Öz, 24 Mayıs depremini sordu!

 Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, Güvenevler Barış Sitesi ile ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği sorularını TBMM Başkanlığına verdi. Öz, “Doğal Afet Sigortaları Kurumu web sayfası kullanıcıları siteye girdiklerinde;  ülkemizde geçmişte yaşanan depremlerde ev ve iş yerleri yıkılan ya da hasara uğrayan yurttaşlarımızın fotoğraflarının da kullanıldığı şu spotlarla karşılaşıyorlar. ‘Deprem sonrası tazminatımızı çok kolay bir şekilde aldık, hiç zorluk çekmedik. Hatta DASK bize en yakın bankayı bile kendi tespit etti ve ödemeyi o bankaya yaptı. DASK tam anlamıyla bir yatırım ve dar gün dostudur.’ 2011 Van Depremi - Yıldız Ahmet Alacan’ın hikayesi. ‘1 ay içinde bütün tazminatımı aldım. DASK,yerinde ve zamanında yanımdaydı. Herkesin mutlaka DASK yaptırması lazım’ 2011 Van Depremi – Salih Cebe’nin hikayesi. Kanunun 10. Maddesi: 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tâbi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle Devlet tarafından yaptırılan veya sağlanan kredi ile yapılan meskenler zorunlu deprem sigortasına tâbidir. Aynı maddenin 4. Fıkrası ise; Kurum, ilgili mevzuata ve projeye aykırı olarak inşa edilen binaları sigortalamama hakkına sahiptir. Kurum, taşıyıcı sistemi olumsuz yönde etkileyecek şekilde tadil edildiği veya zayıflatıldığı tespit edilen binaları sigortalamaz. Bu tespitin yapıldığı binaların listesi Kurum tarafından ilgili idareye gönderilir. İfadelerini içermektedir. Buna ilişkin olarak; 24.05.2014 tarihinde Çanakkale ilinde meydana gelen 6.5 şiddetindeki deprem sonrasında, Çanakkale Merkez Cevatpaşa Mahallesi’nde bulunan Güvenevler Barış Sitesi Bloklarındaki taşınmazlar kullanılamaz hale gelmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına Asos Yapı Denetim Ltd. Şti’nin tespit ve inceleme raporu doğrultusunda söz konusu binaların riskli olduğu ve “can güvenliği performans düzeyinin sağlandığı sonucu çıkarılamaz” şerhi işlenmiştir.  Buna ek olarak Çanakkale Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü “Ağır Hasarlı” olarak sınıflandırdığı bu binaların can güvenliği açısından ivedilikle tahliyesinin gerekliliğini tebliğ etmiştir. Bütün bu işlemler sonrası Çanakkale Belediyesince 81102984 sayılı yıkım kararı gereği binalar yıkılmıştır. Zorunlu deprem sigortası kapsamında poliçe yaptıran ve depremde konutları ağır hasar gören ve sonrasında yıkılan daire sahipleri yaptıkları başvuru neticesinde kurumun resmi web sayfasındaki gibi bir yaklaşımla hasarlarının ödeneceği varsayımı ile talepte bulunmuşlar ve talepleri reddedilerek kendilerine ödeme yapılmamıştır. Ardından mağdurlar avukatları aracılığı ile talep konularını yargıya intikal ettirmişler, DASK yargı tarafından poliçe limitlerini ödemeye mahkum edilmiş, ancak buna rağmen mağdurlara ödeme yapmayarak kararlara itiraz etmiştir. İtiraz gerekçeleri, hasarın depremden değil de kalitesiz malzeme kullanılmasından kaynaklı olduğu yönündedir. Ülkedeki yargı sürecinin uzunluğu ve dolayısıyla mağdurların haklarına kavuşmalarının gecikmesi neticesinde mağduriyetlerinin ne kadar arttığı ortadadır. Evleri yıkılan bu mağdurlar, yıkılan evleri için zamanında krediler çekmişler, evleri yıkılmalarına rağmen kredi borçlarını ödemeye devam ettikleri gibi başlarını sokabilecekleri bir ev bulanlar da ayrıca bu yeni evleri için bir de kira ödemeleri yapmaktadırlar. Yani hemen hemen tüm mağdurlar, halen yıkılan evlerinin kredi borçlarını ödemeye devam ettikleri gibi bir de ayrıca yıkımdan sonra kalmaya başladıkları evlerinin kira borçlarını da üstlenmiş durumdadırlar. Netice itibariyle, DASK’ın bu tutumu mağduriyetleri bir hayli artırmıştır. DASK poliçelerini yaptıran ve evlerinin deprem nedeniyle ağır hasar gördüğünü ilgili kurumların raporlarıyla belgeleyen yurttaşlarını bu şekilde yüz üstü bırakılmasını nasıl kıymetlendiriyorsunuz? Kurumun web sayfasında tanıtım amaçlı kullanılan görsellerle uygulama arasındaki çelişki ile ilgili Bakanlığınızın görüşü nedir? Söz konusu bu olayda mağdur olan vatandaşların zararının karşılanmama nedeni nedir? Çanakkale’deki bu olayda ödenmesi reddedilen zararın toplamı ne kadardır?  Eğer bu yapıların sigortalanması mevzuata aykırı olduğu halde sigortalanmış ise, bu yapıları DASK güvencesi kapsamına alan yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır? Hasarın depremden değil de kalitesiz malzeme kullanılmasından kaynaklı olduğunu belirtmek ve DASK’ın hiçbir sorumluluğu olmadığını kabul etmek,  tabiri caizse ‘DASK’ın kalitesiz malzeme kullanılan daireler üzerinde deprem poliçesi yaparak, herhangi bir yıkım sonunda, malzemenin –kalitesizliğini ileri sürerek teminat limitini ödemekten imtina etmek kastıyla hareket ettiğini’ göstermez mi? Bu yaklaşım yurttaşların devletin samimiyetine olan inancını sarsmayacak mıdır?  DASK, bir daireyi poliçe ile teminat altına almadan önce, daire üzerindeki tespitleri yapmamakta, binanın hammaddesi olarak kullanılan malzemelerin kaliteli olup olmadığına bakmamakta ve önüne gelen her daireye poliçe mi yapmaktadır? Ülkemizde DASK uygulaması başladığından beri, gayrimenkulleri sigortalı olduğu halde zararı karşılanmayan kaç kişi vardır?” dedi.