yandexmetrikacounter
"Suruç'ta insanlık katledildi" | Çanakkale Olay

"Suruç'ta insanlık katledildi"

Urfa'nın Suruç ilçesinde, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) tarafından "Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz" sloganı ile düzenlenen organizasyonun basın açıklaması sırasında düzenlenen terör saldırısı protesto ediliyor. Siyasi parti, demokratik kitle örgütleri de açıklama yaparak SGDF'li gençlere yönelik saldırıya tepki gösterdiler.

663

 Kobane’nin İslami terör örgütü IŞİD’ten temizlenmesinin ardından yaşanmaz bir hale gelen kentteki insanlara destek olmak amacıyla Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) tarafından organize edilen “Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz” isimli etkinliğe bombalı saldırı düzenlendi. Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’ndeki basın açıklaması sırasında yaşanan terör saldırısı nedeni ile çok sayıda genç yaşamını yitirirken, onlarca gençte yaralı ve ağır yaralı olarak hastanelere kaldırıldı. Saldırının gerçekleşmesinin ardından Türkiye genelinde başta AKP hükümetinin dış politikaları olmak üzere, IŞİD ve onun gibi çetelere yönelik tepkiler giderek arttı. Birçok siyasi parti, demokratik kitle örgütü ve gençlik örgütü açıklama yaparak saldırıyı lanetledi. Yapılan açıklamalarda, saldırının Türkiye’nin barış umuduna yönelik olduğunun altı çizilirken, AKP hükümetine yönelik sert tepkiler de vardı. 

 
“Katillerde de bu ortamı hazırlayanlar da belli”
KESK’ten yapılan açıklamada; “Kobanê’nin Yeniden İnşa çalışmalarına katılmak üzere İstanbul’dan Urfa’nın Suruç ilçesine gelen 300 gencin konakladığı Amara Kültür Merkezi’nde bugün meydana gelen patlamada onlarca gencin öldüğü ve onlarcasının da yaralı olduğu bildirilmektedir. Katiller de, bu ortamı hazırlayanlar da belli. Aylardır her açıklamamızda AKP’nin izlediği mezhepçi ve milliyetçi Ortadoğu politikasının ülkemizi patlamaya hazır bir mayın tarlasına dönüştürdüğünü ifade ediyoruz. Maalesef, gerçekleşen tam da budur! Katiller sürüsü sivil ve masum demeden onlarca insanın ölümünü hedefleyecek eylemler gerçekleştirmektedir. 5 Haziran’da Diyarbakır’da da aynı plan uygulanmak istendi. Orada insanlarımızın soğukkanlılığı ve tedbiriyle katliam 5 insanımızın yaşamını yitirmesi ve onlarca yaralı ile sonuçlandı. Ne yazık ki, bugün Suruç’ta onlarca gencimiz vahşi saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Öfkemiz büyük, ancak sözün bittiği noktadayız… Katillere bu zemini hazırlayan politikaları uygulayanların tarih önünde hesap vermekten kurtulamayacağına inanıyoruz. En ufak insani değerden nasibini almamış katiller sürüsünün gerçekleştirdiği saldırıyı nefretle kınıyor, yaşamlarını yitirenlere başsağlığı, yakınlarına sabır ve metanet, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dendi. 
 
