yandexmetrikacounter
Eğitim sendikalarından 5 Ekim açıklaması | Çanakkale Olay

Eğitim sendikalarından 5 Ekim açıklaması

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeni ile Eğitim-İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu ve Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu açıklama yayınladı. Açıklamalarda OHAL dönemi ile birlikte yürütülen FETÖ operasyonları kapsamında muhalif sendika üyelerinin de sürecin içine kattıklarını ve sürecin muhalifleri yok etmek girişimine dönüştürüldüğü vurgulandı.

314

 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeni ile eğitim sendikaları açıklama yayınladı. Eğitim-İş Çanakkale Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada; “5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından gerçekleştirilen ortak toplantıda,  öğretmenlerin okul ve toplum içindeki işlevleri ve öğretmen sorunlarını dile getiren çalışmalar uluslararası düzeyde ele alınmış ve ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararları’ kabul edilmiştir. Tavsiye kararlarının alındığı tarihin yıldönümleri de Eğitim Enternasyonali`nin kararı ile 1993`ten bu yana tüm dünyada ve ülkemizde 5 Ekim ‘Dünya Öğretmenler Günü’ olarak kutlanmaktadır. Bu belge Türkiye tarafından kabul edilmesine karşın, Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği ilgi ve değeri gördüğünü, taleplerinin karşılandığını söylemek mümkün değildir. Bugün muhalif ve örgütlü öğretmen devletin gözünde sakıncalı görülmekte; öğretmen, kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmakta; öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı örgütlenme hakkı engellenmektedir. Küresel güçler ve onlarla aynı doğrultuda hareket eden siyasi kadrolar, eğitimi çökertirken öğretmeni de ezmektedir. Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilemiştir. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir. Öğretmen yetiştirme süreci siyasallaştırılarak çökertilmiş, öğretmenliğin saygınlığı da bundan büyük zarar görmüştür. Son yıllarda siyasi iktidar tarafından öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen söylem ve tutumların süreklilik kazanması, Alo 147 gibi isimsiz ihbar hatlarının kurulması,  öğretmene yönelik şiddet eylemlerini artırmıştır. Bu tür olaylar sonucunda hayatını kaybeden ya da ciddi sağlık problemleri yaşayan öğretmenler bulunmaktadır. Meslek grupları içinde öğretmenlik mesleği, AKP iktidarları döneminde sistematik bir şekilde aşağılara çekilmiştir. 2002 yılında en düşük devlet memuru maaşından yüzde 100 daha fazla maaş alan öğretmen, bugün en düşük devlet memuru maaşını almaktadır. Öte yandan, tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır. İktidarın taşeronluğunu yapan Hükümet-Sen kendi kadrolarına yer açabilmek için bu kıyımda etkin rol almıştır. Çağdaş, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin kapıkulu zihniyetine uygun yöneticiler atanmıştır. Yine AKP iktidarı, 15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimini fırsat görerek bir tasfiye süreci başlatmış görülmektedir. FETÖ’yü temizleme bahanesiyle girişilen uygulamalar, muhalifleri yok etme girişimlerine dönüşmüştür” denildi. 

 
“Grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyoruz”
Açıklamada; “Görevden almalarla var olan öğretmen açığı daha da artmıştır. Bu tabloya rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamasından vazgeçmiş mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getirmiştir. Sözleşmeli öğretmen alımı için düzenlenen, sözlü sınavda ise öğretmenlere  ‘Reis deyince aklınıza kim geliyor’, ‘Peygamberimizi çocuklarınıza anlatır mısınız?’, ‘Amin alayları nedir?’ soruları yöneltilmiştir. Bu durum mülakatta aranan temel ölçütün yandaşlık olduğunu ortaya koymuştur.  Eğitim-İş, kamusal bir hak olan eğitimin niteliğini düşürecek sözleşmeli öğretmen uygulamasını yargıya taşımıştır. Eğitimin ulusal, bilimsel, laik ve kamusal esaslara dayandırılmasını, her aşamasında parasız olmasını, öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını, eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini, gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını, eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini, okullarda ‘kölelik sistemi’ veya ‘mevsimlik işçi’ olarak adlandırılan ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesini, ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini, eğitimde etnik kimlik ve mezhep-tarikat gibi kimlikleri öne çıkartacak ithal müfredat programları yerine, ulusal, laik, bilimsel ve halktan yana programlar uygulanmasını, eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grev ve toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyor; yaşadığımız bütün sorunlara rağmen bütün öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” ifadelerine yer verildi.

