yusuf@canakkaleolay.com
Son bir ay içinde Çanakkale’miz tam dört büyük yangınla boğuştu.
Merkeze bağlı Sarıcaeli köyünde, Bayramiç ilçesinde, Kepez beldesinde ve Gelibolu’da çıkan orman yangınları sonucunda toplam 5 bin 236 hektar ormanlık alan küle döndü. Sadece ağaçlarımız değil; nefesimiz, geleceğimiz, hatta yaşam alanlarımız da bu ateşin içinde büyük yara aldı.
Yangınlarda elbette çok şey gördük. Yerel yönetimlerin çabasını, STK’ların gayretini, vatandaşların omuz omuza mücadelesini… Ama en çok gördüğümüz şey, itfaiye personelinin gözünü kırpmadan verdiği destansı mücadeleydi.
İtfaiyecilerimiz günlerce, gecelerce, mesai kavramı olmadan yangının içinde koştular.
Bir yanda araçlarının kenarında yorgunluktan uyuyakalan kahramanlar, diğer yanda kendi ailelerini ikinci plana atıp "önce vatan" diyerek alevlerle savaşan yiğitler…
Çanakkale, tarih boyunca kahramanların toprağı oldu. Dün bu toprakları düşmana karşı savunanlar vardı, bugünse ormanlarımızı, köylerimizi, şehirlerimizi alevlere karşı savunanlar var.
İtfaiye personelimiz bu mücadelenin isimsiz kahramanlarıdır.
Evet, teşekkür etmek önemli.
Ama teşekkür tek başına yeterli değil. Çünkü bu insanlar sadece işlerini yapmadı; canlarını hiçe sayarak, terleri kurumadan görevlerini sürdüler.
Ben diyorum ki:
Bu kahramanlar bir maaş ikramiyeyi sonuna kadar hak ediyor.
Bu, onların yorgun omuzlarına bir nebze olsun moral katacaktır.
Bu, verilen emeğin küçücük de olsa karşılığı olacaktır.
Buradan sesleniyorum:
Bu ikramiye, sadece bir para meselesi değildir.
Bu, bir teşekkürün somut halidir.
Bu, yangınla mücadelede gösterilen kahramanlığın devlet ve millet nezdinde kabul edildiğinin işaretidir.
Çanakkale, şehitler diyarıdır. Bugün itfaiyecilerimiz de o ruhla hareket etmiştir. Onların hakkını teslim etmek boynumuzun borcudur.
Unutmayalım:
Kahramanlarımızın teri kurumadan ödüllendirilmesi, sadece adaletin değil, vefanın da gereğidir.