yandexmetrikacounter
Konfeksiyon sektörüne direnen terziler; En | Çanakkale Olay

Konfeksiyon sektörüne direnen terziler; En büyük sorun; yeni ustaların yetişmemesi…

Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan terzilik, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte gelişen konfeksiyon sektörü ile yok olmaya yüz tutuyor. Terziler, gelişen konfeksiyon sektörüne karşı direnmeye çalışırken, artık elbise dikiminden daha çok tadilat işleri yaptıklarını ve bu meslekte yeni insan yetişmediğini belirtiyorlar.

605

İnsanlık tarihinin en eski mesleklerinden bir olarak gösterilen terzilik, konfeksiyon ürünlerinin gelişmesi ile birlikte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Konfeksiyonun gelişimi ile birlikte üretilen ürünlerin daha ucuz olması sebebi ile vatandalar konfeksiyon ürünlerine yönelirken, terziler ise konfeksiyon karşısında direnmeye çalışıyorlar. Çanakkale’de terzilik yapan esnaf, eskiden konfeksiyon ürünlerinin bu kadar yaygın olmaması sebebi ile insanların gündelik kıyafetlerini bile kendilerinin diktiklerini, konfeksiyonun gelişiminden sonra ise artık takım elbise bile dikmediklerini belirtiyor. Terzilik mesleğinin artık daha çok tadilat işine dönüştüğünü belirten esnaf, konfeksiyonun gelişimi sonrası yeni neslin terzilik mesleğine ilgi göstermediğine ve yeni insanlar yetiştiremediklerini belirtiyor. Esnaf, dünyanın en eski mesleklerinden biri olarak gösterilen terzilik mesleğine sahip çıkılmasını ve devletin bununla ilgili bir şeyler yapması gerektiğini ifade ediyorlar. 

 
Terzilerin görüşleri şöyle:  
Nezahat Dinçer - Özlem Bayan Terzisi: Ben 40 yıldan bu yana terzilik mesleğini yapıyorum. Tabi ki konfeksiyon daha da geliştiği için elbise dikimlerini daha çok özel isteyen vatandaşlar için yapıyoruz veya da vücudu deforme olan kişiler için elbise dikiyoruz. Daha çok özel giyim isteyenler için çalışıyoruz. Tabi ki gençlerimiz artık terziliğin ne olduğunu bilmiyor. Terziliği tadilat olarak görüyorlar. Artık herkes moda evi yazıyor kapılarına, ama sırf tadilat işi yapıyorlar. Maalesef ki Çanakkale’de böyle. Yaptığımız işlerde yoğunluk mevsimine göre değişiyor. Yaz sezonlarında daha çok iş oluyor. Şimdi mesela abiyeler artık çok standart. Herkeste aynı model, aynı şeyler olduğu için biz özel isteyenlere dikiyoruz. Düğün mevsiminde olduğumuz için yaz sezonunu daha yoğun geçiriyoruz. Eskiden bayramlarda, ramazanlarda çok sıkışık olurduk. Eskiden konfeksiyon bu kadar yoğun olmadığından dolayı vatandaşlar günlük kıyafetlerini dahi terzilere diktiriyordu. Yani daha fazla iş oluyordu. Ama şimdi insanlar günlük giyeceği kıyafetleri konfeksiyondan alıyor. Çünkü konfeksiyoncular ürettiklerini daha ucuza mal ediyorlar ve vatandaşlara daha uygun geliyor. Kumaşları kaliteli değil, vatandaş bunu düşünmüyor tabi ki de. Çünkü maddi olarak düşündükleri için ucuza kaçmak zorundalar. Çünkü terzide yapılan işler hazır ürünlere göre biraz daha pahalı oluyor. Artık maddi durumu iyi olanlar daha çok terzilerde elbise diktirebiliyorlar. Eskiden ben Bandırma’da bu işi yapıyordum. Orada çalışırken yanımda bir tane çırak yetiştirdim. Yanımda 3-4 sene kadar çalıştı. Hatta Bandırma’daki dükkanımı da ona bırakıp geldim Çanakkale’ye. Lise mezunu idi ve bilinçli olarak sıfırdan başladı bu işe. Bandırma’dayken çıraksız kalmıyorduk, geliyorlardı. Çanakkale’ye geldikten sonra burada öyle bir şeyin olduğunu görmedim. Genelde daha çok yalnız çalışıyorum, ama ara sıra ufak tefek işlerde yardım edenler oluyor. Çok fazla sürekli olarak çalışan yok. Artık millet sıkılıyor çünkü terzilik mesleğinden. Bu özel bir meslek ve zevk alarak yapılması gereken bir şey. Ben fason çalışmadığım için zevk ile çalışıyorum. Diktiğim her şeyde özellik arıyorum ve kendime dikermiş gibi dikiyorum. Değişik şeyler yaptığım için de hoşuma gidiyor. Hoşuma gitmese zaten bunca senedir bu mesleği yapmam.    
 