“Katliamın sorumlusu IŞİD’i besleyen ve silahlandıranlardır”
Halkevleri’nden yapılan açıklamada : “Katliamın asıl sorumluları IŞİD’i besleyen, barındıran, silahlandıranlardır. Bugün Türkiye tarihinin en kanlı saldırılarından birinin haberi yüreğimize ateş gibi düştü. 300 güneş beyinli, okyanus yürekli devrimci gencimizin ortasında bomba patlattılar. Haberler korkunç, ölümler dolusu. Bu gençlerin amacı ahlaksız ve haksız bir savaşta yerle bir edilen Kobanê’nin halkına el uzatmak, yaralarını sarmak için iki tuğla üst üste koymaya yardım etmekti. Öldürenlere, katledenlere karşı yaşatmaktı amaçları. Ancak AKP iktidarı tarafından da beslenen, desteklenen katliamcılar tarafından katledildiler. Dayanışmaya giden Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SDGF) üyesi gençlerin yola çıktıkları andan itibaren polis gözetiminde olduklarını biliyoruz. Suruç’ta da aynı şekilde gözetim çemberinde olduklarını biliyoruz. Bütün bu gözetim mekanizmaları belli ki katiller için değil, barışçıl amaç güdenler için işliyormuş. Silahlı, bombalı cihatçı katiller tehlikeli sayılmadıklarından ya gözetlenmediler, izlenmediler ya da göz yumularak saldırıyı yapmasına olanak sağlanmıştır. Acımız ve üzüntümüz büyük! Tarihimizin en büyük katliamlarından, en büyük gençlik katliamlarından birini yaşattılar bize bugün. Elbette gençlere böylesine düşman iktidar, bunun hesabını mutlaka ödeyecektir. Ödetmek boynumuzun borcu, insanlığımız gereğidir” denildi. 
 
“İnsanlıktan uzak katiller, insanı yardıma bile tahammül edemiyor”
Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nden yapılan açıklamada; “Sosyalist gençlerin katliamından devlet doğrudan sorumludur. Kobane inşası için Suruç’ta bulunan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençler bombalı saldırıya uğradı. Batı illerinden 300 gencin Kobane’ye geçmek üzere bekledikleri Suruç Amara Kültür Merkezi’nde yaptığı basın açıklaması esnasında, canlı bombanın patlaması sonucunda onlarca yaralı ve ölü meydana geldi. Onlarca gencin bedeni, kolları, bacakları parçalanmış durumda. Katliamcı anlayış ve İŞİD, Kobane katliamı ve Diyarbakır mitinginde gerçekleştirdiği katliamın bir benzerini Suruç’ta da gerçekleştirdi. Sosyalist gerçlerin tek amacı, Rojova devriminin yıldönümünde Kobane’ye insani yardım ve inşa çalışmalarına katılmaktı. İnsanlıktan uzak katiller en insani bir yardıma dahi tahammül edemediklerini bir kez daha gösterdiler. Sosyalist gençlerin katliamından, önlem almayan devlet doğrudan sorumludur. Bu katliamı gerçekleştiren katliamcı güçlerin asıl amacı,  barışa kardeşliğe, toplumsal muhalefete yönelik bir göz dağıdır. Tüm kamuoyunu bu katliam karşısında sessiz kalmamaya, hesap sormaya davet ediyoruz. Tüm illerde yapılacak basın açıklamasına destek olmaya çağırıyoruz” denildi. 
 
“Yaşam, özgürlük ve barış kazanacak”
ÖDP’den yapılan açıklamada; “Suruç`ta Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu`na yönelik yapılan katliamı lanetliyoruz. IŞİD katliamcıların üzerine ölüm düşürdüğü Kobane`ye, yaşamı taşımaya giden gençlerimize yapılan saldırı, özgürlüğe, barışa ve yaşama saldırıdır. Bu kanlı saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimizin ailelerine, barıştan, kardeşlikten, özgürlükten yana tüm güçlere başsağlığı dileriz. Yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz. Bu katliamın baş sorumlusu, IŞİD`e silah ve bomba taşıyan MİT tırlarının sahipleridir. AKP iktidarıdır. Rojava halkının özgürlük ve barış çağrısını, karanlık çetecilerle susturmaya çalışan AKP iktidarı, eli kanlı bir ölüm iktidarıdır. Ancak ne olursa olsun halkın direnişi ve dayanışmasıyla barış kazanacak...Özgürlük kazanacak...Yaşam kazanacak... Emperyalizm, IŞİD ve AKP Ortadoğu`da ve ülkemizde yenilecektir.
 
