Türkiye ile İran arasında 26 Nisan 1926’da «Güvenlik ve Dostluk Antlaşması»; 29 Kasım ek protokol; 23 Ocak 1932 tarihinde «Uzlaşma, Adli Tavsiye ve Hakemlik antlaşmaları imzalandı. 1934’te de bölgede sınır tespiti tamamlandı, sorunlar giderildi. 1934’de Milletler Cemiyeti Konseyi’ne aday olan İran, Türkiye lehine adaylıktan çekilerek Türkiye’nin adaylığını destekledi. 27 Mayıs 1937’de imzalanan antlaşma ile Türkiye – İran arasındaki bugünkü sınır kabul edildi.
1934 yılının başında, Fahrettin Altay Paşa, Rıza Şah Pehlevi’ye mihmandar atandı. Trabzon’da Şahı karşılayan Fahrettin Paşa, YAVUZ zırhlısı ile Samsun’a Hareket ettiler. Zırhlının kulesine girerken, elbisesinin lekeleneceğini söylemesi üzerine Şah: «Top lekesi bana ziynettir» der.
Şah, Türkiye’de en fazla kalan devlet adamıdır. Rıza Şah Pehlevi’nin Türkiye Ziyareti (10 Haziran 1934-07 Temmuz 1934) tarihleri arasındadır. Şah’ın ziyareti 27 gün sürdü. Kara ve deniz ulaşım araçlarının ve yollarının elverişsiz olduğu bu yıllarda ülke dışına seyahat etmek için bu uzun süreleri göze almak gerekiyordu. Şah da böyle yaparak araba, gemi ve tren kullanmak suretiyle bu sürede 14 farklı şehre uğrayıp bu uzun ziyaretini gerçekleştirdi.
Atatürk’ün ölümünde, İran ülkesinde bir ay yas ilân etti. Türkiye’nin büyük acısını paylaştı.
Trenle Balıkesir’e gelen Rıza Şah Pehlevi ve Mustafa Kemâl Atatürk, 25 HAZİRAN 1934 günü açılan yeni karayolundan Çanakkale’ye hareket ettiler. Balaban çeşmede mola veren kafile çaycı Ahmet’in elinden, kahvelerini içtiler.
Kirazlı’ya hareket ettiklerinde, Kirazlı’da bulunan 9. Piyade ve Süvari Alayı’nın yol Kesme tatbikatını izlediler.
Rıza Şah Pehlevi, Atatürk’e dönerek: «Ordunuzun kıymet ve kudretini her surette takdir ediyorum, böyle bir orduya malik olduğunuzdan dolayı sizi tebrik ediyorum.» der.
Atatürk, bu sözlere karşılık: «Benim en büyük şansım değerli komutanlara malikiyettir.»
Kirazlı’da yapılan askeri binalarından birinin temelini attılar. Temele bir kutu içinde iki devlet başkanı tarafından imza edilmiş bir kağıt konuldu. Temel atma töreninde kurban kesileceğini gören Atatürk, müdahale ederek kesilmesini engelledi.
Şah ve Atatürk; Balıkesir-Çanakkale yolunun kente girişlerinde, başta Çanakkale Valisi Süreyya Yurdakul olmak üzere Belediye Başkanı Namık Veli Yaşin, Jandarma Efrad okulları komutanı, Halk Fırkası Başkanı Nejat Dilmaç ve halk büyük bir coşku ile karşıladılar.
Askeri birlikler denetlendikten sonra, Erenköy sırtlarına giden heyet, Burada Mustafa Kemâl’in Rıza Şah’a ve beraberindekilere Çanakkale Savaşları hakkında bilgi verdikten sonra, akşam saat 19.15’te, Şah ve Atatürk; Çanakkale Limanına gelen Gülcemal vapuruyla İstanbul’a hareket ettiler..