Faik Ceylan-Ceylan Terzi: 46-47 yıldan beri bu mesleği yapıyorum. Artık eleman yetişmiyor. Bizim meslekte artık elemanın yetişme şansın da zor. Konfeksiyonun gelişmesi terzilik mesleğini biraz daha tadilata dönüştürdü. Terzilerin yüzde 99’u tadilat işi yapıyor şu anda. Yani yeni yetişen Çanakkale’de artık bir yada iki kişidir. Bu mesleğe ilk başladığım zamanlarda kömür ütüsü ev ayaklı makinalarda çalışıyorduk. Makine sistemleri de yoktu. El işçiliği vardı. El işçiliği daha çok olduğu için bir terzide en az 7-8 kişi çalışırdı. 10 kişiye kadar çıkardık. Dükkanlar küçük olduğu için içeri bile giremezdik çoğu zaman. Müşteri fazla gelirse kalfalar dışarı çıkmak zorunda kalırdı. Benim ilk zamanlarımda bir ustanın yanında 45’e yakın kalfası vardı. En az 3 ay önceden sipariş alınırdı. İnsanların yüzde 90’ı kıyafetlerinin diktiriyordu. Konfeksiyonun gelişiminden sonra bizim işimiz de yavaş yavaş bitti. El işçiliği ile konfeksiyon üretimi tabi ki de farklı. Konfeksiyonda ne yapıyorsun? Bir parçayı bin tane birden kesiyorsun. Sen ne yapıyorsun? Bir tane kesebiliyorsun. Prova yapıyorsun. Provalarda bir takım elbiseyle en az 4 gün uğraşıyorsun. Onun yanında onlar takım elbiseyi 200 liraya satabilirken, sen o fiyata satarken yevmiyen 50 liraya gelecek ve daha bununla dükkan kiranı ödeyeceksin. Bunun için de artık pek çırak yetiştirilemiyor. Biz şu anda konfeksiyon ve tadilat ağırlıklı olarak çalışıyoruz. Yani fazla dikim almıyoruz. Zaten yaptığın emeği kurtarmıyor. Vatandaş diyor ki, 150-200 liraya bir yerde takım elbise var diyor mesela. Biz ne yapacağız? Zaten 100-150 lira kumaşı tutacak. 500 lira da işçilik alsan diyelim, 650 lira. Onun için vatandaş da daha çok konfeksiyonu tercih ediyor. Bu nedenden dolayı da Türkiye’de hiçbir kimsenin terzi olarak yetiştiğini de zannetmiyorum. İnsanlar konfeksiyonda çalışıyorlar. Bir tanesi kolunu yapar, bir tanesi kemer diker, bir tanesi pantolonun ağını yapar, bir tanesi yanını yapar. Artık sıfırdan elbise yapmayı bilen yok. Uzun vade de elemanın da yetişeceğini zannetmiyorum.   9-10 yaşında çalışmaya başlasalar, ancak 10 yılda tam olarak öğrenebilirler bu mesleği. Şu anda insanların 10 yılda bu işi öğrenebilecekleri zaman yok. 9-10 yaşında bu mesleği öğrenmek için başlamak lazım iyi bir sanatkarın yanında ki, artık iyi sanatkarlar da kalmadı. Ben mesela 55 yaşındayım. Çanakkale’de bu meslekte benden sonra yetişen yok. Yetişenler tabi var da bir takım elbiseyi sıfırdan dikebilecek olan yetişmedi. Bu mesleğe sahip çıkılması lazım. Bunun için devletin de sahip çıkması lazım. Yani sanatkarlara sahip çıkması lazım. Terzilik en eski mesleklerden bir tanesi. 1800’lü yıllardan bu yana diyorlar.
(Burhan Mert Balcı)
Paylaş