Gazetecilerden açıklama
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, Şanlıurfa`nın Suruç İlçesi`nde bulunan Amara Kültür Merkezi önündeki basın açıklaması sırasında meydana gelen patlamayla ilgili açıklama yaptı. “Karanlık güçler yine iş başındadır. Halkı ve gazetecileri hedef alan bu saldırıyı kınıyoruz. Faillerin en kısa sürede bulunmasını diliyoruz” denilen açıklamada, şu görüşler yer aldı:  “Terörle mücadelede ve barışı sağlamada tüm siyasetçilere, sivil toplum örgütlerine, meslek örgütlerine büyük görev düşüyor. Suruç’taki saldırının basın açıklaması sırasında yapılması düşündürücüdür. Karanlık güçler yine iş başındadır. Halka ve gazetecilere yönelik bu saldırının insanlık suçu olduğunu düşünüyoruz. Terörü lanetliyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine baş sağlığı diliyoruz, yaralanan vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Halkı ve gazetecileri hedef alan bu saldırıyı kınıyoruz. Faillerin en kısa sürede bulunmasını bekliyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak bu tür saldırıların her zaman karşısında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.”
 
Eğitim-Sen de lanetledi 
Eğitim-Sen’den yapılan açıklamada; “IŞİD çeteleri tarafından yerle bir edilen Kobane’nin yeniden inşa edilmesi çalışmalarına katılmak için Suruç’a gelen 300 gencin basın açıklaması sırasında şiddetli bir patlama meydana gelmiş, onlarca genç hayatını kaybetmiş, yüzün üzerinde genç yaralanmıştır. Yola çıktıkları ilk andan itibaren, muhtemelen emniyet ve istihbarat güçlerince adım adım takip edilen gençlerin, göz göre göre böyle bir saldırıya maruz bırakılması düşündürücüdür. Bugün Suruç yaşanan patlama, AKP‘nin yanlış Ortadoğu ve IŞİD politikasının en acı sonuçlarından birisi olmuştur. Yaşanan katliam, AKP iktidarı döneminde özellikle Suriye`ye yönelik, cihatçı çeteleri desteklemeye dayanan dış politikanın en acı sonuçlarından birisi olmuştur.  Bugüne kadar katil IŞİD çetelerine karşı somut adım atmayanlar, cihatçı çetelere tırlar dolusu silah taşıyanlar, Suriye`de katliam yapan katilleri Türkiye topraklarında eğitip-donatanların sorumluluğu, saldırıyı gerçekleştirenlerden daha az değildir. Suruç‘ta yaşanan saldırı ile gerçekleştirilen katliam sadece gençlerimize karşı değil, aynı zamanda Türkiye‘de ve Ortadoğu‘da özgürlük, barış ve kardeşlik mücadelesi yürütenlere karşı yapılmıştır.  Eğitim Sen olarak saldırıyı gerçekleştirenleri ve onları kollayanları lanetliyoruz. Saldırıda yaşamını yitiren gençlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyoruz” ifadelerine yer verildi. 
 
