Yaz aylarında beden memnuniyetsizliğiyle bağlantılı kaygı ve sosyal kaçınma davranışlarında artış olduğunu belirten Acıbadem Bodrum Hastanesi Klinik Psikolog Özge Bilir, "İnsanlar daha çok kapandıkları, daha az sosyal ortama girdikleri, bedenlerini sakladıkları bir döngüye girebiliyorlar. Sıcak hava nedeniyle daha açık kıyafetler tercih edildiği için insanlar bedenleriyle daha çok yüzleşiyor. Plaj, havuz gibi alanlarda ‘ideal' vücut algısı daha görünür hale geliyor. Bu da özellikle gençlerde ve kadınlarda beden memnuniyetsizliğini artırabiliyor. Duygu durum dalgalanmaları da yaz mevsiminde daha görünür oluyor. Mevsim değişimlerinde kişilerin ‘iyi ve mutlu hissetme' baskısı altında stres yaşayabiliyor. Bunu yaparken gerçeklikten uzak bir anlayıştan kaçınmamız gerekiyor. Güzellik standartlarına uymadığını düşündüğümüz bedenimizin de kendi bakış açımıza göre kusurları olabilir. Mükemmeliyetçi düşüncelerimiz varsa törpüleyebilmek ve en önemlisi bedenimizin yaşamımız için bizi hayatta tuttuğu, kusursuz olmak zorunda olmadığımızı unutmamalıyız" diye konuştu.
"Yaza hazır vücut baskısı artıyor"
Psikolog Bilir, kış aylarında fazla düşünülmeyen kilo ya da vücut hatlarının, yaz öncesi diyet ve spor baskısıyla "bikini vücudu", "yaza fit gir", "detoks sezonu" gibi söylemlerle öne çıktığını vurguladı. Sosyal medyanın bilinçsiz kullanımının da bireylerin beden algısı üzerinde psikolojik, sosyokültürel ve bireysel olarak ciddi etkiler oluşturduğunu söyledi.
Tüm bunların kişilerin bedenlerini yaz mevsimine "hazırlanması gereken" bir nesne gibi görmelerine neden olduğuna işaret eden Bilir, "Bu noktada beden algısı, kişinin kendi bedeni hakkındaki düşüncelerini, duygularını ve değerlendirmelerini içeriyor. Kişi kendini bu ‘ideal beden' kalıplarına uymadığı için yetersiz hissedebiliyor" dedi.
Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların büyük bölümünün filtreli, pozlu ve idealize edilmiş olduğuna değinen Bilir, "Özellikle yaz tatillerinde estetik görünümler, lüks yaşam tarzları ve fit bedenler daha sık paylaşılıyor. Takipçiler bilinçli veya bilinçsiz olarak bu kişilerle kendilerini kıyaslayabiliyor" ifadelerini kullandı.
"Depresyon ve sosyal fobi tetikleniyor"
Filtrelenmiş fotoğrafların, estetik müdahalelerin, ulaşılamaz bir
beden standardı sunduğunun altını çizen Bilir, özellikle ergenler
ve genç yetişkinlerin bu içeriklere daha duyarlı olduğunu ve
böylece gerçeklikten uzak beden algılarına daha kolay
kapıldıklarını dile getirdi.
Sosyal medyada geçirilen sürenin artmasıyla birlikte beden
memnuniyetsizliğinin, düşük benlik saygısının ve yeme
bozukluklarının arttığını söyleyerek bu durumların sadece
fiziksel değil, psikolojik sağlığı da etkilediğini; sosyal
kaçınma, özgüven eksikliği, depresyon belirtileri ve sosyal
fobinin bu süreçte daha sık ortaya çıktığını ifade etti.
"Sosyal medya detoksu yapın"
Beden algısındaki değişimlerin farkında olarak sağlıklı
beden-zihin ilişkisini teşvik etmenin ruh sağlığı uzmanlarının en
önemli görevlerinden biri olduğundan bahseden Psikolog Bilir,
"Sosyal medya detoksu, ayna karşısında olumlu cümleler kurma
egzersizi, beden olumlama yaklaşımını benimsemek ve gerekirse
profesyonel destek almaktan çekinmemenin" bu süreçte faydası
olacağını anlattı.
Sosyal medyanın, gerçekliğin sadece bir kısmını yansıttığını
hatırlatan Psikolog Bilir şunları söyledi:
"Aynaya bakan kişi eksiklerini değil; kendisini hayatta taşıyan,
nefes aldıran, duygularını taşıyan bedenini görmeli. Sosyal
medyada karşılaştığınız görüntülerin gerçekliğini sorgulamanız,
kendinizi daha az yargılamanıza yardımcı olabilir. Bedeninizin
şekli, sizin kim olduğunuzu tanımlamaz. Yaz aylarını, kendinizle
barışık geçirmeyi deneyin. Ruhunuz hafiflediğinde, bedeninize de
daha nazik davranmaya başlarsınız.''