“20 bine yakın Eğitim Sen üyesi cezai yaptırım”
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü nedeni ile Eğitim-Sen Çanakkale Şube Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada ise; “5 Ekim, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO ve ILO tarafından 1994 yılında Dünya Öğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir. 1994’ten bu yana her yıl 5 Ekim tarihi yüzden fazla ülkede “Dünya Öğretmenler Günü” olarak kutlanıyor. Eğitim Sen, yıllardır 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü üyesi olduğu Eğitim Enternasyonali’ne üye ülkelerle eş zamanlı olarak kutlamaktadır. Dünya Öğretmenler Günü’nün geçmişi, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim 1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın alınmasında yatmaktadır. Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan tarihi kararla öğretmenlerin toplumsal statüsüne yönelik önemli bir adım olmuştur. Öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi, uluslararası düzeyde belgeleyen, öğretmenlerin tüm sorunlarını ele alan ve durumlarını tüm ayrıntıları ile düzenleyen kararın yıldönümü olması nedeniyle 5 Ekim tarihinin öğretmenlik mesleği açısından evrensel bir önemi vardır. ‘Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı’, öğretmenlerin konumlarını güçlendirmeyi, haklarını geliştirmeyi ve korumayı amaçlarken, aynı zamanda uluslararası düzeyde yapılmış bir toplu sözleşme niteliği taşımaktadır. 145 paragraftan oluşan belge, öğretmenlik mesleğinde işe alınma, işe alınmada seçme ve formasyon, mesleğe hazırlık, değişik düzeydeki öğretmenlerin mesleki sorunları, iş güvencesi, öğretmenin hak ve sorumlulukları, disiplin işleri ve mesleksel bağımsızlık gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca ücret, çalışma süreleri ve koşulları, özel izinler, araştırma izinleri, tatil, eğitim-öğretim yardımcı personelleri, sınıf mevcutları, öğretmen değişimi, uzak bölgelerde ve kırsal kesimde çalışan öğretmenler ile ilgili özel düzenlemeler, aile yükümlülükleri olan öğretmenlerle ilgili düzenlemeler, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik gibi konular da bu belge kapsamındadır. Sendikal faaliyetleri yasa dışı bir şekilde suç kapsamına almaya çalışan MEB’in zorlaması ile 20 bine yakın Eğitim Sen üyesi cezai yaptırımlar üzerinden yıldırılmaya çalışılmaktadır. 12 Eylül darbesi sonrasındaki süreç dahil, geçmişte yaşanmış darbe dönemlerinde bu kadar yoğun ve kapsamlı öğretmen kıyımı yaşanmamıştır. 12 Eylül darbecileri 3700 öğretmeni ihraç ederken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edilen öğretmen sayıyı 28 bin 163’tür. 15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması halinde yaşanacak ne varsa, geçtiğimiz 2,5 ay içinde birebir yaşanmakta, kamuda ve eğitimde yaşanan ihraçlar ve açığa alma uygulamaları ile 1 milyonu aşkın öğrencinin eğitim hakkı Hükümet-MEB işbirliği ile fiilen engellenmektedir” ifadeleri kullanıldı.

“Bedeller ödemeye mahkum edilmek isteniyor”
Eğitim-Sen’in açıklamasında; “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü hukuksuz ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle okullarından ve öğrencilerinden fiilen koparılan on binlerce eğitim emekçisi büyük bir burukluk, endişe ve gelecek kaygısı içinde karşılamaktadır. Bir taraftan ihraçlar ve açığa almaların yarattığı mağduriyetler artarken, sözleşmeli öğretmen atamalarında yapılan mülakat sınavlarında sorulan siyasi içerikli sorular üzerinden yapılan adaletsiz değerlendirmeler, darbe soruşturmalarında yandaşlar kollanıp korunurken, yandaş olmayanların ötekileştirilip dışlandığı tehlikeli bir süreç yaşanıyor. Ömürleri darbelere karşı mücadele ile geçmiş, her darbenin ardından en ağır bedelleri ödeyen eğitim ve bilim emekçileri yeniden büyük bedeller ödemeye mahkum edilmek isteniyor. Yanlış eğitim politikalarına karşı muhalefet eden eğitim emekçilerine, darbecilerin başarılı olması halinde yapılacakların bizzat sivil iktidar eliyle hayata geçirilmesini onaylamamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak, dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyor, yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” ifadelerine yer verildi. (Haber Merkezi)
Paylaş