2015 yılının son gününde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu tarafından açıklanan asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması konusunda Çanakkaleli vatandaşların görüşlerini aldık. 1 Ocak itibariyle 1300 liraya çıkarılan asgari ücret birçok vatandaşı memnun etmedi. Vatandaşlar, yeni yılla birlikte asgari ücrette yapılan zamla birlikte birçok tüketim ürünü ve elektrik, doğal gaz gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamla, asgari ücrete yapılan zammın hiçbir anlamı kalmadığını belirtiyorlar. Vatandaşlar, asgari ücrete yapılan zammın hayat şartlarının araştırılarak, insanların refah içerisinde yaşayabilecekleri ve yoksulluk sınırının üstünde bir ücret belirlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Vatandaşların asgari ücretle ilgili görüşleri şöyle:
Adnan Elmas: Asgari ücret daha bin 300 olmadan zamlar geldi. Her yılbaşı mutlaka zam oluyor. 300 lira fark verdiler, ama 1300 lira yine yetersiz. 2 bin lira olsa bile yetersiz. Hükümetler başka şeylere para buluyorlar, ama emekçinin karşılığını bir türlü veremiyorlar. Emekliyim, aynı zamanda çalışmama rağmen hala zor geçiniyorum. Emeklilere de 100 lira civarında bir zam oldu, ancak elektrikten, doğal gazdan, daha almadan gitti para. Bu bizim ülkemizde hep böyle oluyor. Asgari ücret eskiden yüzde 4-5 artıyordu, şimdi biraz fazla verdikleri zaman, bunu sanki büyük bir olaymış gibi gösteriyorlar. Sen zam verdin, ama elektriğe, doğal gaza, sigaraya, alkole yaptığın zamlarla bunu zaten geri alıyorsun. Özelikle elektriğe yapılan zam çok yüksek. Üretim olmadığı için bu hale geliyoruz maalesef. Hiçbir şey üretemiyoruz. Üretimde en büyük pay sahibi olan emekçilerin hakkını vermiyoruz. Çalışma saatleri yasal olarak 8 saat olmasına rağmen, işçiler 11 saat çalıştırılıyor. Devlet bu iş yerlerinden bunun hesabını niye sormuyor? Bütün ülkelerde her zaman zenginlerle, iş adamlarıyla hükümetler işbirliği içindeler. Sen ne dersen de, kendi inandığın partine oy at, sonuç seçimden önce mutlaka belli. Öyle olmasa zaten bu halde olmazdık. Zaten bir ülkede kapitalistler, zenginler olduğu sürece bir ülkede sosyal adalet olmaz. Bunlar ikisi aynı masada bölüşüyorlar, halkın gözüne şirin gözükmek için arada kapışıyorlar. Ama yine kapalı kapılar ardında yine aynı sözleşmeler yapılıyor.

Emin Ergun: Asgari ücreti bin 300 lira yaparken, patronlara yapılan kıyak 110 lira. İşçi emeklisine 100 lira verdiği zaman kaynağı nereden bulacağız diye düşünürler. Tahvillerden ve borsa senetlerinden bir düzenleme yaparak 150 milyar lira bir çıkar daha yaptılar patronlara. Hiç kimsenin gözünü boyamaya kalkmasınlar, biz işçi dostuyuz diyerek. Resmen açıklasınlar, biz patronların partisiyiz desinler. Yalnızca elektriğe yapılan zamla bu verilen zamları yine geri aldılar bir ayda. Bu yapılan zamdan sonra bütün diğer geniş bir yelpazeye zam gelecektir. Konut kiralarına, doğal gaza zaten gizlice yaptılar. Yani yerinde kalsaydı, hiçbir şey yapmasalardı, çalışanlar için her halde daha iyi olacaktı.