“Suruç katliamını lanetliyoruz…”
HDP’den yapılan açıklamada “Bugün Suruç’ta bir kez daha, insanlık onurunu yitirmiş barbarlık ve tecavüz ordusunun neler yapabileceğine tanıklık ettik. Özellikle de Rojava Devrimi`nin hemen yıl dönümü sonrasında ve Kobanê ile dayanışmak için yola çıkmış Türkiyeli devrimcilerin hedef alınması, Kobanê etrafındaki enternasyonal dayanışmanın kırılması çabasıdır. Bu, halklarımıza, Kobanê etrafındaki devrimci dayanışma ruhuyla kenetlenen yiğit insanlara ‘Bu dayanışmadan vazgeçin’ mesajıdır. IŞİD ve benzeri tecavüz ordularının destek aldığı bütün ülkeler ve rejimleri bu barbarlığın ortağıdırlar. IŞİD`e karşı sus pus olanlar, sesini bile yükseltmeye cesaret edemeyenler, HDP`ye bile her gün tehdit savurup IŞİD`in başını okşayan Ankara`daki yöneticiler bu barbarlığın suç ortağıdırlar. Bizler HDP olarak, bütün Türkiye toplumunun şunu net olarak bilmesini istiyoruz: Bizler, demokrasi, adalet ve barış ilkelerimizi hayata geçirme konusunda kararlıyız. Bu ilkeleri her koşul altında savunmaya devam edeceğiz. Bu ilkeleri hayata geçirmek için IŞİD ve benzeri zihniyetlere karşı daha fazla yan yana durmak, daha fazla dayanışma içinde olma zamanıdır. Bu tecavüz ordusunu kaypak Hükümet politikaları değil, halkların dayanışması durduracaktır. Biz herkesi, Edirne’den Hakkari’ye kadar bütün yurttaşlarımız ve kardeşlerimizi IŞİD ve türevlerine karşı, Türkiye`de IŞİD zihniyetini savunan ve temsil edenlere karşı, IŞİD`e sessiz kalarak ya da doğrudan destek sunarak büyütenlere karşı barış bloğunda bir araya gelmeye çağırıyoruz. Geçici hükümet, yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği tedbirlerini almak için, her türlü sorumluluğunu yerine getirmekle mükelleftir. PYD`ye karşı, orduyu ve on binlerce askeri sınıra yığarak sözde güvenlik tedbiri alan hükümet, Suruç`ta elini kolunu sallayarak bomba patlatanların siyasi olarak hesabını vermek zorundadır. Her türlü istihbarat ve güvenlik açığından şu andaki hükümet sorumludur. Ancak, halkımız, siyasi kurumlarımız, sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek örgütleri gibi bütün toplumsal yapılar kendi güvenlik tedbirlerini de geliştirmelidir. Parti binalarımıza giriş çıkışlar, toplu eylem ve etkinliklerin yapıldığı yerler mutlaka özel olarak güvenliği sağlanan yerler haline getirilmelidir. IŞİD tecavüzcülerinin kurumlarımıza, halkımıza bu kadar rahatça ve pervasızca saldırmasının önüne geçecek tedbirler geliştirilmelidir. Yarın yapılacak MYK toplantımızda bu konu özel olarak ele alınacaktır. Ayrıca önümüzdeki dönem siyasi sürece dair kapsamlı değerlendirme ve planlamalar yapılacaktır. Suruç katliamı karşısında Türkiye`de demokrasi, adalet ve barış ilkeleri etrafında dayanışma ruhuyla bir arada durmak isteyen ve bu tür saldırılara karşı birlikte neler yapabileceğimizi tartışmak isteyen bütün siyasi parti hareket ve gruplarla ortaklaşmaya hazır olduğumuz ifade etmek istiyoruz” denildi. 
 
Eğitim-İş hükümeti uyardı 
Eğitim-İş’ten yapılan açıklamada; “Şanlıurfa Suruç İlçesi’nde çok sayıda vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına neden olan bombalı saldırıyı şiddetle kınıyoruz. AKP iktidarının kararsız ve iradesiz dış politikaları sonucu, terörü kendilerine araç edinenler, siyasal iktidarın ödün veren tavrından da güç alarak, bu tür eylemleri gerçekleştirmek için cesaret bulmaktadır. Bu saldırı, ülkemizin uluslararası terörün hedefi haline geldiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Suriye’de yaşanan iç savaş karşısında AKP Hükümeti’nin adeta emperyalizmin taşeronluğuna soyunarak yürüttüğü yanlış dış politikanın ülkemizi felakete sürüklemektedir. Hükümeti bir an önce, halkımızın ve sınırlarımızın güvenliğini sağlamak için gereken tedbirleri alması konusunda uyarıyoruz” denildi.                       
(Haber Merkezi)
Paylaş