Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, dün gazetecilerin sorularını yanıtladı. 15 Temmuz akşamı gerçekleştirilmek istenen ancak engellenen darbe girişimi ile ilgili olarak, gençlerin tavırlı olması gerektiğinin altını çizdi. Kendine “Yurtta Sulh Komitesi” adını veren ve Gülen Cemaati ile bağlantılı olduğu ileri sürülen üst düzey askeri yetkililerin başlattığı darbe girişimi ile ilgili olarak açıklamada bulunan Başkan Gökhan, “Gençlik haksızlıklara karşı tavır koymalı, hiçbir şeyden korkmamalıyız ki; işte böyle darbeler olmasın. Bu sinmişliğin sonucudur. Daha önce sesimizi daha güçlü yükseltmiş olsaydık, bunları yaşamazdık. Atatürk’ü yok etme planlarına şiddetle karşı çıkmalıyız. Bunun temeli, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’dir” dedi.
“Yasalarımızda idam yok”
“İdam ile ilgili olarak; biz AB üyeliği için çaba gösteren bir ülkeyiz” diyen Başkan Gökhan, “İdamın kaldırılma süreci de Avrupa birliği üyelik sürecinin bir parçasıdır. Dolayısıyla olayın bu boyutu böyle. Demokrasilerde idam cezası pek sağlıklı bir yöntem olarak görülmemektedir. Ama neden idam cezası istenildiği noktasına geldiğimizde bu son darbe olayı ile gündeme geldi. Yalnız bu darbe olayı olduğunda idam cezası ortada yoktu. Ceza yasalarında geriye doğru yasalar işlemez. Siz bir yasa çıkarırsınız, o zaman işler. Ama bu da hukuku ayaklar altına almak demektir. Bunun yerine eşdeğer cezalarımız var. Ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi” şeklinde konuştu.
“Güvenlik zafiyeti olduğu görülüyor”
Başkan Gökhan, güvenlik zafiyeti konusuna da değinerek; “İnsanları hemen suçlamamamız lazım. Eğer gerçekse, bunun çok daha önceden biliniyor olması gerekirdi. Ben bütün darbeciler ile ilgili söylüyorum. Şu gün itibariyle darbeci dediğimiz bir fiil bu işin içinde olan herkesin biliniyor olması gerekirdi. Güçlü bir devlet bu durumu önceden biliyor olmalıydı. Ben bu noktada bir güvenlik zafiyeti olduğunu düşünüyorum. Kurumlar arasında, askeriyede, adliyede, emniyette bir güvenlik zafiyeti olduğu ortaya çıktı” dedi.
“Çok fazla abartılmamalı”
Gökhan, “İyi ki bu başarılı olamadı. Büyük felakete giderdi, iç savaşa giderdi. Olmadı, şükretmemiz lazım. Bunu sahiplenmemiz lazım, ama bunu sahiplenirken de geçmişin hesaplaşmasını da unutmamamız lazım. Çok fazla abartılı kutlamalara falan da gerek yok. Kutlanacak bir şey yoktur. Düşünülüp, şapkanın öne konulacak zamandır. Evet sevinçliyiz, buna hep birlikte karşı çıktık. İlk defa bir darbede Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. İlk defa! Bunun bir anlamı vardır, bunu da ileride tartışacağız. TBMM’nin bombalanması çok şeyi ifade eder” dedi.
“Şeriatçı görüntülerin ortaya çıkmasını engellemek hükümetin görevi”
Gökhan, son olarak askerlerin sakallı sivil kişilerce darp edilip cezalandırılması ile ilgili soruya ise; “Bunları engellemek hükümetin görevi. Bunları da izliyoruz tabii. Ama askerlere yapılan şiddetin de cezalandırılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü, biz hiçbir darbeye, o da bir darbedir, taraftar olamayız. Hepimiz askerlik yaptık; erler, emir komuta zincirinin en altında yer alırlar. Her emire uymak zorundalar. Ona o emri veren önemlidir. Yargılanabilir, ‘Niye bu emre uydun?’ denebilir. Ama sen kendi kendine hüküm verip, o çocukları darp edemezsin. Onlara infazda bulunamazsın. Bir kere bu kesinlikle bir hukuk devleti ile, insan hakları ile bağdaşmaz. Sen durdurabilirsin, engellersin, ama asla cezalandırma olamaz, böyle bir şey yok. Buradan fırsat ile böyle gerici, şeriatçı görüntülerin de ortaya çıkmasını engellemek bu hükümetin görevidir. Eğer aynı hataya devam ederlerse bu o zaman başka darbelere, sivil darbelere yol açar. Yanlış yerlere götürür. Bizim bundan ders almalıyız. Biz Atatürkçü, sosyal, demokrat, cumhuriyetçi bir ülke istiyoruz, iktidar istiyoruz. Bunu sağlayabileceğimize de inanıyorum” şeklinde konuştu.
(Seçkin Sağlam)