havadurum

ÇOMÜ'de radyoloji asistanı canına kıydı! Hekimler acil çözüm bekliyor!

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde Radyoloji bölümünde asistan olarak görev yapmakta olan Ferhat Özgümüş dün intihar etti. Çanakkale Tabip Odası Başkanı Ayşe Güneş, “Yaşanılan sorunların bir an önce çözülmesi, gerekli adımların atılması resmi kurumların ve sağlık otoritelerinin yükümlülüğündedir” dedi.

1322

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde Radyoloji bölümünde asistan olarak görev yapmakta olan Ferhat Özgümüş, dün yaşamını yitirdi. İntihar ettiği öğrenilen Özgümüş için, Çanakkale Tabip Odası, ÇOMÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi önünde açıklamada bulundu. Tabip Odası Başkanı Ayşe Güneş, “Dün akşam saatlerinde genç bir meslektaşımızın ölüm haberi ile sarsıldık. ÇOMÜ Radyoloji bölümüne yeni başladığını öğrendiğimiz, henüz tanışma fırsatı bile bulamadığımız asistan hekim Ferhat Özgümüş, hayatının baharında iken yaşamına son verdi. Ailesine, sevenlerine ve tüm meslektaşlarımıza başsağlığı diliyoruz” dedi.

“Hekimlerin intihar oranının daha yüksek olduğu biliniyor”

İntihar sonucu ölümlerin hekimlerde daha yüksek oranda olduğunu kaydeden Güneş, “Hekimlerin yüksek oranda stres ve tükenmişlik yaşaması, kariyerleri ile ilgili yaşadıkları umutsuzluk, çalışma koşullarının giderek kötüleşmesi, yardım arama davranışlarında isteksizlik ya da ayrımcılık ve damgalanma sebebiyle ruhsal yardım başvurusunda bulunamaması, ölümcül araçlara erişim ve yöntemleri kullanma bilgisine sahip olmaları intihar riskini artırıcı faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır” sözlerine yer verdi.

“Hekim intiharlarını önlemeye yönelik politik müdahaleler etkinleştirilmiyor”

“Ülkemizde hekim intiharlarıyla ilgili bilgilerimiz kısıtlıdır” sözlerine dikkat çeken Başkan Güneş, “Hayatını kaybeden hekim sayısı, vaka bazlı değerlendirme raporları, verilerin sistematik şekilde işlenme ve analizi yapılamıyor, hekim intiharlarını önlemeye yönelik organizasyonel ve politik müdahaleler etkinleştirilmiyor” diye belirtti.

“Ruh sağlığının bozulması beraberinde tıbbi hataları da getirebilmektedir”

Güneş, “Ruh sağlığının bozulması beraberinde tıbbi hataları da getirebilmektedir. Hekimlerin meslek onuruna yakışır şekilde bir yaşam ve iş hayatı sürdürememesi, beraberinde yaşadıkları ruhsal zorlanmalar; kendi yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilediği gibi içinde bulundukları toplumu da, o toplumun hekime yönelik algı ve güvenle ilişkilerini olumsuz etkilemektedir” sözlerine yer verdi.

“Dünya çapında uygulanan programlar intihar hızlarını düşürmektedir”

“Hekimlerin yaşadığı ruhsal zorlanma ve intiharlar, tıp mesleği mensupları ilgilendirdiği kadar, toplumsal bir sorun alanı olarak hepimizi ilgilendirmektedir” sözlerinin altını çizen Güneş, “Hekimlerin psikolojik sorun yaşadıklarında kendilerini rahat hissetmeleri ve uygun yollarla ruhsal sağlık hizmetine ulaşabileceklerini bilmeleri; kişisel toplumsal düzeylerdeki desteği kolaylaştırmak için önemli bir adım olacaktır. İntiharı önlemek üzere dünya çapında geliştirilen ve uygulanan programlar, ruh sağlığını koruyucu ve güçlendirici müdahalelerin artışı, intihar hızlarını düşürmektedir. Bu düşüş, bizlere intiharın önlenebilir olduğunu göstermektedir” dedi.

“Hızla adım atılmalı”

Tabip Odası Başkanı konuyla ilgili hızla adım atılması gerektiğini kaydederek, “Hepimizi derinden etkileyen ve giderek artan sayıda intihar ve vefat haberleri; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı zorlu koşulların ve sorunların varlığını göstermektedir. Tüm dünyada intihar oranları düşerken hekimlerde intihar kaynaklı ölümlerin artması; hekimlerin yaşadığı mesleki ve ruhsal yük açısından tüm sağlık ve kamu otoritelerine sorumluluk yüklemektedir. Hızla atılması gereken adımlar ve koruyucu tedbirler şunlardır:

  • Ruhsal yük oluşturan çevresel sorunların ve sağlıkta şiddetin önlenmesi,
  • Ruhsal zorluğa neden olan mesleki zorlukların azaltılması, iş yükünün insani ve tıbbi gerçeklere göre planlanması,
  • Liyakat temelli idari yapılanma oluşturularak hekimlerin emek ve motivasyon kaybı yaşamalarının engellenmesi,
  • Sosyal destek ve temasın artırılması için, sosyal etkileşim-iletişim imkan ve mekanlarıyla kendilerine zaman ayırabildikleri çalışma ortamlarının yaratılması,
  • Emeklerinin ve mesleki sorumluluklarının karşılığını alabildikleri, izin alırken çekinmeyecekleri, gelecek ve geçinme kaygısı yaşamayacakları güvenceli bir iş, düzenli ve sabit bir maaş sisteminin sağlanması,
  • Sağlık kuruluşlarında mesleki dayanışmayı ön planda tutan, ruhsal zorluk yaşayan meslektaşını koruyan idarecilerin görev yapması,
  • Mesleğe bağlı ruhsal sorunları, mesleki risk ve hastalıkları gören bir yerden, çalışanların tedavi ya da yıpranma haklarının tanımlanması,
  • Ruhsal destek hakkı ve zaman diliminin hekimlere tanınması,
  • Çalışan ruh sağlığı için önleyici ve koruyucu ilkelere uygun ulusal çapta bir eylem planı oluşturulması,
  • Bu amaçla başta Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere sendika ve meslek derneklerinden görüş alınması.

Yaşanılan sorunların bir an önce çözülmesi, gerekli adımların atılması resmi kurumların ve sağlık otoritelerinin yükümlülüğündedir. Geciktiğiniz, her bir dakika; bir meslektaşımızın daha ölümüne, bir sağlık personelinin daha tükenmesine ve hayatını kaybedecek noktaya hızla yaklaşmasına yol açmaktadır” dedi.

(DAMLA YELTEKİN)
Paylaş