
Çanakkale’de bazı provokatörlerin, şehit Onbaşı Fatih Duru’nun cenazesi sırasında organize olarak, planlı ve programlı olduğu izlenimi veren Halkevi’ne yönelik saldırı ile ilgili, o sırada görevli polislerin soruşturulması konusunda İl İdare Kurulu’ndan verilen “Soruşturma talebinin işleme konulmama” kararı tepkiyle karşılanıyor. 4 saat süren saldırıda emniyetin duyarsız kaldığı hatta saldırganlara müsamaha gösterdiği ifade edilerek, görevli polislerin soruşturulmasının istendiği talebe verilen ‘olumsuz’ karara, Çanakkale Halkevi Başkanı Mehmet Öztürk itiraz etti. Öztürk’ün ilk itirazı ders niteliğinde ‘usul yönünden’ oldu. Öztürk, itirazında “Öncelikle 4483 Sayılı kanunun 7’nci maddesinde düzenlenen ‘İtiraz’ başlığı altında soruşturmaya izin verilmemesine dair kararın şikayetçiye de tebliğ edileceği, şikayetçinin itiraz hakkı bulunduğu ve bu itirazın 10 günlük süre içersinde yapılması gerektiği düzenlenmiş bulunmaktadır. Ancak tarafıma tebliğ edilen yazıda, ne itiraz hakkım olduğundan, ne de 10 günlük süreden bahsedilmemiştir. Böylesine önemli bir konuda usul açısından kasıtlı ya da kasıtsız olarak yapılan açık hata soruşturmanın ciddi yürütüldüğü konusunda da şüphe uyandırmaktadır” dedi.
Bunları da mı görmediniz?
Çanakkale Halkevi Başkanı Mehmet Öztürk, ‘Esas yönünden’ itirazında ise “8 Eylül 2015 tarihinde Çanakkale Halkevleri Dernek binasında yanında tanık olarak isimlerini belirttiğim kişiler bulunmaktayken, çeşitli gruplar tarafından gösteri yürüyüşü ve protestolar yapılmaya başlanmıştı, belli bir süre sonra bu gruplar dernek binamızın bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’na gelerek istiklal marşı okudular. Sonrasında sebebini anlayamadığımız bir şekilde kalabalık dernek binamıza saldırmaya başladı. Atılan taşlarla camlarımız kırıldı, dernek içersindeki üyelerimiz ve misafirlerimiz paniğe kapıldı, bina içersine girmeye çalışanlar oldu, ancak nedenini bilmediğimiz şekilde ikinci kattan geriye döndüler. Sonrasında binamız bu saldırganlar tarafından 4-5 saat süresince abluka altında tutuldu, küfredildi, binanın çatısına tırmanan kişiler tarafından havalandırma deliğinden yaklaşık bir buçuk metre mesafeden üzerimize kiremit atıldı. İl İdare Kurulu Müdürlüğü, dolayısıyla Çanakkale Valiliği yapılan soruşturmada, iddiamın ‘genel ve soyut nitelikte’ bulunduğunu belirtmiştir. Oysa kırılan camların görüntüsü yukarıdan üstümüze atılan kiremitlerin oluşturduğu yığın Çanakkale’de yayın yapan yerel gazeteler tarafından fotoğraflanarak yayınlanmıştır. Saldırıya uğradığımız Cumhuriyet Meydanı Çanakkale’nin en işlek yeri olup, 24 saat boyunca MOBESE kameraları tarafından denetlenmektedir. 4-5 saat içeride mahsur kalan insanların ve dışarıda taşkınlık yapan şahısların, polisin olaylar sırasındaki tutumunun tespit edilememesine imkan bulunmamaktadır” dedi.
“Bu karar suistimale açık”
Öztürk, “Korkum/ korkumuz Çanakkale Valiliği İl İdare Kurulu Müdürlüğü’nün verdiği bu kararın, kamu görevlilerinin görevlerini yapmakta ihmali ve gecikmesine zemin hazırlayacak mahiyette olmasıdır. Ülkemizin ne denli zor bir dönemden geçtiği açıktır. Kamuya yararlı bir dernek statüsünde olan Halkevleri Derneği’nin hiçbir sebebe dayanmaksızın belli bir kimliği olmayan şahıslarca saatlerce saldırıya maruz bırakılmasının, üyelerimiz ve misafirlerimizin can korkusu içersinde abluka altında bırakılmasının ve güvenlik görevlilerinin açık pasif tutumunun İl İdare Müdürlüğü kararında dikkate alınmadığı nettir” ifadeleri ile itiraz etti. Öztürk, ayrıca; “Gelişen olaylar, uluslararası sözleşmeler ve anayasamızda güvence altına alınan insan hakları ve Polis Vazife ve Salahiyeti Kanunu’nun ilgili maddelerinin açıkça ihlal edildiğini göstermektedir. Bu nedenle şikayetimiz haklıdır. Olaylarda ihmal ve sorumluluğu bulunan kamu personeli hakkında soruşturma yapılması gerekmektedir” dedi.
“Hukuki mücadelenin yolu açık”
Çanakkale’nin ‘Barışın kenti’ vizyonuna sahip bir il olduğunu dile getiren Çanakkale Halkevi Başkanı Mehmet Öztürk, Çanakkale’de bir daha böyle bir olay yaşanmaması için hukuki mücadelelerine sürdüreceklerini ifade etti. Öztürk, “Buradan sonuç alırız ya da almayız. Ama bu hukuki süreç, üst mahkemeler, Anayasa Mahkemesi hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar ilerleyecek bir süreçtir. Çünkü, Çanakkale bu siyasi iklime, kavgaya, linç kültürüne, saldırıya ve provokasyon kültürüne sahip, buna alışkın bir il değildir. Biz de bir daha kentte bu tür olayların yaşanmaması konusundaki hukuki ve meşru haklarımızı kullanacağız” ifadelerini kullandı. (Seçkin Sağlam)