_resize.JPG)
Yeni yıla sayılı günler kala, Mahal Sanat Galerisi yeni yıla merhaba gecesi düzenledi. Uluslararası Çanakkale Bianeli Direktörü Seyhan Boztepe ve Küratör Deniz Erbaş’ın ev sahipliğinde düzenlenen gecede, Çanakkale’nin sanat dünyası, politikacıları ve tanınmış isimlerinin bir araya geldi. Gecede, konuklar ülkede yaşanan sorunlara değinerek, 2016 yılında bu sorunların sonlanması dileklerinde bulundular. Gecenin açılış konuşmasını, etkinliğe ev sahipliği yapan Uluslararası Çanakkale Bianeli Direktörü Seyhan Boztepe gerçekleştirdi. Boztepe açılış konuşmasında; “Burada çok geniş bir yaş aralığında dostlarımız var bu gün. Burada toplanma sebebimiz, bir başka sıkıntı, etkinlik olmadan bir araya gelmekti, bunu uzun zamandır istiyorduk. 2016 yılına giriyoruz, yeni yıla birlikte girelim istedik, biraz erkende olsa Mahal’in çatısı altında özel ve sıcak bir akşam yaşamak amacıyla. Çanakkale’de ne kadar mümkün bilmiyorum, ama uzun zamandır birbirini görmeyenleri bir araya toplamak istedik. Biliyorsunuz ki, ülke çok sıkıntılı günler geçiriyor. Bütün dileklerimiz önümüzdeki yıl bu sıkıntıları bir an önce aşmak, insanlar bir an önce herhangi bir rahat ülkede nasıl yaşıyorsa, sıradan hayatlarını nasıl sürdürüyorsa, bizim ülkemizde yaşayan insanların da öyle yaşamasını diliyorum. Bu küçük zaman diliminde en azından bütün bu sıkıntılardan soyutlayıp kendimizi, özel bir an geçirmek ve en azından bu süre içerisinde bazı düşüncelerden uzaklaşmak niyetindeydim, ama bu mümkün olmuyor” dedi.
_resize.JPG)
“Mücadele etmek de çok kolay olmuyor”
Boztepe’nin yaptığı konuşmanın ardından, geceye katılan konuklar söz alarak, yeni yıl dileklerini dile getirdi. Geceye katılan CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, etkinlikte yaptığı konuşmada ülke gündemine değinerek; “Gerçekten hak ve özgürlükler, hiçbir dönemde olmadığı kadar tehdit altında. En temel, en kutsal hak yaşama hakkıdır, ama görüyorsunuz ki, birçok sivil masum insan evlerinde öldürülüyor. Yani askerlerimiz ölüyor, polislerimiz ölüyor, sivil insanlarımız ölüyor, masum insanlar ölüyor, çocuklar ölüyor. Böyle bir tablo var. Tutuklu gazeteciler var, Silivri’de ziyaret ettik kendilerini, hepsiyle görüştük. Kitaplar hakkında mahkemelerden toplatma kararları çıkarılıyor. Kitaplar, dergiler toplatılıyor. Böyle bir tablo önümüzde duruyor. Demokrasi ve özgürlükler hakkında maalesef, otoriterleşen bir yapı karşısında mücadele etmek de çok kolay olmuyor. Onun için toplumda tam bir ayrışma, umutsuzluk ve mutsuzluk hakim” dedi.
“Duygusal kopuş yaşanıyor”
Gün geçtikçe toplumda oluşan kutuplaşmanın artığını belirten Erkek; “Şöyle bir sorun oldu artık ülkemizde son yıllarda, mesela Ankara Katliamında 102 kişi yaşamını yitirdi, toplumun bir kesimi derin bir acı yaşıyor, toplumun diğer bir kesimi de seviniyor. Maalesef böyle bir tablo var artık Türkiye’de. Bunu o kadar net görüyoruz ki, sizlerde görüyorsunuz. Biri çıkıp diyor ki, ‘ne olacak, Alevi Komünistler öldü orada’ diyor mesela. Güney Doğu’da yaşanan sorun, hepimizi derinden etkiliyor. Etkilememesi mümkün değil elbet. Orada artık bir duygusal kopuş başladı. Bizim milletvekillerimiz de bölgedeydi, döndüler, geldiler. Orada muhtarlarla görüştüler, tabi barikatları aşıp, içeriye giremediler, ama muhtarlarla, esnaflarla görüştüler. İçeriden dışarıya çıkabilen insanlarla görüştüler. Tam bir duygusal kopuş yaşanıyor, bu iyi bir şey değil. Maalesef bu noktaya geldik, ama her şeye rağmen umarım 2016 yılında vicdan, sağduyu hakim olur” ifadelerini kullandı.
“Can Dündar’ları da oraya kattılar”
Parlamentonun çoğulcu değil, çoğunlukçu bir anlayışla işlediğini belirten Ekek; “İşte ben parlamentonun içindeyim. Parlamentodan çok bir şey beklemek gerçekçi değil maalesef. Bu çok kötü bir şey. Mesela bir önerge veriyoruz. Diyoruz ki, ‘parlamentoda grubu bulunan partilerden hepsinden eşit sayıda insan alalım, bir komisyon oluşturalım, gidelim Güney Doğu’ya diyoruz. Gidelim yerinde inceleyelim, bakalım, yerinde gözlemleyelim, ne oluyor, ne bitiyor diye. Sonra parmaklar kalkıyor, hayır! Böyle bir tablo var. Çoğunlukçu bir anlayış olduğu için, çoğulcu değil, çoğunlukçu bir anlatış olduğu için maalesef bir şeyleri gerçekleştirmek çok zor oluyor. buna rağmen sivil toplum örgütleriyle beraber, insanlarla beraber mücadele etmemiz lazım. Artık tehlikeli görünen, farklı düşünen, muhalif görünen her sesi, şimdi bu paralel içerisine katacaklar, aynı bu geçmişte Ergenekon sürecinde yaşandığı gibi. İşte Can Dündar’ları da oraya kattılar. Başka insanlar da önümüzdeki süreçte katılacak ve dalga dalga gidecek, ama her şeye rağmen mücadele edeceğiz. Başka yapabileceğimiz bir şey yok” ifadelerini kullandı.
(Burhan Mert Balcı)