecek Türkiye Varlık Fonu Anonim Şirketi tüm kamusal denetimden de muaf hale getirilmek-tedir. Çalışanların korunması yani kamu yararı için birikmiş fonların aktarılacağı şirket, tüm kamusal denetim ve kamu hukukuna ilişkin tüm hükümlerden muaf hale gelmektedir. Gerekçede belirtilen Kanal İstanbul projesi ülke ihtiyacından kaynaklanan bir proje olmadığı gibi, toplumda tartışılmış bir proje de değildir. İktidarın fantazisi niteliğindeki bir projeye milyonlarca emekçinin katkı koyduğu bir birikimin heba edilmesi kabul edilemez. Bu düzenlemeyle finanse edilecek Akkuyu Nükleer Santrali ise akıl almaz bir yatırım olup, finansörü Türkiye ama gerçekte sahibi Rusya Federasyonu`dur. Sonuç olarak, yaşadığımız bu kaotik sürecin ülke varlıklarına el konulmasında araç yapıldığını üzülerek görmekteyiz. TBMM`den beklentimiz bu talana dur diyerek, sosyal hukuk devletine ve dolayısı ile ülkeye sahip çıkmalarıdır” ifadeleri kullanıldı.
(Haber Merkezi)