yandexmetrikacounter
"Sağlıklı yarınlar için nitelikli tıp eğiti | Çanakkale Olay

"Sağlıklı yarınlar için nitelikli tıp eğitimi"

Çanakkale Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu 1. Ulusal Tıp Eğitimi Öğrenci Buluşması Sonuç Bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Ülkemizdeki tıp eğitimi sağlığın sosyal belirleyicilerini dışlamakta olup toplumcu tıp eğitimi felsefesinden de bihaber yürütülmektedir. Bu durum uluslararası neoliberal politikaları içselleştirmiş devlet politikalarının ürünüdür" ifadeleri dikkat çekti.

552

 

tabip2_resize(1).jpg

 

Çanakkale Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu 1. Ulusal Tıp Eğitimi Öğrenci Buluşması 10-11 Ekim tarihinde gerçekleştirildi. Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen buluşmanın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, “Çanakkale İlinde 10-11 Ekim 2015 tarihinde Tıp Eğitimi sorunlarımızı konuşmak amacıyla yaptığımız bu Öğrenci Buluşmasının sonuç bildirgesini 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da yaşanılan terör saldırısında hayatını kaybeden 102 barış gönüllüsüne adıyoruz. Bizler bu ülkenin genç tıbbiyelileri olarak bir gün insanların düşüncelerinden dolayı katledilmediği bir dünyada hekimlik yapacağımızı umut ediyor ve buna inanıyoruz… Hepimiz binlerce yıllık pratiğe ve güçlü etik ilkelere dayalı, insanlara yardım etmek, acılarını azaltmak ve sağlıklarını korumak amacıyla bugünlere ulaşan hekimlik mesleğinin üyeleri olabilmek umuduyla Tıp eğitimini tercih ettik. Bu tercihin bedelinin zorlu bir eğitim süreci ve meslek pratiği olduğunun ve hayatımızın da bu mesleğin ekseninde şekillenmesi gerektiğinin farkındayız. Ancak ülkemizde tıp eğitiminde belki de tüm zamanların en sancılı sürecini hep birlikte yaşamaktayız. Bir sağlıklı yarınlar için nitelikli tıp eğitimi adıyla düzenlediğimiz 1. Ulusal Tıp Eğitimi Öğrenci Buluşması 8 farklı üniversiteden 60 arkadaşımızın, Prof. Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. Zeynep Solakoğlu, Yrd. Doç. Dr. Serdar Özdemir ve Uzm. Dr. Akif Akalın’ın katılımıyla gerçekleşmiştir.  Açılış konuşmalarının ardından başlayan oturumlarda tartışılan konular şunlardır: Tıp eğitimi modelleri, mezuniyet öncesi tıp eğitiminde standardizasyon ve ülkemizde tıp eğitimi; öğrenci gözünden tıp eğitimi; çekirdek eğitim programı; başka bir tıp eğitimi mümkün mü?; tıp eğitiminde dünya örnekleri; öğrenci gözünden TUS; çıktıya dayalı tıp eğitiminde yeterliklerin sınanması; TUS’un gerekçeleri, alternatif bir sınama mümkün mü?; Türkiye’de tıpta uzmanlık eğitimi; birinci basamak hekimliği ve uzmanlaşma… Bu konuların ardından ikinci gün yaptığımız atölye çalışmasında ‘Nitelikli tıp eğitimi nasıl olmalıdır?’ başlıklı tartışma yürütülmüş olup ulaştığımız problemler ve çözüm önerilerimiz şunlardır: Bilginin yarı ömrünün çok kısa olması tıp eğitiminde önemli bir sorundur.  