yandexmetrikacounter
Prof. Dr. Türkoğlu'ndan Marmara için 'Arıtm | Çanakkale Olay

Prof. Dr. Türkoğlu'ndan Marmara için 'Arıtma + Yerinde Tarım' formülü

Marmara Denizi'ndeki müsilaj tehdidi sürerken, ÇOMÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Türkoğlu, kirliliğin önüne geçmek için tam biyolojik arıtma sistemlerine dikkat çekti. Prof. Dr. Türkoğlu, arıtılan suyun tarım ve sulamada kullanılmasıyla hem denizin temizleneceğini hem de İstanbulluların daha ucuz sebze-meyveye ulaşabileceğini belirterek, bunun "en önemli çift yönlü çözüm" olduğunu söyledi.

165

Marmara Denizi'nde müsilaj yer yer görülmeye devam ediyor. Prof. Dr. Muhammet Türkoğlu, arıtma faaliyetlerinin arttırılmasıyla denizlerin hem müsilajdan kurtulacağını hem de yerinde tarım ile ucuz meyve-sebzeden faydalanılabileceğini belirtti.

Marmara Denizi'nde müsilaj yer yer görülmeye devam ederken, ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Türkoğlu müsilajdan kurtulmak için arıtma sistemlerinin önemine değindi. Prof. Dr. Türkoğlu, "Bu atık suları arıttıktan sonra tam biyolojik arıtmadan sonra belirli havzalarda biriktirip, bunu yerinde tarım ve park bahçeleri sulamak için kullanabiliriz. Dolayısıyla Marmara Denizi hem kirlilikten kurtulmuş olur hem de İstanbul gibi tarım alanlarının mevcut olduğu civarlarda yerinde tarımla daha ucuz sebze, daha ucuz tarım ürünlerini orada yaşayan insanlar edinebilir. Dolayısıyla bu çift yönlü çözüm aslında en önemli çözüm" dedi.

Müsilajın oluşumunda üç temel etken

Müsilajın oluşumunda üç temel etkenin yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Türkoğlu, "Müsilaj oluşumu tamamen organik madde birikimi. Bu organik madde birikiminin ana sebebi kirlilik demiştik ve aynı zamanda bunu etkileyen sıcaklık söz konusu, bir de hidrodinamik yapı yani üreyen, çoğalan organik maddenin dip sulara dağılamaması, dolayısıyla yüzeyde müsilaj birikimine neden oluyor. Problemin ana kaynağı bu" diye konuştu.

"Arıtma konusunda son zamanlarda kısmen bilinçlenme oluştu"

Denizlere salınan atıkların arıtılması konusunda son dönemlerde bilinçlenmenin arttığını ama yetersiz olduğunu vurgulayan Türkoğlu, "Peki müsilaj oluşumunu nasıl engelleyebiliriz? Bunu şu şekilde ortaya koymak lazım; müsilaj için öncelikle sebepleri ortaya koyduk biraz önce. O sebepleri ortadan kaldırmamız lazım. Şimdi sebebi biri neydi; kirlilik yüküydü, kirlilik. İkinci sebebimiz neydi; önemli sebebimiz, iklim değişimi ve buna paralel olarak sıcaklığın artışı. Üçüncü sebebimiz neydi; hidrodinamik yapı. Bizim hidrodinamik yapıyı değiştirme şansımız yok. Bu akıntı sistemlerini değiştirme şansımız yok. Artı, iklim değişimini kısa vadede değiştirme şansımız yok. Kısa vadede öncelikle değiştirebileceğimiz ne kalıyor ortaya; müsilajın sebebi olarak denizlerin kirletilmesinin durdurulması. Bunu nasıl durduracağız, çok basit aslında. Geçmişte kaba arıtma metodlarıyla tüm atık suları biz Marmara Denizi'ne boca ediyorduk. İstanbul, İzmit, Kocaeli, Bursa vesaire bunların her biri Marmara'ya kıyı oluşturan şehirler. Dolayısıyla bunlar atıklarını çözüldükten sonra katı atığı sıvı olarak belirli derinliklere 25 metre, 30 metreye boca ediyorlardı. Son zamanlarda biraz tabii bilinçlenme söz konusu oldu, biyolojik arıtma tesislerinin sayısı artmaya başladı. Kısmen bu oran 25, 30, 40'lara çıktı. Biz yine de kaba arıtımla kirleticilerin büyük bir kısmını sisteme veriyoruz" ifadelerini kullandı.

Arıtma ile hem müsilajdan kurtulma hem de yerinde tarım

Prof. Dr. Türkoğlu, müsilajın oluşumunun engellenmesi ve yerinde tarım ile ucuz sebze-meyveye ulaşmanın Marmara Denizi'ne kıyısı olan şehirlerde arıtma sistemleri ile sağlanabileceğini açıkladı. Türkoğlu, bu arıtma sistemi düzenini ise şöyle anlattı:

"Burada ise aynı zamandaki kirleticileri sisteme vermiyoruz, elde ettiğimiz tatlı su kaynaklarını ayrıca sisteme veriyoruz. Gelecekte su kıtlığı dediğimiz olgu da söz konusu. Dolayısıyla biz şu anda içme su kaynakları için var olan nasıl havzalar varsa; bu atık suları arıttıktan sonra, tam biyolojik arıtmadan sonra belirli havzalarda biriktirip, bunu yerinde tarım ve park bahçeleri sulamak için kullanabiliriz. Dolayısıyla Marmara Denizi hem kirlilikten kurtulmuş olur hem de mevcut İstanbul gibi tarım alanlarının mevcut olduğu civarlarda yerinde tarımla daha ucuz sebze, daha ucuz tarım ürünlerini orada yaşayan insanlar edinebilir. Dolayısıyla bu çift yönlü çözüm aslında en önemli çözüm. Bunu politika yapıcılar, siyasetçiler göz önünde tutmalı. Biz insanlar olarak da çevremize daha duyarlı olmalıyız, daha dikkat etmeliyiz. Minimum seviyede kirletmeliyiz."

(İHA)
Paylaş