Yardım etme ve paylaşmanın gücü, sadece ihtiyacı olana değil, yardım edenin de ruh sağlığına iyi gelen mucizevi bir destektir. Yardım etmenin, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde pek çok uzun vadeli etkisi vardır ve bu etkiler zamanla kendini daha da belirgin hale getirir; insanlar birbirine destek olduklarında, sadece anlık bir iyilik yapmakla kalmaz, aynı zamanda duygusal bağlarını güçlendirerek toplumsal dayanışmayı da artırmış olurlar.
Toplum içinde yardımlaşma ve dayanışma, bireylerin ruh sağlığını
olumlu yönde etkileyen unsurlardandır; yardım eden kişilerin
genellikle daha mutlu ve tatmin olmuş hissetmesi, bu durumun bir
sonucu olarak ortaya çıkar ve bu mutluluk, bireylerin sosyal
hayatlarına da olumlu katkılarda bulunur.
Uzun vadede, yardımların etkileri sadece bireyler üzerinde değil,
bütün toplum üzerinde gözlemlenebilir; yardımlaşma kültürü
yerleştiğinde, insanlar daha dayanıklı topluluklar oluşturur ve
kriz anlarında bu dayanıklılık, yardımlaşmanın ne denli önemli
olduğunu gösterir.
Ayrıca, yardımlaşma sayesinde toplumsal bağlar güçlenir ve insanlar arasında güven duygusu oluşur; bu güven, bireylerin birbirine daha fazla yardım edebilmesini sağlar ve sonuç olarak, toplumsal huzuru artırır.
Bu bağlamda 29 Ekim - 4 Kasım Kızılay Haftası vesilesiyle: Unutmayalım ki, yardım eli uzatmak bize de iyi hissettirir. Birer ebeveyn olarak da çocuklarımıza davranışlarımızla örnek olmalı; günümüzün en yaygın problemlerinden zorbalığa karşı en güçlü kalkan olan yardımlaşma ve dayanışma bilincini aşılamalıyız. Ailece attığınız her küçük adım, çocuğunuzun dünyayı daha duyarlı bir yerden görmesine katkı sağlayacaktır. Çocukların güzel ve mutlu bir dünyada yaşamaları dileğiyle.