Mustafa Topalsoy: Yapılan bu zam devlet politikası tabi. İnsanlara müstahak. Sandık başına gittiklerinde oy vermesini biliyorlar. Tabi onların yanında biz de katlanıyoruz buna. Yani zammı yaptılar, ama tüketim maddelerine yapılan zamlardan sonra, insanlar tam tost yerken yarım tost yiyecek, simit yemek zorunda kalacak. 1300 lira İstanbul piyasasını geçiyorum, Çanakkale piyasasında bile, eğer ev kirası ödüyorsa bırakın 4 kişilik bir aileyi, 2 kişilik bir aile olsa bile geçinemez. Ya eşi temizliğe gidecek ya da başka bir yerde çalışacak. Fuhuş olayları her geçen gün daha da artıyor. Neden kaynaklanıyor bu, ekonomik sıkıntılardan kaynaklanıyor tabi ki de. 1300 lira zamdan sonra insanların alım gücü artacak deniyor, ama elektriğe yaptığı zammı, tüketim maddelerine yapılan zammı hiç hesaplayan yok. doğru orantı da mı yapılmış oluyor şimdi bu zam. İlk önce onun orantısını bulmak lazım. bizim sivil toplum örgütleri bunu bir gerçekleştirsinler bakalım. Koltuğa oturdular mı kalkmak bilmiyorlar. Bir araştırsınlar bu oranı. Şimdi elektriğe 6.8 zam oranından bahsediyorlar. Sen şimdi kalkıp, işçine emekline bu oranda zam yaptın mı? İçkiye yapılan zam keza. Hadi içkiyi parası olan içsin diyelim, sahte içkilerden insanlar ölüyor. İnsanları bu tip yollara yönelmek zorunda bırakıyorlar. İnsanlar kaçağa yöneldi artık. Eskiden seksenli yıllarda insanların kaçak sigaralara yöneldiği gibi, şimdi insanlar yine kaçak ürünlere yöneliyor. Bu önlenemez. Rant paylaşılıyor nasıl olsa. Yani sonuç olarak olan yine işçiye oldu. Bu kadar yapılan zam patronları ne kadar etkileyebilir ki. İnsanlar gidip yine simitçilerde karnını doyuracak.

Yusuf Ay: Biz öğretmen emeklisiyiz tabi, ama şimdi benim kişisel fikrim, her yıl bazı kurumlar, kuruluşlar, işçi sendikaları, işveren sendikaları araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalara göre, bizim asgari ücret dediğimiz şey, yoksulluk sınırının altına denk düşüyor. Yani kişisel fikrime göre, bu sınırın altına düşülmesi, yaşamı çok zorlaştırıyor. Yeterli değil bu. Asgari ücretten söz edilirken biraz daha bilimsel yaklaşılmalı. İnsanların doğal ihtiyaçları var, yeme, içme, barınma, sağlık, eğitim gibi. Hatta ayda bir de olsa sinemaya, tiyatroya gidebilmeli insanlar. Bütün bunlar, bilimsel araştırmalar yapılmadan, masalara oturuluyor, bilek güreşine tutuluyor ve bizde de demokrasinin ayakları eksik olduğu için, sivil örgütlenmeler, emekçilerin örgütlenmeleri yeterli olmadığı için ve tam demokrasi bu ülkede oturmadığı için, hukuk devleti olmadığımız için, bütün bunlar yaşamı kolaylaştıracağı yerde zorlaştırıyor. Asgari ücret işte 1300’e çıktı, ama hemen arkadan zam geldi. Bu belki seviyeyi öncesinden de daha aşağıya düşürebilir. Bunun tek çaresi örgütlenmek, birlikte hareket etme, bir araya gelmek. Yani batıda olduğu gibi, insanların sinema, eğlence ihtiyaçları dahi hesap edilmeli. Bir de ailelerin durumları farklı. Asgari ücretle geçinen aileler hesap edilmeli. Biz AB’ye niçin girmek istiyoruz? Daha demokrasi olan bir ülkede yaşama, hukukun geçerli olduğu bir ülkede yaşamak, özgürlüklerin olduğu bir ülkede yaşamak için onları örnek almışız. Evrensel insan haklarına sahip olmak istiyoruz. Hayatta daha güzel yaşamak istiyoruz. Bütün bunları hesap etmek ve iktidarları da buna zorlamak lazım. Gökten mucizeler gelmiyor. Bir takım güzel insanlar iktidara gelecek de, bizi görecek. Böyle bir şey yok. Gökten mucize gelmiyor. Dünya tarihinde de böyle bir şey yok. Batıda da böyle bir şey olmadı. Demokrasi kök salmış, yaşamlarından bir şeyler eksilince bir araya geliyorlar ve haklarını böyle elde ediyorlar. Öyleyse o metotları, bu ülkede de yapmamız gerekiyor.
(Burhan Mert Balcı)