Bu nedenle öğrenciye bilgi yüklemesi yapmak yerine bilgiye nasıl ulaşacağı öğretilmelidir. Yaşam boyu öğrenmenin bireysel sorumluluk olarak algılanması sağlanmalıdır. Bunu desteklemek açısından probleme dayalı ya da sorun çözme yeteneğinin geliştirildiği eğitim yöntemlerinin Tıp Eğitimi içindeki yoğunluğu ve niteliği arttırılmalıdır. Öğretim üyesi koordinatörlüğünde grup çalışmaları halinde işlenen dersler kolektif bir işlem süreciyle öğrenciler tarafından anlatılmalı, katkılar ve konu eksiklikleri yine öğrenciler tarafından belirlenmelidir. Öğretim üyeleri konunun danışmanı olarak müdahale etmeli, güncel değişiklikler ve kaynakça konusunda yönlendirici olmalıdır. Buradaki temel çıktımız her tıp öğrencisini bilgi yüklü depolara dönüştürmek yerine, karşılaştığı sorunları anlayıp, çözebilen, bilgi kaynağına ulaşabilen ve bu bilgiyi işleyebilen hekimlere dönüştürülmelidir. Alınan altı yıllık eğitimin sonunda mezun olacak öğrencilerin, eğitimlerinin sonunda yetkin bir birinci basamak hekimine dönüşemeyeceği endişesini taşıdığı gözlenmektedir.  Tıp eğitiminin teorik ders yükünün fazlalığı, eğitimlerin çoğunlukla üçüncü basamak hastanelerdeki kliniklerde yürütülmesi, öğrenci başına düşen pratik uygulama süresinin yetersizliği gibi sorunlar bu endişeyi besleyebilecek durumlardır. Tıp eğitiminin bu açıdan tekrar gözden geçirilmesi, pratik uygulamalarının birinci basamak kurumları içerecek şekilde yoğunlaştırılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. Ülkemizdeki tıp eğitimi sağlığın sosyal belirleyicilerini dışlamakta olup toplumcu tıp eğitimi felsefesinden de bihaber yürütülmektedir. Bu durum uluslararası neoliberal politikaları içselleştirmiş devlet politikalarının ürünüdür. Bireysel bazı uygulamalar dışında (aşı, sağlıklı yürüyüş, sigara ve alkolle mücadele vb.) koruyucu hekimlik uygulaması olmayan, ağırlıklı olarak hastanelerde işletme mantığı içinde hastalıklardan para kazanmayı önceleyen sağlık sistemi tıp eğitimini de etkilemektedir.   Tıp eğitiminin amfilerin ve üçüncü basamak sağlık kurumlarının dışına taşınması ve toplumcu tıp uygulamalarını içermesi gerektiğini düşünmekteyiz. Öğrencilerin bu uygulamaları talep etmesi ve anabilim dallarının da programlarını yaparken sosyal tıbbı öncelemeleri gerekmektedir. Ancak bu sorun sadece tıp eğitimi penceresinden çözülemez. Sağlık reformu ya da Sağlıkta Dönüşüm Programının felsefesi yaşadığı sürece bu sorun tıp eğitimini farklı boyutlarda etkilemeye devam edecektir. Birinci basamak hekimliğini yerinde görmek ve hastaya yaklaşım bilinci oluşturmak açısından 1. Sınıftan itibaren her dönemin sonunda iki haftalık yaz stajları uygulaması ülke genelinde gönüllülük esasıyla başlayıp geri bildirimlerin olumlu olması halinde zorunlu hale getirilmelidir. Bu kapsamda programa katılacak olan aile hekimleri, toplum sağlığı merkezi hekimleri ve acil hekimleri önceden eğitilmeli, düzenlemeler dekanlıklarca yapılmalıdır. Tıp Eğitimine gönül vermiş tıbbiyeliler olarak 2 gün boyunca Çanakkale’de sorunlarımızı ve kendimizce çözüm önerilerimizi konuştuk. Her şeyin hemen düzelmesi gibi ütopik beklentilerimiz elbette yok. Ancak ‘Sağlıklı Yarınlar İçin Nitelikli Tıp Eğitimi’ başlığı ile yola çıktığımız bu buluşmanın, ülkemizde tıp eğitiminin niteliğinin artması için başlangıç olacağını umut ediyoruz. Yıllar sonra ülkemizin başka bölgelerinde tıp eğitimi gündemiyle ikinci, üçüncü kez bir araya gelen arkadaşlarımızın yollarına bizim bıraktığımız noktadan devam etmelerini umut ediyoruz…” denildi. 

(Haber Merkezi)
Paylaş